(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)
1500.
Tebrizli Şems'i bekleyişler, Güneşi de, Zühre'yi de, Ay'ı da döndürür-durur.
Aşkın,
kararsız (Ne yapacağına karar vermekte güçlük çeken)
bir canı vardır;
Aşka
karşı canı anmak (Söz etmek), ayıptır.
Başında
bu mahmurluk (Aşkın verdiği sersemlik) bulunan
kişiye can selvisi, pek aşağıdır, pek bayağı.
Savaş
safında âşık, boyuna ordunun kalbine saldırır.
Kaçılacak
yere bakmaz bile;
İsterse
üstüne çekilen kılıç, yüz binlerce olsun.
Aşk,
zaten aslanların yayıldığı yerdir, bir köpek, hiç o çayırlığın aslanı
kesilebilir mi?
Aşk,
canlan yeninde saklar;
Aşka
karşı canlar saçılır yerlere.
Ad-san
(Tanınan-bilinen), nâmus (Toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere
bağlılık)-utanç (Mahcup olmaktan, gülünç duruma
düşmekten, onursuz sayılmaktan üzüntü duymak), düşünce (Dış dünyanın anlayış ve kavrayışına yansıması),
âşıkların süpürgeleri karşısında bir tozdur (Küçük ve
hafif kalırlar) ancak.
Belâ
(Üzüntü, sıkıntı), herkesi avlar da âşıklar, av
olmazlar belâya (Üzülmezler).
Âşıklar,
her çeşit belâyı, can verirler de alırlar;
O
belâ da bunu görür, utanır mı, utanır.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Şems Hazretlerini görmek için bekleyişin bekleyene güç sağladığını öğrendik.
2. Aşk canımızdan çok daha kıymetli varlık olduğunu
öğrendik.
3. Âşık kişinin düşmana canını hiç düşünmeden
saldıracağını öğrendik.
4. Aşığın aslan huyunda olduğunu öğrendik.
5. Âşıkların başına gelecek sıkıntıdan korkmayacağını,
çekinmeyeceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Aşıkların
beladan korkmadıklarını, belanın aşıklardan korktuğunu, aşıkların dünya
bağlarına ve insanların koyduğu kurallara-değerlere aldırmadıklarını,
önemsemediklerini aşkın cesur yaşayışını benimsediklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ