(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)
2040.
O yakıcı, o ıssı soluğuyla her yanı ısıttı, kızdırdı.
Hepsine
de kanlar ağlattı;
Kanlarını
(Soylarını) da dağarcığına (Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini
bilinçli olarak zihinde saklamak için, aklına, hafızasına, zihnine)
koydu-gizledi.
O
kanın (Soyun) kokusu, Tatar ülkesinin miski
gizli gizlice buruna gelmede, iştiyak (Özlem) çekenler,
o gizli, mağara dostumu, o kokuyla buluyorlar.
A
Tebrizli Şems, canına sadaka olarak gizli bir öpüş ver yahut gizlice bir
kocayım (İhtiyarlatayım) seni.
Sevgilinin
gamını çekmek için sevgilinin yanımda bulunması gerek; Yahut da gönlümde bir
sabır (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden
bekleyen), bir karar (Aynı durumunu koruyarak,
belli durumunu değiştirmeyen) olmalı.
Bir
derde (Üzüntü), can vermeli;
Fakat
bir dert de nedir?
Binlerce
dert (Üzüntüler) olmalı.
Sevinen
düşmanlar çok;
Fakat
derdimi dert edinen bir tek dosta gerek bana.
Dostlar,
bu sefer (Yolculuk) yüzünden ayrılığa düşmüşler;
Şu
sefere bir durak (Kısa bir süre konaklanılacak,
durulacak yer) gerek.
Düşman
kimmiş, dost kim?
Bunu
anlamak için öldükten sonra bir kere daha dünyaya gelmek, bir daha yaşamak
lâzım
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Asil, ulu, büyük soydan gelenlerin kendilerine özel belirti
ve işaretleri olduğunu, Hazreti Muhammed ve Hazreti Ebubekir’in dostluğu gibi
mağara arkadaşı olanlarda olan özelliği asil insanların özlem duyduklarını bu
belirti ve işaretleri aradıklarını, mağara arkadaşı bulduklarını öğrendik.
2. Sevdiğinin üzüntüsünü yanında bulunarak çekmek
gerektiğini öğrendik.
3. Sevgilinin davranışlarına sabırla sonuçlanana kadar
beklemek gerektiğini öğrendik.
4. Sevgilinin değişen söz ve davranışlarına karşı bizim
dostluk duruşumuzu kararlı olarak değiştirmememiz gerektiğini öğrendik.
5. Dostun, sevgilinin dertleri ne kadar çoksa daha sıkı
bağ oluşturacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Bu
dünyada insanların iki yüzlülüklerinden, yüzümüze başka, arkamızdan başka
davrandıkları için dost ve düşmanın kim olduğunu anlamak mümkün olmadığını, “Ölmeden önce ölünüz” hadisinin hakikatini anlayıp
tekrar yaşamak gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ