5 Mart 2015 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 2130 İNCİ BEYİT

2130-  (Şems Hazretlerini tanıtma)
Ey güneş yüzlü, âlem senden aydınlansın diye her durak yerinde her konak yerinde bir pencere açtılar.

Bunu içmezsen (Özümsemezsen, öz malın haline getiremediysen), merhamete gelmezsen yen bir terci’e girişeyim, belki bu terci’le (Kafiyeleri başka-başka olan, birkaç kısımdan meydana gelen ve her parçanın sonunda tekrarlanan kafiyeli bir beyti bulunan nazım şekli ile) coşarsın.

Ey gönül gözlerinin nuru, göz gibi yol göstermedesin sen!
Ey sevgili, can sınadı bunu, onun canına canlar katıyorsun!

Can nereye yüz çevirse sana çevirir yüzünü, amma gene de (Kişi) bilmez ki sen nerdesin ey can!

Nerdeysen orda “Elest” davetinde bulunursun (Allah’ın huzuruna çıkan can ol daveti), sarhoş edersin (Kendinden geçirirsin), varlık verirsin cömertliğinle, ihsanınla (Büyüklüğünden gelen iyilikleri bağışlama huyunla).

Gönle istekler verirsin de her yana çekersin onu, gâh aşağılıklara sürersin, gâh gönül açılığa feraha (Sevince) sürüklersin.

Bir fayda elde etmek, bir kâra kavuşmak dileğine düştün mü o civarda ümitsizlik ölmüştür artık, çünkü senin mağarana sığınan köpek bile evliyalık etmiştir.
(Puta secde etmeye zorlamış hükümdardan yedi kişi şehirden kaçmaya karar vermişler ve şehirden çıkmışlar.
Kıtmir adlı bir köpek de peşlerine takılmış, kovmuşlar, taş atmışlar, hatta ayağı kırılmış fakat gene peşlerini bırakmamış.
Bunlar da hoş görmüşler, köpekle beraber bir mağaraya sığınmışlar.
Orda Tanrı, bunlara bir uyku vermiş, tam üç yüz dokuz yıl uyumuşlar.)

İnsan o yana koştu mu göğünde doğan ay ona vurur, yolunu ışıtır onun;

Hem gayb mülkünü bulur, hem razılık aklını elde eder.
Kim ne diyebilir ki muhtaç arar, eteğini altınla doldurur, gelir de bir yoksul araştırır, dilenciye ihsanda bulunmak için dilenciliğe girişir âdeta, dilenci dilencisi olur.

Şimdicik şu işin dalını, kökünü bir başka tarzda anlat, şu eseri görünmeyen denizi göster, izini çıkar meydana.
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Allah dostu olan Şems Hazretlerine, Mevlana Hazretlerine veya yaşayan veya ahrete gitmiş dostlarını bulup sevgiyle bağlananlara Allah’a yaklaşma her aşamasında yol gösterdiklerini, bulunulan makamı ve yolu aydınlattıklarını öğrendik.
2.    Allah dostlarından herhangi birine sevgiyle bağlananlar sonra Allah dostlarının hepsiyle tanışıp yardım aldıklarını öğrendik.
3.    Görünen ve görünmeyen yardımlarla Allah’a ulaşırsak sonrasında başka âşıklara da yardım edecek, yol gösterecek, yollarını aydınlatacak duruma gelebileceğimizi öğrendik.
4.    Allah’ın hazinelerine kavuşan kişinin garip fakir görünümlü olduğunu, Allah’a muhtaç ve yardım isteyen olduğunu, aslında yardım edecek gücünün çok yüksek olduğunu öğrendik.
                                    *
İşte böyle yaren,
Hikâye edilir ki:
İstanbul’da bir dilenci Sultanahmet camisinde dilenirmiş, çemberli taşta ki dilencilere dağıtırmış.

Bir gurup Hak dostları halktan bir şey istemez ve beklemezler, yalnız Haktan ister ve beklerler.
Diğer bir gurup Hak dostları Halktan bir şeyler isterler fakat kendilerine istemezler.

Hak dostları helal lokma için çalışıp kazanırlar ve yerler.
Hak dostları kendilerine sadaka, zekât kabul etmezler, fakat hediye edileni alırlar, geri çevirmezler.
                                 *                                          
RAVLİ


Popüler Yayınlar