2130- (Şems Hazretlerini
tanıtma)
Ey
güneş yüzlü, âlem senden aydınlansın diye her durak yerinde her konak yerinde
bir pencere açtılar.
Bunu
içmezsen (Özümsemezsen, öz malın haline getiremediysen),
merhamete gelmezsen yen bir terci’e girişeyim, belki bu terci’le (Kafiyeleri başka-başka olan, birkaç kısımdan meydana gelen ve
her parçanın sonunda tekrarlanan kafiyeli bir beyti bulunan nazım şekli ile)
coşarsın.
Ey
gönül gözlerinin nuru, göz gibi yol göstermedesin sen!
Ey
sevgili, can sınadı bunu, onun canına canlar katıyorsun!
Can
nereye yüz çevirse sana çevirir yüzünü, amma gene de (Kişi)
bilmez ki sen nerdesin ey can!
Nerdeysen
orda “Elest” davetinde bulunursun (Allah’ın huzuruna
çıkan can ol daveti), sarhoş edersin (Kendinden
geçirirsin), varlık verirsin cömertliğinle, ihsanınla (Büyüklüğünden gelen iyilikleri bağışlama huyunla).
Gönle
istekler verirsin de her yana çekersin onu, gâh aşağılıklara sürersin, gâh
gönül açılığa feraha (Sevince) sürüklersin.
Bir
fayda elde etmek, bir kâra kavuşmak dileğine düştün mü o civarda ümitsizlik
ölmüştür artık, çünkü senin mağarana sığınan köpek bile evliyalık etmiştir.
(Puta secde etmeye zorlamış hükümdardan yedi kişi şehirden
kaçmaya karar vermişler ve şehirden çıkmışlar.
Kıtmir adlı bir köpek de peşlerine takılmış, kovmuşlar, taş
atmışlar, hatta ayağı kırılmış fakat gene peşlerini bırakmamış.
Bunlar da hoş görmüşler, köpekle beraber bir mağaraya sığınmışlar.
Orda Tanrı, bunlara bir uyku vermiş, tam üç yüz dokuz yıl uyumuşlar.)
İnsan
o yana koştu mu göğünde doğan ay ona vurur, yolunu ışıtır onun;
Hem
gayb mülkünü bulur, hem razılık
aklını elde eder.
Kim
ne diyebilir ki muhtaç arar, eteğini altınla doldurur, gelir de bir yoksul
araştırır, dilenciye ihsanda bulunmak için dilenciliğe girişir âdeta, dilenci
dilencisi olur.
Şimdicik
şu işin dalını, kökünü bir başka tarzda anlat, şu eseri görünmeyen denizi
göster, izini çıkar meydana.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Allah dostu olan
Şems Hazretlerine, Mevlana Hazretlerine veya yaşayan veya ahrete gitmiş
dostlarını bulup sevgiyle bağlananlara Allah’a yaklaşma her aşamasında yol gösterdiklerini,
bulunulan makamı ve yolu aydınlattıklarını öğrendik.
2.
Allah
dostlarından herhangi birine sevgiyle bağlananlar sonra Allah dostlarının hepsiyle
tanışıp yardım aldıklarını öğrendik.
3.
Görünen ve
görünmeyen yardımlarla Allah’a ulaşırsak sonrasında başka âşıklara da yardım
edecek, yol gösterecek, yollarını aydınlatacak duruma gelebileceğimizi
öğrendik.
4.
Allah’ın
hazinelerine kavuşan kişinin garip fakir görünümlü olduğunu, Allah’a muhtaç ve
yardım isteyen olduğunu, aslında yardım edecek gücünün çok yüksek olduğunu
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Hikâye
edilir ki:
İstanbul’da
bir dilenci Sultanahmet camisinde dilenirmiş, çemberli taşta ki dilencilere
dağıtırmış.
Bir
gurup Hak dostları halktan bir şey istemez ve beklemezler, yalnız Haktan ister
ve beklerler.
Diğer
bir gurup Hak dostları Halktan bir şeyler isterler fakat kendilerine
istemezler.
Hak
dostları helal lokma için çalışıp kazanırlar ve yerler.
Hak
dostları kendilerine sadaka, zekât kabul etmezler, fakat hediye edileni alırlar, geri çevirmezler.
*
RAVLİ