28 Şubat 2019 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 4190 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

4190. Dilerim, her şey, sana veresiye (Allah önce versin, sonra alsın) olsun;
Ancak ölüm veresiye olmasın (Allah ömür versin ölüm olmasın).

Mademki suçu, peşin olarak işliyor, tövbeyi veresiyeye bırakıyorsun;
Bu gece elbette sana, bir veresiye berat (Yetki belgesi) verir.

Can, beden bineğinden inmiş (Can bedeni terk etmiş) bir basit bir âleme, yaya olarak gelmiş.

Sel geldi de canı kaptı-götürdü;
Hem de o sel, denizlerden de artık (Daha fazla) bir sel.

Can, iki gözünü de açtı da kendini, lâtif  (Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan) bir su gördü.

Bu su, şeker gibi kendiliğinden tatlıydı;
Şarap gibi kendiliğinden coşup köpürüyordu.

Halk, cana göz dikmiş, bakmadaydı;
Cansa kendisine göz dikmişti.

Ne secde eden (Saygı gösteren) vardı, ne secde edilen (Saygı gösterilen) yer, ne de seccade;
İşte böyle bir halde can, kendisine secde etmedeydi.

A can neşesi, a neşeli can diye dudağını, kendi dudağına koymuş, öpüp duruyordu.

Her şey, birbirinden doğar;
A can, sen hiç kimseden doğmadın.
                   ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Canımızın yukarı âlemden geldiğini, Allah’ın emriyle vücut bulup belirli bir zamana kadar dünyada kalacağını, canın insana lazım olacak donanımlarla dolu olarak kişinin kullanım iradesine verildiğini, canın dünyadaki görevi bitince veya uygun kullanılmadığı zaman geldiği yere geri gideceğini öğrendik.
2.    Canın yukarı âleme tekrar geri döneceğini bilmeyenlerin veya bilseler bile önemsemeyenlerin suç işleyeceğini, ölümle işinin biteceğini sandıklarını öğrendik.
3.    Canın çok değerli olduğunu bilenin cana çok saygı göstereceğini, canı verene şükredeceklerini öğrendik.
4.    Can kendisinin değerini bilmeyende Allah’ın emriyle kaldığı zaman kişi ile sevişmediğini, kendi kendine sevişerek takdir edilen göç zamanını beklediğini öğrendik.
5.    Canın değerini bilene canın neşe verdiğini, neşenin candan doğduğunu öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Vücudun birbirinden etki ve doğuş sırası olduğunu, canın ise böyle bir sırası olmadığını, kullanıcısına göre yöneldiğini, işler yaptığını, kişiye alınmak üzere verildiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar