(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
4440.
A kullarım, her türlü dikenlik (Acı, rahatsızlık veren)
yerlerden alıp yücelten, lütfuyla keremlerde (Büyüklüğünün
gereği iyiliklerde, bağışlarda) bulunan.
İhsanıyla
(Bağışladıklarıyla, verdikleriyle),
zamanlar-demler (Özümüze yöneliş zamanı) geçtikten sonra kaybettiklerimizi tekrar
bize veren.
Kalplerimizin
yeşilliğinde sevgi ırmaklarını kaynatıp (Yerinden
çıkartıp) akıtan.
Can
bahçelerimizde, o ırmakların sularıyla lezzetli meyveler veren dalları
yeşerten.
Ap-açık
olarak yüreklerimizi eline alan, sonra gene anları bize, gizlice veren.
Dün
geçti, evvelsi gün de geçti;
Bugün
ne vereceksin, ne edeceksin diye bekliyor can.
Şu
bin türlü avlayan doğanın, her gün bir tayını (Ekmeği)
var senden.
Doğanın
başından külâhı çıkar da ovalarda, kanat çırpıp uçsun.
Dosttan
önce o lütfetti, o ihsanlarda bulundu bana.
Son-ucu
sarhoş oldum, o lütufla (Önem verilen, sayılan birinden
gelen iyilik), o hak gözetmekle şarap içemez oldum âdeta.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşkın
dünyanın acı, sıkıntı veren ortamından kurtarıp insanı yücelere taşıdığını,
iyiliklerde, bağışlarda bulunduğunu öğrendik.
2.
Aşk
geçmişte kaybettiklerimizi kazandırdığını öğrendik.
3.
Yaşadığımız
ortamın güzellikler içinde olsa bile aşk olmadıkça bu güzellikleri değerince
değerini göremeyeceğimizi öğrendik.
4.
Aşkın
doğan kuşu gibi avcı olduğunu, her zaman da av yapmadığını, aşk sahibi büyüğün
emriyle av yaptığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah’a, Allah dostuna âşık olmanın iyiliğe
kavuşmak olduğunu, aşkın Tanrı şarabı içirdiğini, sonunda insanı sarhoş ederek baş
ağrısı olmayan sarhoşluklara kavuşturduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ