24 Nisan 2014 Perşembe

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 501

Ger şudd-i atşân-i bahr-ı mânevi
Fürce-i kün der cezire-i Mesnevi.
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 6.inci cilt 67 inci beyit açıklaması)

“ Mana denizine susadınsa Mesnevi adasından o denize doğru bir ark aç!”

Berrak su Mesnevi adasıdır.
Bu susuzlar ise onu görmüyorlar, dedi-kodu ile uğraşıyorlar.

Mesnevi cennetler bağıdır.
Cennetin dört ırmağı orada akmaktadır.

Yaradılışın, aslın cehennemdense, cennet bağın nasıl nasip olur?

Himmetsiz (Kalp isteği ile çalışmayanların) kimselerin maksatları, istekleri yalnız dünyanın birkaç günlük izzet ve ikbalinden ibarettir.

Nerde o yüce himmetli (Kalp isteği ile gösterilen ciddi çalışma) zat ki, onun muradı, sırf Allah’a kavuşmaktır.

                                       ***
 GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
                                           ***
Neler öğrendik:
1.    Maddeden kurtulup mana âlemini tanımak, yararlanmak isteyenlerin Mesnevi’den yararlanması gerektiğini öğrendik.
2.    Manevi âleme adım atanların sözün tesirinden ileriye geçerek, düşünceye, kavramaya, anlamaya, anlamı bulmaya yöneleceğini öğrendik.
3.    Manevi sözün, bu sözü söyleyenin, bu sözü dinleyenin sonuçta can olacaklarını öğrendik.
4.    Ruh âleminde bekleyen mananın da rütbece birbirinden farklı ve devamlı üç makamı olduğunu öğrendik.
5.    Mananın sözdeki makamı, biçime bürünerek şekil almış makamı, suretten kaçmış makamı olduğunu öğrendik.  
6.    Toplum içinde anlayışın, karayışın, akıl erdirmenin pek az ve çürük olduğundan az söz etmemiz gerektiğini öğrendik.
7.    Söz kargaşasında uyanık olup özü kaçırmamamız gerektiğini öğrendik.
8.    İşlerinin sebeplere bağlandığını fakat sebepsiz olan çok şeyin olduğunu öğrendik.
9.    Cenab-ı Hakkın nuru kendini gösterince aklın hükmünün kalmayacağını öğrendik.
                                         *                                                                                                                                                                                                                         İşte böyle yaren,
Hazreti Mevlana varken körlük edip alçakları kendimize örnek almamamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Söz ne denli sağlam olsa, dosttan gelse de bir kulaktan girip diğer kulaktan çıktığını, ancak göklerin anahtarına sahip dosttan özel bir anahtar verilmiş olanın sözü tesir eder.

Can da sevgili olarak bildiğine aşırı sevgi ve saygı gösterince, ebedi ömre ulaşacağını öğrendik, anladık.

                                         *

RAVLİ

Popüler Yayınlar