(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
340. Yeter, niceye dek körlerin
meclisinde işveleneceksin (İlgi çekmek için hoş,
aldatıcı hareketlerde bulunacaksın)?
Yeter, ne zamana kadar sağırın kulağına bağırıp duracaksın (Duymaza veya anlamaza boşu boşuna söz söyleyeceksin).
Bugün seher çağından (Sabahleyin güneş doğmadan önceki zamandan) beri
darmadağınız (Çok dağınık ve karışık durumdayız),
sarhoşuz;
Mademki darmadağın olmuşuz (Kendimizi dağıtmışız), darmadağın (Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan) sözler söyleyelim.
O kör kütük sarhoş sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi),
bugün girdi içeriye;
Yüzlerce özür getirdik, fakat o sarhoştan kurtulamadık-gitti.
O şarabı (Tanrı şarabını) sen sundun.
Şu akıl da bizim aklımız ya hani;
Eh artık Hoşgör kadehi kırarsak.
Bugün saçının ucunu sarhoşça bir
tuttuk;
Yüz kere çözdük, açtık, yüz kere ördük-durduk.
Meyhane rintleri (Gönül erleri) içtiler, sızdılar;
Biziz ki içtikçe içtik;
Fakat oturduk-kaldık, sızmadık.
Perdeden çıktık-gittik;
Güzellerin hepsinin de parmaklarını şıkırdatarak oyuna koyulmalarının tam çağı.
Bir soluk, önüne ön olmayan aşkın
belasını içmedeyiz;
Bir soluk Elest (Allah’ın ruhları yarattıktan sonra “Elestü bi-rabbiküm- Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” dediği zaman, insanların yaradılış başlangıcı) münacatına (Yakarışına) bela (Gam, keder, musibet) demedeyiz.
Yukarısı tamamlıyla bağ-bahçe
olmuş, aşağısı baştanbaşa define kesilmiş;
Bizse ne şaşılacak kişileriz ki ne yukardanız, ne aşağıdan.
Sus;
Onun varlığı bir vurdu mu öylesine bir var oluruz ki var mıyız, biz de bilmeyiz.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin Konya’dan ayrıldıktan sonra geçen zamanda Mevlana Hazretleri yeter, bizim yanımıza dön diye davet ediyor.
2.
Tanrı
sözlerinin söyleyeni saki dendiğini, bu sözleri söylemesi ile dinleyenin sarhoş
olduğunu öğrendik.
3.
Kendini
Allah’a adamış kişilerin Tanrı şarabından sarhoş olup sızdıklarını,
Mevlevilerin içtikçe içmeye devam ettiklerini, semaya başladıklarını öğrendik.
4.
Mevlevilerin
ne yukarıda ne de aşağıda olduklarını, yerlerinin aşk dünyasında olduklarını
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah’ın veya Allah dostunun varlığı sevenleri üstüne düştüğü zaman başka bir var oluşun içinde yeniden var olduklarını öğrendik, anladık.
*
Yeter, ne zamana kadar sağırın kulağına bağırıp duracaksın (Duymaza veya anlamaza boşu boşuna söz söyleyeceksin).
Mademki darmadağın olmuşuz (Kendimizi dağıtmışız), darmadağın (Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan) sözler söyleyelim.
Yüzlerce özür getirdik, fakat o sarhoştan kurtulamadık-gitti.
Şu akıl da bizim aklımız ya hani;
Eh artık Hoşgör kadehi kırarsak.
Yüz kere çözdük, açtık, yüz kere ördük-durduk.
Biziz ki içtikçe içtik;
Fakat oturduk-kaldık, sızmadık.
Güzellerin hepsinin de parmaklarını şıkırdatarak oyuna koyulmalarının tam çağı.
Bir soluk Elest (Allah’ın ruhları yarattıktan sonra “Elestü bi-rabbiküm- Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” dediği zaman, insanların yaradılış başlangıcı) münacatına (Yakarışına) bela (Gam, keder, musibet) demedeyiz.
Bizse ne şaşılacak kişileriz ki ne yukardanız, ne aşağıdan.
Onun varlığı bir vurdu mu öylesine bir var oluruz ki var mıyız, biz de bilmeyiz.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin Konya’dan ayrıldıktan sonra geçen zamanda Mevlana Hazretleri yeter, bizim yanımıza dön diye davet ediyor.
İşte böyle yaren;
Allah’ın veya Allah dostunun varlığı sevenleri üstüne düştüğü zaman başka bir var oluşun içinde yeniden var olduklarını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ