(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
430. Kürsi ayetiyle (Bakara suresi 255) Arş’a(Göğün
en yüksek katına) doğru uçtuk da daimi diriyi (Yaşamakta
olanı) gördük, daima tedbirde (Önlem alanı,
hazırlık yapanı)-tasarrufta (Bir şeyi istediği
gibi kullanma yetisi) bulunana ulaştık.
Bugün o bağdan-bahçeden ne
dallarımız, ne yapraklarımız, ne çiçeklerimiz, ne meyvelerimiz var;
Hocam, mahrum (Yoksun) olarak geldik sanma;
Seyret de bak.
Doğanlar gibi yıkık yeri
baykuşlara bırakalım;
Baykuş değiliz ya, ne diye bu yıkık ülkeye geldik biz?
Rum Kayserinin (İmparatorunun) tapısında (Bulunduğu
yerde) zünnarımızı (Hizmet ettiğimizi gösteren kemerimizi)
çözdük, hikâyeyi Tebriz'e götürün de orada söyleyin;
Rum ülkesine (Anadolu’ya) ulaştık biz.
A ay yüzlüm, bugün bildikle
yabancıyı fark edemiyoruz;
Öylesine sarhoşuz ki evin yolunu bile bulamıyoruz.
Aşkınla akıl bağından (Düşünme, anlama, kavrama işinden) kurtulduk;
Darmadağın (Dağınık ve karışık) olmaktan, deli-divane (Çılgın, coşkun) kesilmekten başka hiçbir şey bilmiyoruz.
Bahçede sevgilinin yüzünden başka
bir şey görmüyoruz;
Daldan, sarhoş bir halden başka bir şey seyretmiyoruz.
Şu tuzakta bir tohum gizli dediler...
Tuzağa (Tuzak kurana) öylesine tutulduk ki taneden haberimiz bile yok.
Bugün şu nükteye (İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söze) alt sözlere
dalmayın, masal okumayın;
Gönül afsun (Büyü) kabul etmez, masal nedir, bilmiyoruz biz.
Gönlümüz, o saçlara tarak gibi öylesine
daldı ki saçı taraktan ayırt edemiyoruz artık.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri Bakara suresi 255 ayetinin ayetlerin şahı olduğunu, bu ayetin hakikatine inandığını, bu inanç karşılığında orada yazılanların gerçekliğini görmek için göğün en yüksek katına çıkarıldığını, hakikat olduğu gösterildiğini, Allah’ın sanatına hayran olduğunu öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretleri arşa doğru uçtuktan ve geri döndükten sonra her şeyde Allah’ı
gördüğünü, bu görüşün onu sarhoş ettiğini öğrendik.
3.
Gönlümüzün
büyüyü kabul etmediğini, masalla, ince anlamlı sözlerle uğraşmadığını,
sevgilisinden başka ilgisinin olmadığını öğrendik.
4.
Aşağıdan
bakıp yukarısını anlatan Mevlana Hazretleri Arş’ın üstüne çıkarak aşağıya doğru
bakarak yeni bir bakış oluşturduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Gizli bir tuzak olan aşka aldanıp aşk tuzağına düşenlerin, bu aldatıştan bile haberi olamayacağını, sevgilisinden başka birşeyle ilgilenmeyeceğin öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Hocam, mahrum (Yoksun) olarak geldik sanma;
Seyret de bak.
Baykuş değiliz ya, ne diye bu yıkık ülkeye geldik biz?
Rum ülkesine (Anadolu’ya) ulaştık biz.
Öylesine sarhoşuz ki evin yolunu bile bulamıyoruz.
Darmadağın (Dağınık ve karışık) olmaktan, deli-divane (Çılgın, coşkun) kesilmekten başka hiçbir şey bilmiyoruz.
Daldan, sarhoş bir halden başka bir şey seyretmiyoruz.
Tuzağa (Tuzak kurana) öylesine tutulduk ki taneden haberimiz bile yok.
Gönül afsun (Büyü) kabul etmez, masal nedir, bilmiyoruz biz.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri Bakara suresi 255 ayetinin ayetlerin şahı olduğunu, bu ayetin hakikatine inandığını, bu inanç karşılığında orada yazılanların gerçekliğini görmek için göğün en yüksek katına çıkarıldığını, hakikat olduğu gösterildiğini, Allah’ın sanatına hayran olduğunu öğrendik.
İşte böyle yaren;
Gizli bir tuzak olan aşka aldanıp aşk tuzağına düşenlerin, bu aldatıştan bile haberi olamayacağını, sevgilisinden başka birşeyle ilgilenmeyeceğin öğrendik, anladık.
*
RAVLİ