(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
4200.
Can, bir deveydi (Taşıyıcı), sanki beden de
yuları (Kumanda düzeni);
Tebriz
şehrine doğru sürüp gitmede.
Biziz
iki gözü de, canı da şaşırmış kalmış kişiler;
Dalıp
gitmiş, kendinden geçmiş âşıklara bir bak hele.
Sen
bir Ay'sın sanki biz de yüzünün çevresinde, şaşkın gökyüzü gibi başımız dönmüş,
dönüp duruyoruz.
Her
hâlin (Karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca
varmada) çevresindeki çoban (Yöneten-yönlendiren),
akıldır, fakat feryat (Zarar ve sıkıntı veren)
bu şaşkın (Düşünceleri dağılmış, karışmış, ne
yapacağını bilemez duruma gelmiş) çobandan (Yöneten-yönlendirenden).
Gözde
binlerce ışık parlamada;
Fakat
şu göz, şamdan gibi şaşırmış-kalmış.
Doğudan
batıya-dek (Kadar) ışık dalgalan;
Gizli
âlemden, şaşkın bir halde baş-gösterip duruyor.
Ölmüş
âlemden dışarıda bir padişah var;
Aşkla
hayran olup gitmiş bir başka dünya var.
Amma
sen, o dünyanın izini göster bana diyorsun;
Şaşkın,
ancak şaşkının izini gösterebilir.
Siyah
gözün, kanlarla dolu akı görünür;
Şaşıran
kişinin dili, gözüdür ancak.
Salâhaddin'in
(Şems Hazretlerinin) yüzüne bak da hayranlığın
anlatılmasını orada bul.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Değerli
olanın beden olduğunu sanan aklın şaşkınlaşacağını, başının dönüp o değerin
canda olduğunu anlayamayacağını öğrendik.
2.
Şaşkınlığı
aklın giderebileceğini, kişiye çobanlık ederek yola sokacağını öğrendik.
3.
Âşıkların
aklının da iki gözünün de şaşırıp kaldığını, sevgilisinin etrafında dönüp
dolaştığını öğrendik.
4.
Gizli
âlem âşıklara ışık dalgalarını gösterdiğini, gözümüzün binlerce ışık
parlayışına hayranlık ve şaşkınlık içinde kaldığını öğrendik.
5.
Şems
Hazretlerinin görünmeyen âlemin padişahı olduğunu, onu vücutta değil canımızda
aramamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin yüzüne bakıp hakikati ile tanışanların hayranlıklarının kat-kat
artacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ