(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
210. Yazının başlangıcı da
noktadır, sonu da nokta;
Artık kendinizi pergel gibi dönüp dolaşmaya vermeyin.
O ulu görüş yerinde oturun, fakat
aklınızı dönüp duran gök kubbeye kaptırmayın.
Tanrı'nın birliği, eşi-ortağı
olmayışı söylendi mi, bu söz yalımdandı (Alevlendi),
parladı mı inkârı yakar-yandırır;
Tanrı güzelliğine, gerçek
güzelliğe karşı inkârın kötülüğüne sarılmayın.
Dünyanın yarısı akbabadır, yarısı
leş;
Kendinize gelin de akbaba gibi leşe göz dikmeyin.
O aldatan nef’s, ululuktan,
aldanıştan, aldatıştan ibarettir;
Kendinize gelin de o aldatıcıya gönül vermeyin.
Gâh saçlarını döker, gâh göğsünü
açar;
Onun allığını-boyasını diken (Sivri ve batıcı) görün ancak.
O (Nef’s) dost değildir, vefası (Sevgiyi sürdürmesi, sevgi, dostluk bağlılığı) yoktur
onun, dosttan (İyi geçinen, aralarında iyi ilişki
bulunanı) ayırır insanı;
Odun (Anlayışsız, kaba) gönüllüyü (Bir işi hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen kişiyi), sırlara mahrem (Bizden biri) sanmayın.
O, şarabı döker de yerine sirke
satar;
O ekşi suratlıyı saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi) sanmayın, meyhaneci (Tekke ahlakı almış) sanmayın.
Biz, kendi sakimizin güzelim
sarhoşlarının halkasındayız;
Bizi boşlamayın (Bırakmayın, ilgi göstermekten kaçmayın, önem vermeyi bırakmayın), üşütmeyin (Sıcaklığınızı verin), ayık (Kendimize gelmemize bizi) bırakmayın.
Bokböceğime göbek verirsen miskin
değeri batar-gider;
Onun göbeğini Tatar ülkesinde bulunan, göbeğinden misk veren ceylanın göbeğiyle bir tutmayın.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Başlangıcı ve sonucu gören kişinin kendi etrafında dönüp durmaktan vazgeçip kendine yol ve hedef oluşturması gerektiğini öğrendik.
2.
Ahlakın
övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi yüksek niteliklerin
olduğu, öğretildiği görüş yerinde oturmamız, güncel olayların rüzgârına
kendimizi kaptırmamamız gerektiğini öğrendik.
3.
Tanrı’nın
bir olmasını, eşi ve ortağının olmadığına inananın Tanrının güzelliğini,
sanatını seveceğini, yapılanı, söyleneni, tanık olduğunu saklamayacağını, gizlemeyeceğini
öğrendik.
4.
Dünyanın
leşle ve bunu fırsat bilen ve bununla beslenen akbaba gibi olduğunu, kendimizi
bu leş sevenlerden kurtarmamız gerektiğini öğrendik.
5.
İsteği
çok olan, ihtiyaç gibi göstererek zorlayan aldatan nefs’ten kendimizi
kurtarmamız gerektiğini öğrendik.
6.
Nefsin
zorlayıcı etkilerinden kendimizi kurtarmamız gerektiğini öğrendik.
7.
Anlayışsız
kaba insanın bizlerden biri olamayacağını, sırlarımızı vermememiz gerektiğini
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Duyuş, düşünüş, yaşayış bakımından kötü olana öğüt verirsek bu öğütün değerinin düşeceğini, iyi insanlarla bir tutmamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Artık kendinizi pergel gibi dönüp dolaşmaya vermeyin.
Kendinize gelin de akbaba gibi leşe göz dikmeyin.
Kendinize gelin de o aldatıcıya gönül vermeyin.
Onun allığını-boyasını diken (Sivri ve batıcı) görün ancak.
Odun (Anlayışsız, kaba) gönüllüyü (Bir işi hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen kişiyi), sırlara mahrem (Bizden biri) sanmayın.
O ekşi suratlıyı saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi) sanmayın, meyhaneci (Tekke ahlakı almış) sanmayın.
Bizi boşlamayın (Bırakmayın, ilgi göstermekten kaçmayın, önem vermeyi bırakmayın), üşütmeyin (Sıcaklığınızı verin), ayık (Kendimize gelmemize bizi) bırakmayın.
Onun göbeğini Tatar ülkesinde bulunan, göbeğinden misk veren ceylanın göbeğiyle bir tutmayın.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Başlangıcı ve sonucu gören kişinin kendi etrafında dönüp durmaktan vazgeçip kendine yol ve hedef oluşturması gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Duyuş, düşünüş, yaşayış bakımından kötü olana öğüt verirsek bu öğütün değerinin düşeceğini, iyi insanlarla bir tutmamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ