6450.A efendim (Buyruğu yürüyen, sözü geçen), a yücelikler (Eşsiz, benzersiz özellikler taşıyan) ıssı (Kendisinde olan bir şeyi yasa sınırları içinde istediği gibi kullanabilen kimse) Şemseddin (Dinin güneşi, dinin insanlara verdiği aydınlık), kutluluk yurdu Tebriz'imi bile feda ettim sana.
A güzelim, ne diye düşmanın sözünü duydun, dinledin?
Ne diye kandın da düşmanlar yüzünden bu kulundan (Sevgiyle bağlanmış, dostluğunu devam ettirenden) vazgeçtin?
Ne diye and içtin (Yemin ettin);
Neden gönlünü (Kalpte oluşan duyguların kaynağını) bu kadar katılaştırdın?
Sanki beni hiç görmemişsin sen.
A Ay (Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan), bir kere daha bak bu kula;
Tut ki bir tutsağı kafirden (Acımasız, zalim kişiden) satın almışsın.
Yüzünü gördüm senin de anladım ki Ab-ı hayat (Olgun insanın, hayvani bir hayata mahkum olmuş insan aklını kurtaran kişi) sensin..
Bu kulun (Sevgiyle bağlanmış, dostluğunu devam ettirenin) bedeninde her yana dolaşıp durmadasın.
Bir akdoğansın (Avcı kuşsun) sen;
Geldin, başıma kondun;
Gönlümü kaptın, havalara uçtun gitti.
Evden gittin, kapıyı kapadın ya.,
O vakitten beri gönlümüm (Kalbimde oluşan duyguların kaynağı), yüzünü duvara (Sonuç alınamayan yere) dönmüş.
Sana can (Yaşamayı sağlayan madde dışı varlık) dersem doğru söylemiş olurum.,
Çünkü can da görünmüyor, sen de görünmüyorsun.
Feryadıma (Haykırışıma, çığlığıma) yetiş (Yardım et, yardıma koş);
Bu vakit, merhamet vakti.,
Yüzlerce yerde feryadıma (Haykırışıma, çığlığıma) sen yetiştin (Vaktinde yardım için geldin) benim.
Kimi perdeleri yakarsın (Aradaki sınırı kaldırırsın);
Kimi tutar, perde gerersin (Sınır koyar kendini gizlersin).,
Güz (Sonbahar) mevsiminin de sırrı sensin, ilkbaharın da canı sen.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Şems Hazretlerinin Dinin güneşi, dinin verdiği ışığı perdelerden kurtaran, eşsiz, benzersiz özellikler taşıyan kendisinin tam yetkili ve hesap vermeyen olduğunu, buyruğunun gökte ve yerde geçtiğini öğrendik.
Mevlana Hazretleri kendisinden uzaklaşan Şems Hazretlerine yeniden sevgi ve dostluk bağlılığının devam ettiğini bildirdiğini düşman elinden dostlar yurduna gelmesini istediğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin karanlıkta kalmış, önünü yolunu göremeyen gözlere akıllara ışık tutarak doğru ve verimli yolu gösterip aydınlattığını öğrendik.
Şems Hazretlerinin avcı olduğunu, uygun olanları avladığını, olgunluğa daha sonra aklı hayvani aklın mahkumiyetinden kurtardığını, insani aklını özgürleştirdiğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin habersiz kaybolmasına bir türlü anlam veremeyen Mevlana Hazretlerinin özlemini yüksek sesle söyleyip davet ettiğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin yerinin yücelerde olduğunu, Mevlana Hazretlerinin ihtiyacı olduğu zaman defalarca yardıma yetiştiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin aradaki engelleri kaldırdığını, bazen engel koyduğunu, mevsimler gibi değiştiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
