(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
4410.
Şu dört (Su-ateş-toprak-rüzgâr)
tabiat yansa-yakılsa (Yok olsa) gam (Üzüntü) değil, çünkü dördünün de canısın sen (Aşk).
Varlığın
(Evrende ve düşüncede olanın) ilk avcısısın sen;
Dünya
cüzlerinin (Bir bütünü oluşturan bölümlerden her
birinin) hepsi de avındır senin.
A
işe (Çalışmaya) işler katan (Derinleştiren-genişleten), gâh (Bazen) bağlarsın, gâh (Bazen)
açarsın;
Ne
iştesin (Hangi yaşama tarzındasın, zevktesin)
sen?
O,
yüce bir selvi (Düzgün yükselişte) sanki sen de
gölgeye benziyorsun;
O
güney yeli (Sıcak ve nemli rüzgâr), sense
tozsun.
Gözüne
uyanıklık (Yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olma)
sürmesini çekti de sandın ki dilediğini yapabilmek elinde.
Şu
gök bile dileğiyle dönmüyor;
Şu
arıklıkla (Zayıflıkla, güçsüzlükle), şu
küçüklükle sen kim oluyorsun?
Sen
misin yokluktan var eden seni?
Ne
diye boynunu uzatıp durursun.
Şu
korkun, bir delildir sana;
Bir
başkasından korkuyorsun demek.
Kimsenin
gönlü, kendisinden korkmaz;
Kimsecikler,
kendinden yardım istemez.
Şu
halde korkunla umun (Umut, istek, arzu),
saltanat sahibi, dileğine ermiş bir padişahın varlığına tanıktır.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Ateşe,
suya, toprağa, rüzgâra canlanması için güç verenin aşk olduğunu öğrendik.
2.
Dünyadaki
bütünün parçaları olan her ne varsa avladığını öğrendik.
3.
Dünyadaki
bütün işleri geliştiren, bağlayan, engel olanın aşk olduğunu öğrendik.
4.
Aşkın
gözümüze aydınlık vererek uyanıklık sağladığını, dilediğimizi yapabilmek imkânı
verdiğini öğrendik.
5.
Göğün
bile aşkla döndüğünü başka bir görüş söylemenin yersiz olduğunu öğrendik.
6.
Aşka
girmeyenin korkunun etkisinde olacağını öğrendik.
7.
Kişinin
kendinden yardım istemediğini, kendisinden korkmadığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Korku ve umutla dileğine kavuşmuş, mevki makam
sahibi olmuş kişinin aşkla yücelme yoluna devam edebileceğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ