(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
1270. Gel a kuzgun (Karakarga),
sen de bir gayret et de doğan ol;
O arıtıcının (Özleştirici sadeleştirici kişinin) tapısında (Bulunduğu yerde) kuzgunluktan (Leş arayan olmaktan) arın (Temizlen).
* Sonra doğanlık (Avcı) sıfatlarını (Özelliğini)
da dök-saç (Yararsız biçimde harcayarak), zat (Kendi kişiliğinden) gibi, kendi özünde (Benliğinden, kendi manevi varlığından, iç, derin düşünüşten)
her şeyden sıyrıl.
Ne topraktır şu yeryüzü;
Kanlarla dolu bir leğendir (Yayvan bir kaptır);
Âşıkların kanlarıyla, mat (Yenilmiş) olup gidenlerin yaralarından akan kanlarla
dopdolu.
A horoz, ne vakte dek sabah çağı
geldi deyip duracaksın?
Kandil konan yerden ışık nasıl vurursa
sabah kendini gösterir zaten.
* Havva, senin hileni (Aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, ayak oyunu,
alavere, dalavere, desise, entrikalarla dolu olduğunu) bilseydi,
utancından kendini kısır ederdi.
Canındaki karalık, duyguyla duyulsaydı
renginden bütün dünya zenciye dönerdi.
Öyle bir yılansın ki sana atılan
taşa bile yazık olur;
Senin taşından başka bir taşla
kimsecikler ezmez senin başını.
A münafık (Arabozan, inanmadığı halde inanmış gibi gözüken),
denize düşsen çirkinliğinden yılan balığıyla timsah bile yutmaz seni.
Bana diyorsun ki:
Öze (İçine,
arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan saf, arı özelliğine)
bak, kaplan şeklini, kaplan nakşını (Bulunduğu yerin
renginde ve şeklinde gözüküp dikkat çekmeyi) bırak.
A müzevir (Arabozan) şekilli, ne diyeyim sana ben?
O daralmış canına hangi mana
sığabilir ki?
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Allah
dostu yönlendirmesiyle leş arayan biri olmaktan kurtulup temiz taze helal
arayışında olan biri haline gelmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Toplumun
kişi üzerinde oluşturduğu fena, yetersiz, beğenilmeyen huylardan temizlenip
özümüze dönmemiz gerektiğini öğrendik.
3.
Dünya
yaşamı zor, oyunlarla, hilelerle, kandırmalarla, tuzaklarla, masum kanı
dökülen, iki yüzlülükle anlaşılamayan her canlının yaşadığı bir alan olduğunu
öğrendik.
4.
Akıllı
kişinin olacak olayı başlangıç verileriyle anlayacağını öğrendik.
5.
Dünyada
yaşam süresi kendi haline bırakıldıkça canımızın kararacağını diğer canlıların
korkup kaçtıklarını, her canlıyı yiyen timsahın bile böyle birini yutmayacağını
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Vücudumuzun
dışını süsledikçe canını daralacağını, daralmış cana mananın sığmayacağını
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ