2230- Kuşlar, bülbüller
dallara konmuşlardır, bekçilik ederler adeta, bekçilerin maaşı da hazneden (Hazineden) verilir.
Şu
yapraklar, dillere benzerler, bu meyveler de gönüllere;
Gönüller
yüz gösterdi mi diller çözülür, sözler değerlenir.
Yıldızlar
seslendi:
Çok
aydın bu gece.
Bu
sesi duyunca yıldızlara, elbette dedim, Ay benimle bu gece.
Yücelik
damına çık herkese seslenmek, herkesi çağırmak için;
Gül
devşirilecek gece bu gece, gönül gibi kucağımızda;
Eli,
sevgiyle boynumuzda bu gece!
Sabaha
dek Zenciler Rum halkıyla savaşta;
Sabaha
dek çalgıcılar, ten-ten-ten diye ırlamada bu gece.
Sabaha
dek şarap kadehi dönmede, ihsanlar edinmede;
Sabaha
dek gül, süsenle (Susam çiçeği ile) halvette (Beraber) bu gece.
Bu
gece vuslat şarabını halkın ileri gidenlerine de sunacağım, geri kalanlarına,
bilgisizlerine de;
Ay
yüzlü dilberin pencerede, bize bakıyor, o neşeyle sunacağım şarabı herkese bu
gece.
Davut
gibi bizi de, demir, mum gibi yumuşamada, çünkü sevgili mıhladız (Mıknatıs), gönül demirinden bu gece.
Aç
gönlün elini, çöz elindeki bağı da aşkın ayağına vursun başını, çünkü kem gözün
korkusundan ağlayıp inleyen o zavallı, emin bir bucaktadır bu gece.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Sözün değerli
olması için gönülden gelmesi gerektiğini öğrendik.
2.
Sevdiği ile
birlikte olanın mutluluk içinde olacağını, mutluluğunu herkesle paylaşmak
isteyeceğini öğrendik,
*
İşte böyle yaren,
Toplumun bize yüklediği her türlü yük ve
bağdan kurtularak gönlümüzün sevdiğimizle beraber olmasını sağlamamız
gerektiğini, en emin yerin de halktan uzak sevdiğimizle beraber olmakta
olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ