(Mevlana Hazretler aşkı anlatıyor)
1960. A kutluların (Uğuru olanların, iyilik getirdiğine inanılanların, mübarek olanların) padişahı, a yurtların yüceliği (Yüksek yerde bulunan);
Her zalimin (Acımasız ve haksız davrananın) zulmünü (Yasaya veya vivdana aykırı olarak yaptığı eziyeti) benden giderirsin diye sana geldim ben.
Acıyışınız (Kişinin veya canlının mutsuzluğuna karşı üzüntü duymanız) herşeyi kavramış kaplamıştır esirgeyişiniz (Korumanız) her yana yayılmış, döşenmiştir, efendilerimiz bizim, her tapı (Yaşanılacak yer) kılanın tövbesini kabul edin.
Önceden gelenlerin şarabından başka bir şarapla sarhoş olmam ben, bir kadehcik sun;
Tanrı lütfunun küpünden (Hazinesinden gelen iyiliğinden, yardımından, bağışından) ne eksilir ki?
Yüzünüz, bize Ay'ın on dördüdür, neşemizdir, ışığımızdır;
Hayalinizin gölgesi (Koruyuculuğu), her yüce kişinin devletidir (Tanrı’nın yetkili kıldığı,sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteklerini kendi isteği olarak kabul ederek gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşmaya insanları yönlendirme ve yöneltme makamı)..
Ey hasta, yorgun gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), sakın-sakın kaçma sarhoşlardan;
Aşıklardan kaçmazsın sen, kaçarsan cıfıtsın (Ciddiyetten uzaklaşmış), dininden dönmüşsün.
Kıblemiz hayalleri (Sıkıntılı durumda gerçekleşmesini istediğimize yardım istediğimiz, beklediğimiz, baş vurduğumuz yer);
Tadımız-tuzumuz, nazlanışları, cilve edişleri.,
Ey benim dayancım-güvencim, güzellikleri de her zahidin (Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getirenlerinin) fitnesi (Karışıklık kargaşa çıkaranı).
Yas tutan kadınlar gibi başını, yüzünü dövmeden önce onlarla buluşmanın değerini bilmeye bak.
Yeni Ay'a benzeyen buluşmanızın nuru, pek sağlam tan yerinden göründü de düzenler kurdu, aldattı beni, heyecanlara düşürdü, sonra da çekti kendine.
A arayıp taramadan sarhoş olmuş gönül, aşkın yüzünden, şeklinden bahset;
İki (Madde ve mana) dünyadan da çık-gitsin;
Ne yaparsan yapabilirsin, arkan sağlam.
A güzelim, gönlüme, canıma görülmemiş bir ateştir, saldın...
Gönül ateşi yerleşti-kaldı;
Sen ne diye yolculuğa düştün?
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Mevlana Hazretleri fena kişilerin zarar vermesinden korunmak için Şems Hazretlerine müracaat ettiğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin acıma duygusunun herşeyi kavramış olduğunu, koruma, himaye altına aldığını, tövbeleri kabul ettiğini öğrendik.
Mevlana Hazretleri Tanrı şarabından istediğini, başka şaraptan içmediğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin Ay gibi yüzüne bakana neşe verdiğini, karanlıktan kurtardığını, gözüne ışık verdiğini, her yüce kişinin ihtiyaç duyduğu kişi olduğunu öğrendik.
Sıkıntılı bir durumda yardım umularak başvurulan yer ve kişin Şems Hazretleri olduğunu, buluşmanın değerini bilmeyenin çok pişman olacağını öğrendik.
Şems Hazretlerinin nuruyla Mevlana Hazretlerini heyecanlara düşürdüğünü, madde ve mana dünyasından çıkartarak yokluk âlemine çektiğini, Tanrı şarabıyla sarhoş ettiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretleri, Mevlana Hazretlerinin duygularının kaynağına kalbine aşk ateşine vererek seyahate çıktığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
