(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
220. Öğüt (Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için
söylenen söz, nasihat) verme, anlatma minberine (Camilerde hutbe okunan merdivenli, yüksekçe yer) can çıkınca artık
kendinizi söz perdesi ardına tutmayın.
Yüzünün ışığı yüzümüze vurunca
toprak bile gözümüze, yüze sürülen allık gibi görünür.
Zünnardan (Papazların bellerine bağladıkları uçları sarkık, ipten örme
kuşaktan) yüzlerce hırka göstermek isterim ama kâfir çocuğu ört-ört
diyor, yakışmaz bu.
Âşıkların şu havanına düşen tohum
ne yana kaçsa, ne yana sıçrasa çaresiz ezilir- durur.
Aşk evinden güvercin gibi uçup
giden nereye giderse gitsin, işin sonunda kalakalır (Ne
yapmak gerektiğini bilemez, nasıl davranacağını kestiremez, işin içinden
çıkamaz).
Tebriz'li Tanrı Şems’in düzüp koştuğu
(Bir olayın, bir durumun hakikatini olduğu gibi
yansıtan, göz önünde canlandırılan olay ve durumu gösteren) ayna, nerden
paslanır, nasıl cilaya (Parlaklığa) muhtaç olur?
Bıldır (Geçen
yıl), Ay gibi doğan o kızıl kaftanlı güzel, bu yıl şu boz (Kül rengi) hırkaya büründü de çıkageldi.
A o meşaleleri söndü sanan
topluluk, işte gene o meşale, şu sırlar penceresinden vurdu, ışıttı ortalığı.
Bu söz, tenâsuhu (Ruh göçümünü, ruh sıçramasını) bildirmez, birliğin (Bağlılığın, benzerliğin, bağlantının vahdetin) ta
kendisidir;
Hem de o uçsuz-bucaksız, o dalga-dalga coşup köpüren denizden gelen bir söz.
O denizden bir katrecik (Damlacık) ayrıldı;
Ayrı değil ya;
Hani insan da pişmiş toprağın ta dibinden doğuverdi.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Halka öğüt veren kimsenin açık, net, anlaşılır şekilde Allah’ın emrettiğini ve yasakladığını öğretmesi, Allah sözü ile halk arasına kendini sokmadan bildirmesi gerektiğini öğrendik.
2.
Allah’ın
ışığı yüzüne vuran kişiye bakanın da yüzüne vuracağını kırmızı renkle
süsleneceğini öğrendik.
3.
Allah
yoluna kendini feda etmişlerin yüzüne bakanın mutlu olacağını öğrendik.
4.
Âşıkların
bulunduğu yere girenin muhakkak ezilip yumuşayıp macun gibi olacaklarını
öğrendik.
5.
Şems
Hazretlerinin bağışladığı sözlerle hakikati aynada olduğu gibi görecek beceri
ve yeteneğe sahip olacağımızı öğrendik.
6.
Şems
Hazretlerinin değişik kıyafetlerle kendini göstereceğini, ışığının her zaman
yandığını, sırlar bağışladığını öğrendik.
7.
Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerinin kendisini göstermesinin ruh göçü olmadığını, kendini
yok edip Allah’ta var olmuşların istedikleri zamanda, istedikleri mekânda,
istedikleri kıyafetle kendilerini gösterebildiklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah âleminden ayrılan kişinin kaybolmayacağını geldiği yere şekil değiştirse bile dönüp aynı yerde yer alacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Hem de o uçsuz-bucaksız, o dalga-dalga coşup köpüren denizden gelen bir söz.
Ayrı değil ya;
Hani insan da pişmiş toprağın ta dibinden doğuverdi.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Halka öğüt veren kimsenin açık, net, anlaşılır şekilde Allah’ın emrettiğini ve yasakladığını öğretmesi, Allah sözü ile halk arasına kendini sokmadan bildirmesi gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Allah âleminden ayrılan kişinin kaybolmayacağını geldiği yere şekil değiştirse bile dönüp aynı yerde yer alacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ