(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
310. Tutalım, bütün gece uyanık
değilsin, ağlayıp inlemiyorsun;
Hiç olmazsa a özü doğru kişi, seher çağında uyan da virde (Belli zamanlarda okunması adet olmuş Kur’an ayetlerini okumaya) koyul.
Geceleyin de seher çağı (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı) da,
dinlenmeyenler, ansızın o defineye (Değerli kişiyi),
o inciye (Mücevhere) ulaşmışlardır.
Musa, bütün gece ışık aradı da
sonunda ağacın tepesinde görülmemiş bir ışıktır gördü.
Yakup (Yusuf
peygamberin babası), canla-gönülle gecenin karanlık saçlarını (Kör olmayı) yurt edindi de sonunda oğlunun yanağını,
saçını öptü.
Fakat maksat Tanrı idi, oğul
bahaneydi;
Hiç bir peygamberin canı bir insana âşık olmaz.
O Halil'in (Peygamber) soyundandır, batıla (Gerçek olmayana, çürük, temelsiz, asılsız, boş, geçersiz
olana) meyletmez (Gönül vermez, eğilmez),
doğan, batan şey, onun gözüne diken kesilir (Rahatsız
eder).
Halil (Samimi)
olan, gerçek dosttan başkasını dost tutmaz;
Yoksa bedenini ateşe atamazdı o.
A can putu kesilen (Olan), sen bir resimden, bir kerpiçten ibaretsin;
İnkârın (Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme), taşa tapanların yolundan-yordamından başka nedir ki?
A güzelim gözü terü-taze (Çok taze) nergisi kınayan, bir soluk kulak ver;
Bir şey söyleyeceğim:
Ey gözünü, nolaydı (Ne olaydı) ya, olaydı (Olabilirdi)
ya kaygısına (Kötü bir şey olacakmış düşüncesiyle
ortaya çıkan ve sebebi bilinmeyen gerginlik) tutmuş kişi, a dost, peşin
verilene sarıl;
Senin dostun, peşin verilendir ancak.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Özü doğru kişinin bütün geceyi uyanık geçirmesi, ağlayıp inlemesi gerektiğini, bunu yapamamışsa sabah güneş doğmadan önce önerilen Kur’an ayetlerini okuması gerektiğini öğrendik.
2.
Geceleyin
bekleyenler de seher çağı bekleyenler de dinlenmeden beklemişlerse ansızın
istediğine kavuşacaklarını öğrendik.
3.
Musa
gibi ışık aramamız gerektiğini öğrendik.
4.
Yakup
gibi gözleri kapalı olmanın karanlığında bakıp sevdiğini aradığı için
istediğine kavuştuğunu öğrendik.
5.
Özü
doğru kişinin Allah dostunu aramasının bahane olduğunu, aslında Allah’ı
arandığını öğrendik.
6.
Samimi
olan kişinin çürük, temelsiz, asılsız, boş, geçersiz, gerçek olmayanla
ilgilenmediğini, değer vermediğini, öğrendik.
7.
Samimi
olan, gerçek dosttan başkasını dost tutmadığını, tutarsa bedenini ateşe atmış
olacağını öğrendik.
8.
Güzelim
diye gezinen kişinin topraktan yapısının olduğunu, hakikati görse de söylemez,
gizler, saklar Allah dostlarını kabul etmez kişinin taşa tapanlardan başka bir
şey olmayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Derviş kişinin peşin verilene bakması, verilmiş olanın kıymetini bilmesi gerektiğini, gelecek iyi veya kötü olayların endişesini taşımaması gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Hiç olmazsa a özü doğru kişi, seher çağında uyan da virde (Belli zamanlarda okunması adet olmuş Kur’an ayetlerini okumaya) koyul.
Hiç bir peygamberin canı bir insana âşık olmaz.
Yoksa bedenini ateşe atamazdı o.
İnkârın (Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme), taşa tapanların yolundan-yordamından başka nedir ki?
Bir şey söyleyeceğim:
Senin dostun, peşin verilendir ancak.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Özü doğru kişinin bütün geceyi uyanık geçirmesi, ağlayıp inlemesi gerektiğini, bunu yapamamışsa sabah güneş doğmadan önce önerilen Kur’an ayetlerini okuması gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Derviş kişinin peşin verilene bakması, verilmiş olanın kıymetini bilmesi gerektiğini, gelecek iyi veya kötü olayların endişesini taşımaması gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ