12 Nisan 2014 Cumartesi

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 478

Tâ tu bâşi der hicab-i bülbeşer
Serseri der aşıkân kemter niger
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 2761 inci beyit açıklaması)

“ Sen, beşeriyetin (İnsanlığın) babası Âdem’in perdesinde bulundukça âşıklara, öyle pek serserice bakma.”

Kardeş!
Aşka kabiliyetin varsa gel, canını aşka feda et.
Heva ve heves bulanıklarından durul da ihvan-ı sefanın makbulü ol.
(Boş ve geçici söz ve işlerin verdiği bulanıktan, kararsızlıktan, gönül darlığından kurtulmak için gönül şenliği olan dostlar arasına girmemiz ve beğenilen olmamız gerekir.)

Bütün kirliliklerden temizlen de Hazreti Muhammed’in dini yolunda toprak ol (Yere seril, içine konan söz tohumlarını fidana, meyve veren ağaca çevir).

Nefsini (Dünya zevklerini) ezmekte er ol.
Haktan gaflet cihanından (Allah’tan haberi olmayanlardan) ve onun ehli (Dinsizlikte ve imansızlıkta usta olmuş) olanlardan yabancı kal.

Riyazetle ciğerini kanatmayınca içinden boş ve faydasız hayalleri nasıl süpürebilirsin?
(Doğruyu, hakikati öğrenme, anlama, kavrama, doğruya ulaşma, doğru yaşayışı bilme ve yaşama isteğinin hayalleri silip süpürür)
                                           ***
 GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
                                           ***
    Neler öğrendik:
1.    Görünenler misal olarak verilerek görünmeyen hallerin anlatıldığını, öğretmeye çalışıldığını öğrendik.
2.    Katı kalbe taş dendiğini, anlatımda bir misal olduğunu öğrendik.
3.    Keder, gam, tasanın diken misalinden anlatıldığını öğrendik.
4.    Bir şeyi zihnimizde şekillendirdiğimiz zaman aynısının olmadığını, vücudu olmayan fakat hissedebileceğimiz şeyler olduğunu öğrendik.  
5.    Aşkın kıskançlık oluşturduğunu, şekle, sihir’e, felsefeye, göz bağlayıcılığa yönelmiş olanlara aşkın bunlara ışığını vermediğini, gizlendiğini öğrendik.   
                                               *
İşte böyle yaren,
Âşıklara aşk gözüyle bakarsan onları anlayabileceğimizi, dünya değerlerinden geçmedikçe aşkı tanıyamayacağımızı öğrendik, anladık.

İnsanların oluşturduğu değerleri sevmenin hakikati olduğu gibi görmeye perde, engel olduğunu, Tanrı değerlerini önemsememiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Yapılması mecburi, uygun ve imkânsız olan işlerin olduğunu, bizim bunların ortasında olanı, ilerisini düşünerek tercihler yapmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Âşıklara deli, divane, sıra dışı, toplumla uyum sağlayamamış, sosyal yönü olmayan, işbirliği yapılamaz olarak tanımlama yapanların; aşkla ilgilerinin olmadığını, doğru, iyi, ebedi istek ve kavramlardan uzak olduğunu, kendi aşağı seviyelerine âşıkları çekmek için söz ettiklerini öğrendik, anladık.

                                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar