(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)
2150. O yel (Toprağı,
topraktan olanları önüne katıp götüren rüzgar), gebe (Yapılan iyiliğe karşı kendini borçlu sayma) kaldı;
O
yelden de bir âlemdir doğdu. (Düşünce, hayal zihinde
birdenbire oluşup görünür hale geldi),
Yelden
doğan, anasını yedi;
Hem
de ateş gibi zulüm ısılığıyla (Sıcaklığıyla)
yedi-sömürdü.
Ağaçta,
bir kurtçağız peydahlandı (Yumuşak vücutlu, uzun
gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız küçük ağaç kurdu oluştu);
Kökünden-temelinden
ağacı yedi-gitti.
Gerçekte
o kurt, aşktı, yüzlerce Bağdatlı Cüneyd'in gönlündeydi.
Derken o kanlı aşk, cellatlığa koyuldu da ne
Cüneyd'i bıraktı, ne Bağdadı.
Halife
(Çok iyi yetişmiş, eğitilmiş kimse), ölümsüzlük dünyasının
davulunu çalıp göçünce yaratan, icat (Buluş) temelini
attı da;
Bir
büyük varlık (Kalıcı olan, gelip geçici olmayan)
göründü;
Öylesine
varlık ki baştan-başa neşe, baştan-başa zevk, baştan-başa cömertlik.
*
A Tebrizli Şems, yüzünü göster de Abbâdî’ce (Vaizlikle ün yapan, vaazında halkı coşturan,
ifade kuvvetine sahip olan Abbadi Ebu Mansur gibi) sözler söyleyeyim ben.
A
gönül, mihnetlere (Sıkıntılara) dalmışsan, belâlara
uğramışsan bile Tanrıya da güvencin-dayancın (Güvenme
duygun, itimadın, sabrın) var ya.
Böyle
bir tapı (Taptığın) varken umutsuzluğa düşesin;
Etme
Tanrıya inanmışsan, etme a gönül..
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Toprağa bağlı değerlerle yaşayanların toprak bir şekilde
ellerinden gidince yeni bir aşk âlemini görüp tanıma fırsatını bulduklarını
öğrendik.
2. Topraktan var olanı toprağın yutup kaybettiğini
öğrendik.
3. Aşk bir gövdeye yerleşince yavaş-yavaş o gövdeyi ve
kökünü yediğini öğrendik.
4. Aşkın insan gövdesini yeyip bitirmesiyle insanı ölümsüzlüğe
götürdüğünü öğrendik.
5. Şems Hazretlerinin aşk ustası olduğunu, yüzünü görenin
aşık olduğunu ve hep görmek isteyeceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah'a
inanan ve güvenenlerin Şems Hazretlerinin, Mevlana Hazretlerinin gerçekliğini
göreceklerini, kendileriyle tanışacaklarını, onların topluluğundan olacaklarını
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ