2110- Canlar (Mevlevi
dostları) şu koca, şu kaba
kalıplarla (Vücutlarıyla) oynuyor, şu ağır yüklü
bir attılar mı seyret oyunlarını o zaman.
Doğmadan
önce de ayak vurup sıçramada, (Ana) rahimlerin
karanlıklarında candan şükretmek için oynayıp durmadaydık.
Hepimiz
de oynaya-oynaya şu besbedava (Karşılık ödemeden)
nimetlere şükretmek için tekkeden gelmiş sufileriz (Kendini
Tanrıya adamış, gizemli kimseleriz).
Şu
nimetlere can versek yerindedir, zaten şu, bol mu bol defineye karşı sufinin
canı da nedir ki?
Şu
cihan nimetlerinin konduğu kabın kapağı göktür;
Sofrasından
nasıl bahsedeyim, dilin harcı mı bu bahis?
Yola
düşmüş sofileriz biz, padişahın nimetlerini yiyenleriz biz;
Yarabbi!
Bu
kâseyi şu sofrayı ebedi kıl.
Padişahların kâselerindeki nimetleri elde etmek için boş kâseden
başka ağımız yok, kâsemizi o nimetlere uzatmaktan gayri kârımız (Kazancımız)
yok;
Zaten
her ham kişide bu kâseyi, bu ekmeği elde edemez.
O
nimetlerle dolu kâseyle pis, bulaşık kâse arasında, sineğe, o ev sahibine utanç
veren mahlûka göre ne fark var ki?
Fakat
adam olan kişi, yemediği, tatmadığı halde o nimetleri görüp bazı kere dilini
ısırır (Hayretler içinde şaşkın kalır), susar;
Bazı
kere de ağzını açar, onları övmeye koyulur.
Felsefenin
verdiği inkârı gönlümden sürdüm, çıkardım;
Gönlümü
yudum, arıttım;
Gözümde
de Yusuf’a (Güzel insanlara) ait şekilleri
yerleştirdim.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Kendini Allah
yoluna adamış kimselerin halktan istek ve beklenti içinde olmadıklarını
öğrendik.
2.
Allah’a kendini
adamış kimselerin sadece Allah’tan isteği ve beklentisinde olduklarını
öğrendik.
3.
Allah’a kendini
adamış kimselerin halktan sadaka, fitre, zekât kabul etmediklerini, yalnız
hediye kabul ettiklerini öğrendik.
4.
Allah’a kendini
adamış kimselerin dünyalık ihtiyaçlarını helal yoldan kazanmakla
karşıladıklarını öğrendik.
5.
Vücuduna sevgiyle
bağlanmaktan kurtulan kişilerin sevinç içinde güle oynaya yaşadıklarını
öğrendik.
6.
Şükretmekle
Allah’ın yaşamak için vereceklerinin çoğalacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Gördüğümüzü
istediğimizden göremediklerimizi istemediğimizi öğrendik, anladık.
Hamlıktan
kendini kurtaramayan kişinin perdelenmiş güzellikleri, yiyecek ve içecekleri göremeyeceğinden
istekli olmadığını, bunlardan payı olmadığını, elde edemediğini öğrendik,
anladık.
Kendini uygunluğa getiremeyen, olgun birine sevgiyle bağlanmayan
kişilerin ham olarak kalacağını, ham
kişinin sinek davranışları sergileyeceğini öğrendik, anladık.
Hamlıktan
kurtulan kişinin elde edemese bile var güzellikleri gördüğünü, hayretler içinde
kaldığını, övgüler düzdüğünü öğrendik.
Allah’ın
bilinen 18.000 âlemi olduğunu, bunlardan pek azını ham insanlar görebildiğini,
olgun kişiye olgunlaştıkça bu âlemleri Allah’ın gösterebileceğini öğrendik,
anladık.
Aklın
görüş ve değerlendirme gücünün Allah âlemlerini görmek için sınırlı ve yeterli
olmadığını, Allah’ın yarattığı güzelliklere hayran olmamız ve gönlümüzü
isteklerden temizlememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ