Her kira esrar-ı kâr âmûhten
Mühr kerdend-u dehâneş dûhten
(Hazreti
Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 2240 inci beyit açıklaması)
“
İşin sırlarını kime öğrettilerse ağzını mühürlerdiler, diktiler.”
Allah’ın
huzurunda hiçbir kimsenin sâ’yi (Küçük bir hububat
tanesi) ziyan olmaz.
Hak
sâ’yisine (En küçük iyiliğine göre) göre insanı mükâfatlandırır.
Aziz
ve ulu Tanrı, ezelde (Başlangıcı belli olmayan zaman)
türlü-türlü mesai (Çalışma, emek verme) tevzi (Üleştirme) etmiştir.
Herkese
başka-başka istek vermiş ve o isteğe göre de sebep yaratmıştır.
Âşıkların
kısmeti (Tanrı’nın her kişiye uygun gördüğü yaşama
durumu, nasip) mülakat (Buluşma, konuşma)
ve kavuşmadır.
Zahitlerin
(Dünya zevklerinden uzaklaşıp ibadet edenlerin) kısmeti
cennette bekadır (Devamlı kalmadır).
Facirlerin
(Haram ve günaha dalmış) kısmeti, (Tanrı’ya) uzaklık ve (Hakikati
görmeye engel olan) perdedir.
Kâfirlerin
(Tanrı’nın varlığını ve birliğini inkâr edenin)
kısmeti (Payı), cehennemde azaptır (Büyük sıkıntı, eziyettir).
*
Neler
öğrendik:
1. Arif kişinin sırları konuşmadığını, fakat herkesin
sakladığı yanlış yaşayışı bildiğini, fakat açığa vurmadığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Biz
kabahatimizi, günahımızı ne kadar gizlesek de arif kişinin anlayış ve
sezgisinden saklayamayacağımızı öğrendik, anladık.
Yaptığımız
iyilik veya kötülüğün karşılığını alacağımızı, aklımız başımıza gelip
yaptığımız yanlışın farkına vardığımız zaman tövbe etmemiz gerekir.
Tövbe
edip bu zalim nefsimiz tövbeyi bozuyorsa tövbemizin karlı olması için; Arif
kişiden yardım isteyerek tövbekâr olmak için dua istememiz gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ