3 Mart 2015 Salı

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 2110 İNCİ BEYİT

2110-  Canlar (Mevlevi dostları)  şu koca, şu kaba kalıplarla (Vücutlarıyla) oynuyor, şu ağır yüklü bir attılar mı seyret oyunlarını o zaman.

Doğmadan önce de ayak vurup sıçramada, (Ana) rahimlerin karanlıklarında candan şükretmek için oynayıp durmadaydık.

Hepimiz de oynaya-oynaya şu besbedava (Karşılık ödemeden) nimetlere şükretmek için tekkeden gelmiş sufileriz (Kendini Tanrıya adamış, gizemli kimseleriz).

Şu nimetlere can versek yerindedir, zaten şu, bol mu bol defineye karşı sufinin canı da nedir ki?

Şu cihan nimetlerinin konduğu kabın kapağı göktür;
Sofrasından nasıl bahsedeyim, dilin harcı mı bu bahis?

Yola düşmüş sofileriz biz, padişahın nimetlerini yiyenleriz biz;
Yarabbi!
Bu kâseyi şu sofrayı ebedi kıl.

Padişahların kâselerindeki nimetleri elde etmek için boş kâseden başka ağımız yok, kâsemizi o nimetlere uzatmaktan gayri kârımız (Kazancımız) yok;
Zaten her ham kişide bu kâseyi, bu ekmeği elde edemez.

O nimetlerle dolu kâseyle pis, bulaşık kâse arasında, sineğe, o ev sahibine utanç veren mahlûka göre ne fark var ki?

Fakat adam olan kişi, yemediği, tatmadığı halde o nimetleri görüp bazı kere dilini ısırır (Hayretler içinde şaşkın kalır), susar;
Bazı kere de ağzını açar, onları övmeye koyulur.

Felsefenin verdiği inkârı gönlümden sürdüm, çıkardım;
Gönlümü yudum, arıttım;
Gözümde de Yusuf’a (Güzel insanlara) ait şekilleri yerleştirdim.
                              ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Kendini Allah yoluna adamış kimselerin halktan istek ve beklenti içinde olmadıklarını öğrendik.
2.    Allah’a kendini adamış kimselerin sadece Allah’tan isteği ve beklentisinde olduklarını öğrendik.
3.    Allah’a kendini adamış kimselerin halktan sadaka, fitre, zekât kabul etmediklerini, yalnız hediye kabul ettiklerini öğrendik.
4.    Allah’a kendini adamış kimselerin dünyalık ihtiyaçlarını helal yoldan kazanmakla karşıladıklarını öğrendik.
5.    Vücuduna sevgiyle bağlanmaktan kurtulan kişilerin sevinç içinde güle oynaya yaşadıklarını öğrendik.
6.    Şükretmekle Allah’ın yaşamak için vereceklerinin çoğalacağını öğrendik.
                                    *
İşte böyle yaren,
Gördüğümüzü istediğimizden göremediklerimizi istemediğimizi öğrendik, anladık.

Hamlıktan kendini kurtaramayan kişinin perdelenmiş güzellikleri,  yiyecek ve içecekleri göremeyeceğinden istekli olmadığını, bunlardan payı olmadığını, elde edemediğini öğrendik, anladık.

Kendini uygunluğa getiremeyen, olgun birine sevgiyle bağlanmayan kişilerin ham olarak kalacağını,  ham kişinin sinek davranışları sergileyeceğini öğrendik, anladık.

Hamlıktan kurtulan kişinin elde edemese bile var güzellikleri gördüğünü, hayretler içinde kaldığını, övgüler düzdüğünü öğrendik.

Allah’ın bilinen 18.000 âlemi olduğunu, bunlardan pek azını ham insanlar görebildiğini, olgun kişiye olgunlaştıkça bu âlemleri Allah’ın gösterebileceğini öğrendik, anladık.

Aklın görüş ve değerlendirme gücünün Allah âlemlerini görmek için sınırlı ve yeterli olmadığını, Allah’ın yarattığı güzelliklere hayran olmamız ve gönlümüzü isteklerden temizlememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                                 *                                          
RAVLİ


Popüler Yayınlar