(Mevlana Hazretleri
Allah âşıklarının toplantısını anlatıyor)
2680. Şarap (Tanrı şarabı) sun (İkram et),
çünkü bir yerlere sığamıyorum;
Bana bir şey buyurduysan yeri
döndür bari.
Bütün dostlarla yarın bahçeye gelelim;
Bütün gönülleri bir dostlarla
yağmur gibi bağa bahçeye yağalım.
Çağırdık, seslendik;
Yarın bağa bahçeye gitme günü.
Âşıkları, hakkı geçenleri
çağırdık.
O bağda o bahçede binlerce,
milyonlarca güzeller, güzellere tapanlar var.
Hepsi de neşeli, güleç, hepsi de
el çırpıyor, hepsi de aşk padişahı, hepsinin de tacı-tahtı var.
Her ağacın altında bir Ay yüzlü;
Ne de alımlı güzeller, ne de
yasemin yanaklılar.
Bir bölüğü yeşillikler gibi yaya,
bir bölüğü gül dalları gibi atlı.
Ne yeşilliğin güle haset (Kıskançlık) ettiğini görürsün;
Ne de o şarapla sarhoş olanın
mahmurluğunu (Sarhoşluğun sebep olduğu sersemliğini).
Dünyanın her parçasını seyret;
Hepsi de geçip gitmede;
Bil ki her şey, bir
yolculuktan gelmiş.
Bil ki her şey,
rızkını (Yiyecek, içecek) umarak (Dileğinin olmasını isteyerek, bekleyerek) padişahının
önüne baş koymuş (Bu yolda ölümü göze almış).
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin yere göğe sığamaz duruma geldiğini öğrendik.
2.
Dostların bir
araya gelmesi, güzellerin ve güzelliklerin kendini göstermesi, neşenin güleç
yüzlerini göstermeleri gerektiğini öğrendik.
3.
Kıskançlığın
olmadığı herkesin Allah sözleriyle sarhoş olduğu, sarhoşluğun sersemliğine
düşmedikleri topluluğa katılmak için Mevlana Hazretlerine dost olmak
gerektiğini öğrendik.
4.
Her
şeyin bir yolculuktan gelip kendini gösterdiğini, sonra yolculuğuna devam
ettiğini öğrendik.
5.
Her
şeyin yiyecek içecek bulacağını umarak başkana boyun eğdiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Dünya yaşayışının beklentiler içinde bir yolculuk, yönetene
boyun eğme olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ