(Mevlana
Hazretleri Aşkı anlatıyor)
2150. Betine-benzine (Yüzüne) renk geldi ya;
Onun için sararıp sol.,
Bir atlının ardından ne diye safran gibi sararıyorsun?
Horoz gibi erkek (Sözüne güvenilir, mert) ol;
Vakti tanı;
Öne geç, yürü,
Horozken (Erkek isen) tavuk gibi dişileşmen (Dişi gibi davranman) yazıktır.
Eğri otur, doğru söyle..
Doğru olur bu iş, layık (Uygun) olan da budur..
Senin canın da benim, ruhun (Duyguların) da;
Sense onları bir başka yana yollayıp duruyorsun.
"Borç
verin" (Yoksullara, din uğruna devlete
edilen yardıma karşılık Allah, yardım edene, fazlasıyla dünyada ve bilhassa
ahrette karşılık, sevap ihsan edeceğinden bu verilene, mecazen borç denmiştir)
buyruğuna uyar da bir kesinti verirsen bil ki kalp bir kesintiyi bile define
edersin, hazine yaparsın, maden haline gelirsin.
"Sakının"
(Bakara suresi 24 ve diğer 72 Ayette) buyruğuna
uyar da iki-üç gün gözünü yumarsan duygu gözünün kaynağını apaçık incilerle
dolu bir deniz yapar, gidersin.
Amacımıza bir soluk, ok gibi doğru
gidersen gökyüzündeki utarid (Merkür) yıldızının
boyunu (Zeka enerjisi ile keskin algılama gücü yüksek,
çabuk öğrenen, çabuk bıkan, öğrenme yetenekleri ile dolu olarak) kendi
kirişine (Ok atılan yayın iki ucu arasındaki esnek bağı)
yay edersin.
Bundan daha iyi kerem (Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet) de şudur ki
suçunu, günahını bağışlar...
Bunu bir anlatayım da bak;
Bana karşı nasıl, ne çeşit feryat edersin (Haykırır, çığlık atarsın).
Yeter, bu söz, anlatmaya sığmaz;
Ağız a gelmez...
Hatta bütün zerreleri (Çok küçük parçacık 0,00156 gram ağırlıkta olanı) açsan, her birini bir ağız haline getirsen gene anlatılamaz.
Seni seven, soluktan soluğa, yüz
batmanlık (700,692 kg) cefa taşı yese bile, sen,
ona yüzünü ekşitmedikçe gam yemez.
Şarap (Tanrı
şarabı), ona edeceğini etti mi oyuna dalar, bağırır, çağırır, neşesini
bildirir...
Çünkü o, madenin has (En iyi cinsten, saf) akıykını (Akik taşını) koltuğuna almıştır.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Bakış görüş ışığını veren Allah yakınını kendimize padişah seçmemiz, saygıyla ona çekinmeden, kaçınmadan hizmet etmemiz, yaşamımıza renk gelmesini sağlamamız gerektiğini öğrendik.
2.
Ne
zaman neyi yapmamız gerektiğini bilmemiz, yapacağımız işte yetişkin adam gibi
kararlı olarak korkmadan yapmamız, yapmamak için bahanelere sığınmamamız
gerektiğini öğrendik.
3.
Canımızın,
ruhumuzun Mevlana Hazretlerine uygun olduğunu, canımızı ve ruhumuzu başka
yerlere yollayıp yanlış iş yapmamamız, doğru iş yapmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Yoksullara,
din uğruna devlete yardım edenlerin karşılığını Allah’ın madde ve mana olarak
fazlasıyla karşılığını vereceğini, bizim Allah’ın yardım edenler defterine
adımızı yazdırmamız, bu olanağı kaçırmamak gerektiğini öğrendik.
5.
Madde
dünyasından isteklerimizi azalttıkça, Allah’ın yasaklarından, şüpheli
olanlarından uzaklaşırsak; duygu
dünyamızın gücünün ortaya çıkacağını, görüş ve anlayışımızın artacağını, çok
değerli görüşlere sahip hazine olacağımızı öğrendik.
6.
Mevlana
Hazretlerinin amacının yolunda düz gidenin olgunlaştıkça bahtının, şansının,
talihinin üstün başarı kazanacağını öğrendik.
7.
Mevlana
Hazretlerinin söylediklerini doğru kabul edip yerine getirenlerin asillikten,
büyüklükten, ululuktan pay alacaklarını, günahlarından kurtulacaklarını,
bunların gerçekliğine kavuşanların sevinç çığlığı attıklarını öğrendik.
8.
Mevlana Hazretleri
her sözü açmadığını, her ağızın bu sözleri her ağıza uymadığını öğrendik.
9.
Sevene
karşı uygunsuz, yakışıksız bakmadıkça her yükü çekeceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah yakının Tanrı şarabının tesiriyle oyunlara daldığını, bağırıp çağırıp coşkun bir halde neşelendiğini, çünkü en kıymetli değerlere sahip olmanın neşesini yaşadığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Onun için sararıp sol.,
Bir atlının ardından ne diye safran gibi sararıyorsun?
Vakti tanı;
Öne geç, yürü,
Horozken (Erkek isen) tavuk gibi dişileşmen (Dişi gibi davranman) yazıktır.
Doğru olur bu iş, layık (Uygun) olan da budur..
Senin canın da benim, ruhun (Duyguların) da;
Sense onları bir başka yana yollayıp duruyorsun.
Bunu bir anlatayım da bak;
Bana karşı nasıl, ne çeşit feryat edersin (Haykırır, çığlık atarsın).
Ağız a gelmez...
Hatta bütün zerreleri (Çok küçük parçacık 0,00156 gram ağırlıkta olanı) açsan, her birini bir ağız haline getirsen gene anlatılamaz.
Çünkü o, madenin has (En iyi cinsten, saf) akıykını (Akik taşını) koltuğuna almıştır.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Bakış görüş ışığını veren Allah yakınını kendimize padişah seçmemiz, saygıyla ona çekinmeden, kaçınmadan hizmet etmemiz, yaşamımıza renk gelmesini sağlamamız gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Allah yakının Tanrı şarabının tesiriyle oyunlara daldığını, bağırıp çağırıp coşkun bir halde neşelendiğini, çünkü en kıymetli değerlere sahip olmanın neşesini yaşadığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ