(Mevlana Hazretleri
aşkı anlatıyor)
1240. Davul sesini duydun ya, çek
çabucacık kılıcını;
Çünkü senin canın adeta Zülfekar’ın
(Hazreti Ali’nin kılıcının) kınıdır.
Çal kılıcı, al aşk ülkesini;
Aşk saltanatı, sonsuz, daimi bir
saltanattır.
Kerbelâ Hüseyin’isin;
Suyu bırak;
Bugün su, parıl-parıl parlayan
kılıçtır.
Gözünü kapadın, yani uyku vakti
geldi demek istedin;
Suya dönmüş erlere uyku yoktur.
Sen de bilirsin ki biz o kadar
bekleyemeyiz;
Fakat senin sarhoş gözlerin acele
ediyor.
Cefa et (Yasaya
veya vicdana aykırı kötü duruma uğrat, eziyet et), bütün cefan lütuftur
(Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve
yardımdır);
Hata et, senin hatan (Yanlışlığın, suç-günah gözükenin sonuç olarak) doğrudur.
Ateşli gözlerin dalsın uykuya;
Bizim gözlerimiz de kavrulmuş,
kebap olmuş, gönlümüz de.
Sakinin (İnsan
ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçanın) gözü, bir katre (Damla) su olan o kılıçla nice başlar aldı.
Birisi der ki;
Bu, sakinin (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçanın) aşkından
oluyor;
Öbürü der ki;
Bu, şarabın (Tanrı şarabının) işi.
Şarapla saki de nedir?
Tanrı'dan başka bir şey yok;
Bu aşk hangi kapıdan;
Tanrı bilir ancak.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Aşkın gel, savaşa katıl davetini duyanın
heyecanlanması, canını aşk yolunda ortaya koyması gerektiğini öğrendik.
2. Savaş zamanı su aranmayacağını, kan suyunun kılıçta
parlamasının yeterli olacağını öğrendik.
3. Savaş zamanı uykunun yeri olmadığını öğrendik.
4. İnsan ruhuna Allah’ı sevdirenin, Allah nuru saçanın
söz ve davranışlarından incinmenin yanlış olduğunu, biz sonucu göremediğimiz
için bize yanlış gözükeceğini, aslında iyi sonuçlar vereceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah
ister sarhoşlukla, ister sevgiyle, ister bağlılıkla, ister yoklukla, ister çok
ibadetle kendisine yaklaşmasını istediği kişiye bir kapı açarak, huzuruna
alacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ