2210- Şu gönülden gizli bir söz duyulmuştu;
Düşmanlara
yüz tuttu da ne duyduysa bir-bir hepsini okudu, teker-teker, kuru-yaş, ne
varsa, ne duyduysa söyledi.
Zerreler
gizliyse de birbirine düşmandır onlar.
Kuyunun
dibinde konuş, seher çağını halvet (Buluşma)
zamanı seç.
Ey
can!
Düşman
şöyle dursun, günün birinde düşmanın hayali, geçip giderken şöyle gönüle
uğramıştı.
İşte
o günden beri biz dostla yolda ahdettik (Sözleştik);
Sırrı
gizleyelim, başımızı öne eğelim dedik.
Biz
de erleriz, madenin üstündeki taştan da daha aşağı değiliz ya,
Külünk
(Taşları parçalamakta kullanılan ucu sivri kazma)
vurulmadıkça maden, altınını gösterir mi?
Deniz
bile kesesini büzmüş, yüzünü buruşturmuş, ekşitip oturmuş, inciyi ne vakit
görmüşüm, haberim bile yok diyor.
Seninle
buluşanların canlarına yüzlerce can katılır, hâlbuki bir kadınla buluşsan
pörsürsün (Gevşeyip sarkarsın), o buluşma, bele
bir gevşeklik verir.
Çünkü
ölüyle buluşmak, bedeni dondurur, üşütür;
Dünya
ehline bak da bu hali gör, anla.
Onların
beylerinin canları da perişandır, tüccarların canları da;
Bu
çeşit güzellerin toprak başına (Yok olması daha iyi).
Dine ait aşka yürü de güzelleri seyret;
Yüzleri, göğün çevresini bile nurla doldurmuş, ışıtmıştır.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Dinin güzel
dediği insana âşık olmamız, onları sevgili olarak kabul etmemiz, onların
nurunun aydınlığını görmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Dini olmayan bir
güzelliğe sahip olsa bile bu güzelliği ona perişanlık vereceğini öğrendik.
3.
Sevgi ilişkisini
gören ve anlayanların kıskançlıktan dolayı düşmanlığa girişileceğinden
gizlenmesi gerekli olduğunu öğrendik.
4.
Bahsedilen aşkın
kadın erkek cinsel ilişkisi olarak anlaşılmasının yanlış olacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Sevgi
ilişkisinin sır olarak saklanması, gizliliğe uyulması gerektiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ