(Mevlana Hazretler Mevlevi olmayı anlatıyor)
2010. Neşe de, sevişme (Birbirini sevmek) de, görüşte, oynaşmada her üstün kişinin gönlüne girmek, yetmek (Gereksinimi karşılayacak, giderecek nitelikte olmak), yedilmek (Yedeğe alınıp götürülmek) farzdır.
Başına buyruk (Kimseden izin almaksızın dilediği gibi davranan kimsenin) gidiş, gidiş değildir;
Bir gökyüzüne bak;
Yıldızlanın hepsi de aramada, yelip yortmada;
Fakat hepsi de buyruğa ram olmuş (İtaat etmiş, boyun eğmiş).
Gündüzün gizlenmelerine bak, geceleyin görünüşlerini seyret;
Ulular ulusunun sarayının çevresinde heyecanla dönüşlerinden ibret al.
Tanrı için dolunuyorlar, Tanrı için doğuyorlar;
Tanrı'yı istiyorlar, Tanrı'ya aşıklar...
Ayaksız, kanatsız yelip yortuyorlar (Aceleyle, telaşlı bir biçimde koşarak hızlı ve sürekli yol alıyorlar):
Bir-birleriyle yarışıyorlar.
Güneşin ateş gibi gidişine bak:
Ay'ın geceleri yürüyüşünü gör.,
Seher çağının gürültüsünü seyret:
Tıpkı mahşer günü hani.
Temiz kişinin canı melek;
Kötü kişinin canı şeytan..
Kerem (Soyluluk, ululuk, büyüklük, cömertlik, eli açıklık) sahibinin varlığı bir gemi;
Kötü kişinin varlığıysa demir atmış, kalakalmış.
Merhamete (Üzüntüye, acımaya) bak, sanki süt ırmağı, şehvetse (Karşılıklı güçlü istek) bal ırmağı.,
Ömrü akıp giden bir su ırmağı bil:
Özleyişse (Kavuşma isteği) kıpkızıl şarap ırmağı.
Dört ırmak da sende gizli;
Hiç görmüyorsun fakat, nerde bile demiyorsun;
O' nun (Allah’ın) sıfatları, O nun zatı (Kendi) gibi hem gizli, hem apaçık ortada.
Özleyişin coşup köpürmesi nerden:
Zevkin meydana gelişi nerden?
Ömrün lezzeti pusuda, acıyışıysa bir örtü altında.
Halk ona av kesilmiş:
Onun işi-gücüyse bir (Kendi kendini hapsettiği yerden) delik açmak, onları kurtarmak...
Onun dileğine karşı her varlık, bir başka çeşit bezentiye (Süslenme peşine) düşmüş.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Neşede, birbirini sevme de, görüşte, oynayış da, gereksinimleri karşılayacak nitelikte üstün olan kişinin yedeğinde olup öğrenmek ve uygulamak yolunda ilerlemenin Allah’ın emri olduğunu öğrendik.
İzin almadan dilediği gibi hareket etmenin yaradılış kanununa uymadığını, örnek olarak gökyüzüne bakmamız, hareketleri izlememiz yeterli olacağını öğrendik.
Yıldızların gündüz gizlendiklerini, geceleyin göründüklerini, Tanrı sarayının etrafında dönüşlerini seyretmemiz gerektiğini öğrendik.
Yıldızların tanrı için dolgun ve parlak evreye girip doğduklarını, Tanrı’yı istediklerini, Tanrı’ya aşık olduklarını, ayaksız, kanatsız birbirleri ile hızlı bir yarış yaptıklarını öğrendik.
Güneşin cehennem gibi ateşini, Ay’ın hareketlerini, güneş doğmadan öncesinin gürültüsünü seyretmemiz gerektiğini öğrendik.
Kötü kişinin canının şeytan olduğunu, demir atıp hareketsiz kalmış gemi gibi şaşkınlık içinde kalacaklarını öğrendik.
Temiz kişinin canının melek gibi olduğunu öğrendik.
Soylu, ulu, büyük, asalet sahibinin varlığının bir gemi gibi denizde istediği yere gidebildiğini öğrendik.
Süt ırmağının üzülmek, acımak, bal ırmağının sevdiğine kavuşmak, su ırmağının ömrümüz, şarap ırmağının ise özleyiş olduğunu öğrendik.
Cennette vaat edilen 4 ırmağın bizde gizli olduğunu, nerde olduğunu bilmiyorsak sormamız, gizli ve açık taraflarını öğrenmemiz, bilmemiz gerektiğini öğrendik.
Şems ve Mevlana Hazretlerinin hapsolduğumuz, kısır döngüye alışmış yaşantıdan bizi kurtaracak çıkış deliği açarak ve yardım ederek öz varlığımızın değerini yaşatacak, işlem görecek duruma getirmemize öncülük edeceklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Özleyişle coşup köpürme nereden?
Zevkin meydana gelişi nereden?
Ömürün lezzeti nereden?
Acıyış neden örtü altında?
Bu sorulara cevap aramak, açılan delikten seyretmek, bu delikten girmek, girdiğimiz bu var olup da görünmeyen varlıkları tanımamız, Tanrı’nın süslediği bu âlemi tanımamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
