21 Mart 2015 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 2290 İNCİ BEYİT

2290-  Sus, eğer onun (Aşkın) esprilerini (İnceliğini, derinliğini, anlamını) söylersem kendinden geçersin ve ne kapın kalır, ne damın.

Her an selam getirir, bu mektup filandan der;
Sanki selamla kâğıt, şehrimizde pek pahalıymış.

Bu hileyle hiçbir köse, hiçbir güzelden bedavaca öpücük almadı;
Burnunu uzatıp koklamak (Cinsel ilişki amaçlı davranış), erkek eşeklerin (Kaba ve düşüncesiz olanların) âdetidir.

Parası pulu olan nerdeyse bil ki gümüş bedenli (Beyaz tenli) bir güzel de ordadır;
Sen canım, cihanım deyip durma, o can senden kaçar gider.

Madenden tırnaklarınla kazı, ne yap, yap bir çaresini bul, altın elde et, altını da gizlemeye kalkışma;
Çünkü altın saklandı mı güzel de gizlenir, görünmez olur.

Küpe altın olmasaydı kulağa takılmazdı;
Kulağa takılan altın küpe, takan kişinin huyuna delildir.

Amma gene de altının, gümüşün, paran, pulun olmadığı halde bir güzel elde etmeye çalış, olur ya, talih yardım ederse devlet ele girer.

Ancak bu sevgilidir ki altın almaz, sen ona altın gibi bir can sun;
Çünkü ölü altın orada geçmez.

Altın, orada bir taştan ibarettir ki sanki içi yarılmış da içine yüzlerce fitne (Karışıklık, kargaşa, arabozuculuk) tohumu ekilmiş;
Potadan (Madenlerin yüksek ısı ile eritildiği kabtan) çıkmış, sızdırılmış altına aldanan hamdır, kaltabandır (Yalancı, hileci, kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran, dolandıran kimsedir ‘Şarlatan’).

Sus, bir yere aşk geldi mi söz nedir ki orada?
Sus da altından da aşağı olma, çünkü sevgili de dilsiz, o da susuyor.
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Cinsel içerikli, mal ve paranın öne çıktığı, maddenin kandırmada kullanıldığı ilişkilere aşk denilemeyeceğini öğrendik.
2.    Tanrı veya Tanrı dostlarına duyulan aşkın; yalandan, hileden, kandırmadan, maddeden uzak olduğunu, bu seviyede olan ilişkilerde altının taş değerinde olduğunu öğrendik.
                        *                    
İşte böyle yaren,
Aşk kendini gösterdiğinde gönülden gönüle, kalpten kalbe, candan cana ilgi ve konuşma olduğunu, bu konuşmanın harfsiz, sözsüz, ağızsız, dilsiz, kulaksız olarak iletişim kurarak anlayış ve yaklaşım olduğunu öğrendik, anladık.
                                 *  

RAVLİ

Popüler Yayınlar