6 Nisan 2014 Pazar

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 465

Her kira esrar-ı kâr âmûhten
Mühr kerdend-u dehâneş dûhten
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 2240 inci beyit açıklaması)

“ İşin sırlarını kime öğrettilerse ağzını mühürlerdiler, diktiler.”

Allah’ın huzurunda hiçbir kimsenin sâ’yi (Küçük bir hububat tanesi) ziyan olmaz.
Hak sâ’yisine (En küçük iyiliğine göre) göre insanı mükâfatlandırır.

Aziz ve ulu Tanrı, ezelde (Başlangıcı belli olmayan zaman) türlü-türlü mesai (Çalışma, emek verme) tevzi (Üleştirme) etmiştir.

Herkese başka-başka istek vermiş ve o isteğe göre de sebep yaratmıştır.

Âşıkların kısmeti (Tanrı’nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip) mülakat (Buluşma, konuşma) ve kavuşmadır.

Zahitlerin (Dünya zevklerinden uzaklaşıp ibadet edenlerin) kısmeti cennette bekadır (Devamlı kalmadır).

Facirlerin (Haram ve günaha dalmış) kısmeti, (Tanrı’ya) uzaklık ve (Hakikati görmeye engel olan) perdedir.

Kâfirlerin (Tanrı’nın varlığını ve birliğini inkâr edenin) kısmeti (Payı), cehennemde azaptır (Büyük sıkıntı, eziyettir).

                                     *
Neler öğrendik:
1.    Arif kişinin sırları konuşmadığını, fakat herkesin sakladığı yanlış yaşayışı bildiğini, fakat açığa vurmadığını öğrendik. 
                                   *
İşte böyle yaren,
Biz kabahatimizi, günahımızı ne kadar gizlesek de arif kişinin anlayış ve sezgisinden saklayamayacağımızı öğrendik, anladık.

Yaptığımız iyilik veya kötülüğün karşılığını alacağımızı, aklımız başımıza gelip yaptığımız yanlışın farkına vardığımız zaman tövbe etmemiz gerekir.

Tövbe edip bu zalim nefsimiz tövbeyi bozuyorsa tövbemizin karlı olması için; Arif kişiden yardım isteyerek tövbekâr olmak için dua istememiz gerektiğini öğrendik, anladık.

                                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar