2350- (Mevlana Hazretlerinin kendisiyle konuşması)
Sus
ki bir aziz ömrü fesahatle (Doğru ve düzgün söyleyiş,
açık ve güzel ifadelerle) tükettin, bir müddet de susanların bahçesinde
yapayalnız dolaşman gerek.
Ey
Tanrı güneşi Tebrizli Şems, beni söze sen çektin, sen söylettin beni;
İki
günceğiz de sükût âleminde (Ses, kelime, ağız, dil, kulak
olmadan duyuş ve söyleyiş yerinde) nefes almak (Yaşamak)
lazım.
Zaten
lütuftan (İyilikten), tatlılıktan başka ne gelir
şekerden;
Ay,
göğü ışıtmaktan başka ne yapabilir?
Gül
bahçesinde, gönül çeken güzelim renklerden başka ne olabilir;
Taze
daldan yapraktan, çiçekten başka ne bitebilir?
Müşteri
yıldızından(Jüpiter) kutlu talihten başka ne
bulabilirsin;
(Müşteri
yıldızı: Dil ve ilim, hilim (Yavaşlık, yumuşaklık) ve hayâ (Terbiyeli Allah
korkusu olan), cömertlik ve alçak gönüllülük, akıl ve iffet (Cinsel konularda
ahlaka bağlı), güzel ve manalı konuşma hususundaki cehd (Azimli, fedakâr) ve
gayreti tespit edilmiştir.)
Altın
madeninde apaydın altından başka ne bulunur?
O
ışıtan, o parıl-parıl parlayan güneş lale (Kırmızı taşa)
ne bağışlar?
Abıhayattan
(Ölümsüzlükten) ciğer ne hale gelir?
Güzelliği
yaratan güzeli görünce göz ne olur?
Allah
için bak da bakışın ne hale gelir, bir anla.
Biz
kendimizi coşkunluğa, sarhoşluğa, güzele tapmaya vermişiz;
Artık
yaşadıkça ne gelir bizden, başka ne yapabiliriz biz?
Bizden
bir apaçık varlık kaldı, ercesine davran saki, sun o kızıl şarabı, bundan daha
kısa söz mü olur?
Sarhoşsun,
daha da sarhoş ol, ne altın kalsın, ne üstün;
Geç
kendinden, hiçbir şeyden haberin olmasın, zaten haberden ne çıkar ki?
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretleri ile olan dostluğundan sonra halka söylemeye
başladığını bu sayede de bizlere yol gösterip yolumuzu aydınlattığını, sahip
çıkıp koruyup gözettiğini öğrendik.
2.
Her varlığın
kendi güzelliğini ve özelliğini sergilediğini öğrendik.
3.
Güzel ve
güzelliği görmekle bu kadar etkilenip zevk duyan kişinin elbette ki bu güzel ve
güzelliği yaratanı görünce deli divane, sarhoş olmasının, coşmasının ve coşkun
davranışlarda bulunmasının doğal bir tepki olduğunu öğrendik.
4.
Sarhoş olmanın,
daha da sarhoş olup kendimizden geçmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Mevlevilikte
ilerleme sağlanınca ağzına, diline, nefesine gerek duymadan düşüncenle kime ne
söyleyeceksen sözlersin, sana kim ne söylemek istiyorsa o söylemeden önce, ses
olmadan, kulağın devreye girmeden duyar ve anlarsın.
Bu
aşamada konuşmak istediğin ister bu dünyada yaşayan olsun, ister ahrete gitmiş
olsun bakış ile iletişim sağlar ve öğrenmek istediğini sorarsın veya sana bir
şey öğretmek istediklerinde bu yolla algılarsın.
Sır
ve sırrın sırrı olan söz ve konuların Hak eri olmadan olmadıkça açıklanmaz ve
öğretilmez.
Hazreti
Mevlana, Şems Hazretleri sayısız sırları bize öğretmişlerdir fakat sırrın sırrı
olan konuları ancak uygun olup olgunluğa ulaşma arasında bize hiç kimsenin ve
yaratılan hiçbir varlığın duyamayacağı şekilde açıklandığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ