(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
1210.Bir kere daha ateş oldu şu
gönlüm;
Bırak, iyice yansın-tutuşsun, iyi
ateş aldı doğrusu.
Yan-yakıl şu ateşler çaktıran
ateşle, soluk bile alma;
Çünkü aklım da kara bulut gibi
kapladı onu.
Bir kere daha şu gönlüm, bir rüya
gördü;
Gönül kanı, bütün yeryüzüne
yayılmıştı.
Gölge gibi tamamıyla yok
oldum-gittim;
Çünkü oradan çekip gelen güneş,
bütün dünyayı kapladı.
Gönlüm her gece, padişaha
benzeyen sevgilinin La’l’ini (Taş gibi kırmızı dudağını)
elde etmek için hırsızlığa hainliğe kalkışır, yolları tutar.
Fakat akıllı düşmanın malını
çalan, hırsızdan hırsızlık edip mal aşıran, nerden gizli kalacak?
Nice can vardır ki kalıbından
uçup durur, fakat güzel er de onun ayağına yapışmıştır.
Okunun açtığı yaranın lezzetinden
şu gönlüm, dişleriyle okluğunun ucunu tutmuştur, çeker durur.
Gene Meyhaneden gelen bu koku
nedir;
Gene bu gürültü, bu coşkunluk,
gene bu dedi-kodu nedir?
Bedensiz canlar (Dostlar), dünyayı kapladı:
Yeri de, göğü de bir
hay-huydur, tuttu.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Dünya
zevk ve heyecanları ile mal mülk, makam tutkusunu yakıp yok etmedikçe Şems
Hazretlerinin verdiği aydınlığın değerini fark edemeyeceğimizi, sıradan kabul
edip yararlanamayacağımızı öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretleri akıllı bir hırsız gibi, mal aşırandan malını aşıran gibi Şems
Hazretlerinden Allah sırlarını çaldığını, aşırdığını, bizlere armağan ettiğini
öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerinin ayağına yapışarak, aştığı yaralara aldırış
etmeden, elde edilebilecek çok sır aldığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Bedene
ihtiyacı olmayan Allah dostlarının yeryüzünde ve gökyüzünde dolu olduğunu,
konuşmalarının gürültüsünü dinleme hassasiyetinde olanların duyabileceğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ