(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
1240.
* Onun ceylânlarının (Güzel gözlü, zarif, hızlı hareket
eden kişinin) soluğu geldi mi can, "Doğru
yolu bulurdu" çayırlığına (Güzel besleneceği yere) yönelir.
*
"Seni okutacağız da(Yetiştireceğiz), unutmayacağız"(Â’LÂ
suresi 6) dendi mi, susuzluk (Sırlara duyulan
susuzluk), unutulur-gider.
Gönlümde
yüzlerce davul çalınıyor;
Yarın
duyarız sesini.
Yarının derdi,
sevda vesvesesi (Tutkulu sevginin endişesi), kulakta
pamuktur (Söyleneni doğru duymayı engeller),
gözde kıl (Olduğu gibi görmeyi engeller).
Hallâc
(Mansur) gibi, tertemiz erler gibi sen de aşk ateşine
yak şu pamuğu.
Ateşle
pamuğu ne diye tutar-durursun?
Bu
ikisi, zıttır birbirine, bir arada duramaz.
Aşkla
buluşmam yakın;
Buluşma
günü için güzelleş.
Ölümümüz,
neşedir, buluşmaktır bize;
Sana
yassa yürü, git buradan.
*
Mademki şu dünya zindandır (Kapalı yer-hapishanedir)
bize;
Zindanın
yıkılması (Yok edilmesi) zevktir, neşedir elbet.
Onun
(Şems Hazretlerinin) zindanı bile bu kadar güzel
olursa dünyayı bezeyen meclisi nicedir (Nasıldır)
ki?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Yüce Rabbinin adını söyleyene gönlünü ilahi sırları
okuyacak duruma getirecek güzel ve hızlı öğreten dostlarının geleceğini, hiç unutulmayacak
şekilde öğreteceklerini öğrendik.
2. İlahi öğretiyi karıştırmak, bulandırmak ve
etkisizleştirmek için gönlümüze çeşitli ses ve sözlerin korku ve kaygı vermek
için yüksek tonda geleceğini öğrendik.
3. Açık seçik, belli bir neden olmaksızın duyulan
korkunun endişe, gerginlik, güvensizlik, korku, panik, şaşkınlık, tedirginlik,
ağız kuruluğu, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, çarpıntı, güçsüzlük,
halsizlik, iştahsızlık, kan basıncı düşmesi ya da yükselmesi, kas gerginliği,
mide –barsak yakınmaları, solunum sayısında artma, terleme, titreme, uykusuzluk
verdiğini öğrendik.
4. İnsanın başkalarının iyi niyet amaçlarını kötüye
yorarak konuyla ilgili kötü ihtimalleri akla getirip yanlış ve yersiz düşünce
oluşturduğunu öğrendik.
5. Gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan
kararsızlıkla körlük oluştuğunu, insanın hakikati olduğu gibi göremediğini,
yapılan öneri ve uyarıları önemseyerek dikkate almayanların kendilerini sağır
ettiğini, gelecek için korku ve endişe
duyduklarını öğrendik.
6. Varlığımızı Allah’a taşıyıp Allah’ta kendimizi yok
etmemiz, dünya sevgisinden ve bağlarından kurtulmamız gerektiğini öğrendik.
7. Allah ile buluşamazsak bile Allah dostu ile buluşmak
için güzel bir durum almak, uygun duruma gelmek için hazırlık yapmamız
gerektiğini öğrendik.
8. Gerçek yaşamın ne olduğunu bilenlerin dünyanın
hapishane olduğunu, bu hapishaneyi yıkıp yok etmedikçe kişinin zevke
ulaşamayacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah’ın
zindanı olan dünya bu kadar güzel olduğuna göre sevdiklerini topladığı meclisin
ne kadar güzel olacağını düşünmemiz, hayal etmemiz gerektiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ