(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
4210.
Biziz evveline evvel (Öncesi olmayan) düşünülemeyen bir zamandan beri aşka
düşenler, geri kalanların hepsi de seyirci.
Fakat
seyirciler usandı;
Yalnız
şu yalımlar (Alevler) yiyen kızgın gönül, kaldı
ortada.
Gökyüzü
gibi güneşin eşiyiz-dostuyuz biz;
Yıldız
gibi gizli kalmayız.
Parmakla
gösteriliyoruz, tanınmışız;
Hem
de minarenin üstündeki deve gibi (Her yönden görülecek
şekilde ortada olarak) tanınmışız.
Bizden,
bir hayalden başka bir şeycik kalmadı, o da parça-parça oldu, ortadan
kalktı-gitti.
Yol
erleri çare aradılar;
Varlık
kaldıkça çare yoktu.
Demir,
bakır, kaya gibi aşk ateşinde saf kurdular;
Ercesine
hepsi de, kıyısı-bucağı olmayan bir denize daldı-gitti.
O
sofrayı getir, ser ortaya;
O
kâseyi de koy âşıkların önüne.
Ekmeği
de bol-bol koy;
Çünkü
sofradakilerden birinin ekmek yok demesi, çirkin bir şey.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretleri canı yaratıldığından beri dünyaya gelmeden çok öncesi zamandan beri
aşk adamı olduğunu, aşkı yaşadığını, başkalarının ancak seyirci olduklarını
öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinden öğrenip aşka seyirci kalanlara, benzer aşkı yaşamayanlara
gönülden kızdığını öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin her sözünün her davranışının herkesin görebileceği kadar parlak,
açık ve yakınlıkta olduğunu, kendini saklamadığını öğrendik.
4.
Aşk
yolcularının para, mal, mülk, zenginlik gibi varlıkları oldukça hızlı yol
alamayacakların öğrendik.
5.
Aşk
denizine benliğini eriterek girileceğini, benlik yapanların yüzeyde
kalacaklarını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Âşıklara
sofra kurup ikram ve hizmet
etmek, sofranın eksikliklerini gidermek gerektiğini, aşk yolunu
öğrenmenin, dostluğu kurmanın bu yolunu önemsemek gerektiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ