2270- Bizden selam söyle de, de ki:
Ey
sevgilinin canına can olan (Allah), acı
zayıflara, aşkın pek amansız (Acımasız, cana kıyıcı,
hoş görüsüz, gaddar, zalim).
Bahar
sen olunca dünya nasıl olur da yeşermez, güzelleşmez?
Aslan
bekçilik edince nasıl olur da eminlik (İnanan, güvenen)
olmaz?
Gönül
kapısını vurunca daha içeri girmeden can, korkusundan anladı ki o merhametli (Acıyarak, esirgeyerek seven) sevgilidir gelen.
*Elini
tutup çeken, seni yaratandır;
Sana
can yoldaşı olan o sahip-kırandır o.
(Sahip-kıran: İki yıldızın aynı dereceye gelmesine denir.
Güneşle Zühre bir dereceye gelir ve tam o anda bir padişah tatta
geçerse bu padişaha “Sahip-kıran” denilirdi.
Sahip-kıran olan padişah, sağ yanına iki, sol yanına da iki kılıç
takardı)
O,
öylesine bir aydır, öylesine bir güneştir ki tutulmaz;
Öylesine
bir şaraptır ki sersemlik vermez insana, ziyansız (Zarar
ettirmeyen) bir kârdır (Yarar, fayda, kazanç)
o.
O
ulu padişah, öylesine kutlu bir meclis kurdu ki mum da bedava (Herhangi bir bedel ödemeden) bugün, şarap da, güzel
de.
Halk
sarhoşluk olunca pehlivan geçinen kişinin mayası
(Yaradılışı, öz niteliği) meydana çıktı, acizler
(Güçsüzler) de anladılar artık.
Seher
yeli (Gün doğumundaki esinti) delâlet (Kılavuzluk) etti de gül tikenden ayrıldı (Görünür oldu), yağmur da bahçedeki otları sınamada.
Sus
da harfsiz, dilsiz, o söylesin (Anlayış meydana çıksın);
Zaten
dil, o dilse bu dillerin ne değeri kalır ki!
“Kimdir
kapıdaki” dedi.
“Kul
et” (Sevgiyle
bağla) dedim, kölen (Hizmet edenin)
olayım senin.
“
Ne işin var” dedi.
“A
ay yüzlüm” dedim sana selam vermek isterim.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Allah’ın ilk
bakışta acımasız gaddar olduğu fikrine kapıldığımızı, aslında seven, koruyan,
yardım eden, dileklerimizi ve ihtiyaçlarımızı veren olduğunu öğrendik.
2.
Bizde Allah fikri
belirdiği ve merakı uyandığında aslında Allah’ın bize “ Yaklaş” mesajı verdiğini öğrendik.
3.
Allah’ın
verdiklerinde aydınlık, zevkten sarhoşluk, zararsız ziyansız kazanımlar
olduğunu öğrendik.
4.
Allah kişiye
aydınlık verince, perdeyi açınca iyi-kötü, faydalı-zararlı, geçici ve kalıcı
her ne varsa görebileceğini, doğru seçimler yapabileceğini öğrendik.
5.
Söz olayları ve
varlıkları anlatmaya yetmediğini, gönül gözüyle bakmayı, Allah’tan bu gözleri
istememiz ve dilememiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Olgun kişiler Allah’a selam vermek,
hizmetinde olduklarını bildirmek için kapısına giderler.
*
RAVLİ