(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
4460.
Her şekerin mahremi (Yakın olduğu yer) ağızdır;
Ne
diye kaçıyorsun ağızdan?
Dünya,
senin yüzünden aman (Yardım) bulur;
Sen
ne diye emniyetten, âmândan (Yardım almaktan) kaçıyorsun?
Dünya,
baştan-başa adam yiyen kurttur;
A gönül,
ne diye kaçıyorsun çobandan?
Sus
ki dil, baştan-başa ziyandır;
Ne
diye kaçıyorsun dile doğru?
Hâlimizin
hikâyesini ne diye soruyorsun?
Âşıkları
öldürmekten ürkmüyorsun ki.
A
aşk incisi (Şekli değiştirmeyen mücevher), hangi
denizdensin sen?
A
aşk ateşi, hangi yandansın sen?
Senin
bulunduğun yere, o gökyüzünden, Arş'tan (Göğün en
yüksek katından), Kürsî'den (İnsanın
bulanabileceği en yüksek makamdan) aşıp da kim yol bulabilir ki?
A gönül,
gönülsün sen, demirden yapılma kazan değilsin ya;
Aşk
ateşiyle ne vaktedek kaynayacaksın?
* Canı da, gönlü de nefsi de;
Üçünü
de yakın;
Niceye
bir "Nefsime zulmettim" (A’raf suresi 23)
deyip duracağım?
Çalışıp
çabalamanda vesveseye (Yanlış ve yersiz düşünceye),
yol verirsen bil ki coşkunluğun geçer,
donar kalırsın.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerinin ayrılmasından sonra ağzının tadının kalmadığını,
kendini göstererek yardım isteyene yardım etmesini dilediğini öğrendik.
2.
Dünyada
yalnız yaşayan insanın paramparça edildiğini, kişinin kendisini koruyandan
kaçmaması gerektiğini öğrendik.
3.
Birbirimizle
dil ile konuşmak için aramak yerine gönülden anlaşmaya, yakınlaşmaya, beraber
olamaya çalışmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini gökyüzünde, yüce makamlarda arayarak bulmaya,
yeryüzündeki aşıklarına yardım etmesini istediğini öğrendik.
5.
Canımızın
da gönlümüzü de nefsimizi de aşk ateşinde yok etmemiz gerektiğini öğrendik.
6.
Allah’a
yolculuğun Allah dostunun kılavuzluğuyla, yardımıyla yapılabilineceğini,
kılavuz olmadan bu yolda kaybolabileceğimizi öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah’ı
arayışı aşkla yaşamak isteyenlerin çalışmalarında yanlış ve yersiz düşünceden
kendilerini kurtarması,
Olmayacak
bir şeyin olacağını sanmaktan kendisini kurtarması,
Üzüntülü
düşünce durumundan kendisini kurtarması, gerektiğini öğrendik, anladık.
Aşk
coşkunluğunu kaybedenlerin aşk yolculuğuna devam edemeyeceklerini,
coşkunluğumuzu hakikati olduğu gibi görme ve kabul etme arayışımızdan dikkatsiz
davranıp sanılara, hayallere, korkulara, yanlış ve yersiz düşüncelere sapmamızla
meydana geleceğini, böylece büyük kayıplara uğrayacağımızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ