(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)
1590.
Şimdi öyle bir zaman geldi-çattı ki şu arık (Zayıf-güçsüz)
beden (Vücut) uyumuyor diye gökyüzü, hayran
bana.
*
Aşk, bana, ism-i a’zam afsununu (En büyük isim.
Tanrı isimlerinden bir tanesi, hepsinin en büyüğüdür.
O isimle dua edenin duası kabul edilir.
İsmi a’zam’ın, Allah yahut Hû olduğunu söyleyenler olmuştur) okudu;
Can,
bunu duydu da uyumuyor.
Şunu
iyiden-iyiye anladım ki ölümden önce can, bedenden dışarıda uyumuyor.
*
Kendine gel, sus, aslına dön, kavuş, "Dönüp
kavuşanlar‘ın” (Bakara suresi 156)
gözleri uyumuyor işte.
Gönlünde
din zevki beliren kişiye dünya balı, lezzetli gelir mi hiç?
Bir
kadehçik şarapla baş aşağı yıkılan aklı da ne yapacaksın?
Aklı
(Düşünmeyi, anlamayı, kavramayı) sat da yerine,
yalnız şaşkınlığı al (Düşünceleri dağılmış, karışmış ve
ne yapacağını bilemez duruma gelmiş ol);
Bu
alım-satımdan kâr edersin (Kazançlı çıkarsın)
sen.
O
hal, bir haldir ki a akıllı (Düşünceli, anlayışlı,
kavrayışlı), kimseciklerin aklı ermez (Anlayamaz),
kimseciklerin fikri yetmez.
Bütün
akıllar, anahtar kesilse (Şifre yapma ve çözme yolu
bilse) bu çeşit bir kilidi açamaz.
Zerre-zerre,
bütün dünya, bağırıp çağırsa duyulmaz bile bu sesler.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Bakara 156.
O sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman:
“Biz
Allah’ın kullarıyız ve biz O’na döneceğiz”
derler.
Bakara 157.
İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır.
Ve
doğru yolu bulanlar da onlardır.
Neler
öğrendik;
1. Ölmeden önce canımızın vücudumuzdan çıkmadığını
öğrendik.
2. Aşkın sırlarına kavuşanın Allah’ın kabul ettiği duayı
okuyup istediğine kavuştuğunu öğrendik.
3. Nerden geldiğimizi, özümüzü, aslımızı, yaşanmışımız,
değerlerimizi bilmemiz ve bu günü bilinçli yaşamamız gerektiğini öğrendik.
4. Allah ve dostlarının sözlerini doğru kabul edip
sevgiyle bağlananların dünyaya ait tatlardan zevk almayacaklarını öğrendik.
5. Kullandığımız aklın gününün ve büyüklüğünün inancın
karşısında çok küçük kalacağını öğrendik.
6. Aklımızın umulmayan, beklenilmeyen, olağanüstü olgular
karşısında şaşkınlaşacağını, bizim bu şaşkınlığı önemseyerek aklın
çerçevelediği alandan çıkmamız şaşkınlığı öğrenmeye çalışmamız gerektiğini
öğrendik.
7. Aklın içkiyle yıkılıp gittiğinden akla
bağlanmanın-güvenmenin yetersizlik olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Aklın
bir sınırı olduğunu, bütün akıllar bir araya gelseler bile şaşkınlığın kapısını
açıp içinde olanları rüyalarında bile göremeyeceklerini, konuşulanları
duyamayacaklarını, anlayamayacaklarını ancak aşka düşen kişilerin alanı ve payı
olduğunu öğrendik, anladık.
RAVLİ AKIL
yazarak Googleden daha fazla inceleyebilirsiniz.
*
RAVLİ