7 Eylül 2018 Cuma

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2050 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2050. Ormandaki aslan, zincire vurulmuş, hâlbuki aslanın, ormanda olması gerek.

Balıklar, kum üstünde çırpınır-durur;
Balığa ya kaynak gerek, ya ırmak.

Sarhoş bülbül, adam-akıllı mahmur;
Ona gül bahçesi, çayırlık-çimenlik gerek.

Göz, bu perdeden ilerisini göremiyor;
Bir ibret gözü (Olaylardan alınması gereken dersi, uyarıcı sonucu gören dikkatli göz) lâzım.

Şu çocukların hepsi de toprak yiyor;
Dadı gibi esirgeyici biri gerek onlara.

Abıhayata (Ölümsüzlüğe) kavuşmaya yol bulamıyorlar;
Abıhayat için bir Hızır (En sıkışık zamanda, beklemediği birinin yardımına yetişmesi) gerek.

Ne geldi-geçtiyse hepsinde de pişman oldu gönül;
Fakat bu yılın gönlü, geçen yıl olmalıydı.

Bu şehirde güneş kıtlığı var (İhtiyaca yetecek kadar ışık ve ısı verecek kişilerin az);
Bir padişahın gölgesi (Koruması) gerek.

Şehir, tezeğe (Pis kokulara) tapanlarla doldu;
Tatar ülkesindeki misk ceylânlarının göbeklerinden çıkan misk lâzım

Fakat miskle bokböceğini ayırt eden yok;
Miski (Güzel kokuyu) iyiden-iyiye yaymak gerek.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Her cinsin yaşam alanı, gıda kaynağı olduğunu, her cinsin kendi alanında olması gerektiğini öğrendik.
2.    İnsanın gözü perdeli olduğundan ileriyi göremediğini, ileriyi görmek için de olaylardan alınması gereken dersi alması, uyarıcı sonucu gören göze sahip olması gerektiğini öğrendik.
3.    Hep geçen yılların pişmanlığı ile yaşadığımızı öğrendik.
4.    Şehirlerde temiz-pis demeden bok böceğinin boka saldırması gibi her şeye saldırılıp kendilerine gıda sağlandığını öğrendik.
5.    Şehirlerde güzelliği anlatanların yeterli çoklukta olmadığını, olsa bile değer verilmedikleri için kendi alanlarında gizli yaşadıklarını öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Şehir yaşamının yoğunluğunda kişilerin özündeki iyi nitelikleri birtakım dış etkenlerle ve zamanla yitirdiğini, özünden uzaklaştığını, bozulduğunu, soysuzlaştığını öğrendik, anladık.

Unutmamamız gereken, görmezliğe geldiğimiz özümüze sahip çıkmamız bu duygu ve düşünceyi yaymamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                   *

RAV

Popüler Yayınlar