(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
1150. Güzümü ovuşturup (Hayal mi gerçek mi olduğuna anlamak için tekrar)
bakıyorum;
Kim var senden başka;
Hangisi, hangisi?
Dünya, yüzünü örtmek için
tutunduğun bir örtü, bir örtü, bir örtü.
Her solukta aşkın dilinden bir
selam var bize, bir selam ver, bir selam.
Her zerreden, dilsiz-dudaksız bir
haber geliyor, bir haber geliyor, bir haber geliyor.
Bizim gamımız da (Üzüntümüz de), neşemiz (Mutlu
olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç) de tahtanın önünde bir kuldur, bir
kuldur, bir kul.
Gam (Üzüntü)
devesi (Kaba ve yavaş) uyuzdur (Uyuşuk, pısırık, miskin) ama öndedir, öndedir, önde.
Onun ardından da memeleri sütle
dopdolu neşe devesi vardır; Öbürünün ardındadır, ardındadır, ardında.
Her iki devenin burnuna da senin
yuların takılı (İstediğin yönü vermeye, bir doğrultuda
götürmeye yarayan düzen), senin yuların, senin yuların (Bağlamak veya çekerek götürmek için ip).
Neşe devesinin sütü (Kabalığı ve yavaşlığı kaldıracak, sevinç verecek yüksek
değerdeki besleyici madde), sonunda can çocuğundan kesilen süt değil,
kesilmesi yok, kesilmesi yok.
Sustum, kıskançlık (Bir kimse üstünlük gösterdiğinde veya sevilen birisinin,
başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığında takınılan olumsuz tutum)
ağzıma gem vuruyor (Sözümü kontrol ediyor), gem
vuruyor (Sözümü kontrol ediyor), gem vuruyor (Sözümü kontrol ediyor).
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Allah’tan her an selam geldiğini, yüzünü
gösterdiğini ancak dünya yaşamına kendini kaptırıp sevenlerin bu sevginin kendilerine
perde olduğunu fark edemeyeceklerini, bu yüzden perde arkasını göremediklerini,
Allah’tan gelen selamı duyup-alıp sevinemeyeceklerini öğrendik.
2.
Dünya perdesinin
arkasını görenlerin neşeleneceklerini, üzüntülerden kurtulacaklarını,
beslenecekleri deve sütünü bulacaklarını öğrendik.
3.
İlahi âlemin
sütünün devamlı geldiğini, bozulup şekil değiştirmediğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri bu sırları uygun olmayan kişilerin
duymaması için söylemesi gereken sözlere sınır koyduğunu, çok azını söylemediğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ