22 Nisan 2014 Salı

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 498

Enderin bahs er hıred rehbin budi
Fahr-i Râzi râz-ı dân-i din budi
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 4144 inci beyit açıklaması)

“ Bu bahiste akıl yol gören olsaydı, Fahri Razi din sırrını bilen olurdu.”

(Fahr-i Râzi: Belh şehrinde akıllı, saygın, devlet adamlarıyla iyi anlaşan bir şeyhtir ve felsefe yolundan giden bir din adamıdır.

Hazreti Mevlana’nın babası manaya yönelişinden ve çok taraftar topladığından kıskanmış ve anlaşamamıştır)

Fahri Razi gibi bir âlim (Bilgin), hakikat sırrına Ağah (Uyanık) olmazsa bayağı liyakatsizler (Başarısız, yeteneksiz, deneyimsiz), dinin sırrını nerden bilecekler?

O, dinin işaretlerinden haberi yokken büyük bir tefsir yazdı.
Zahir ehli, dinin sırrını nerden bilecek?

Gönül gözü kör olan yakin ilmine eremez (Sağlam bilgiye; mutlak, tereddütsüz, şüphesiz olarak bilmeye ulaşamaz).

Haydi gel!
Huylarını değiştir de, âşıklar yolunun toprağını gözüne sürme çek (Âşıkların baktığı gibi bakmayı öğren).

İyi olmayan huylarını, iyi huylularla değiştir de bütün huyların şeker (Tatlı) olsun.

                                       ***
 GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
                                           ***
Neler öğrendik:
1.    Dünyanın aldanış yurdu olduğunu, ateşi nur, nuru ateş gibi gösteren yer olduğunu öğrendik.
2.    Varlığımızı yok etmemiz gerektiğini, yani güvendiğimiz, gönül bağladığımız her şeyden sıyrılmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Tanrı sanatın görüp hayrete dalanların benliğine soğukluk duyduklarını öğrendik.
4.    Benlikten kurtulanın gönül rahatlığına, rahat yaşantıya, eminlik içinde sakinliğe, neşe ve zevk içinde yaşamaya başlayacaklarını öğrendik.  
5.    Benlikten kurtulanın benliğinin adresi herkes tarafından bilinmeyen zahmetsiz mekânsızlık âlemi olduğunu öğrendik. 
6.    Terk ettiğimiz benliğimizin peşimizi bırakmayacağını, biz benlikten kaçtıkça benliğimizin bizi takip ettiğini öğrendik.  
7.    Bir şeyi biz istedikçe istediğimizin bizi istemeyeceğini öğrendik.
                                     *                                                                                                                                                                                                                                                                     İşte böyle yaren,
Tatmayan bilmez.
Akıl ve hayali beraber çalıştırmanın hayreti artırdığını, yeni fikirler oluşturduğunu, yanlışı doğru kabul eder duruma getirdiğini öğrendik, anladık.

Akıl ve hakikat beraber çalıştırdığında doğru ve uygulanabilir gerçeklere ulaşıldığını ve ebedi geçerli olduğunu, bir olma, birleştirme, aynı fikirde olma düşüncesine ittiğini öğrendik, anladık.

Esas benliğe yokluk âlemine gittikten ve geri döndükten sonra keşfolduğunu, bu eylem yapılmadan önce benliğimizin hayallerin tesirinde yanlış işler yaptıracağını öğrendik, anladık.

Basit bir anlatımla anlatacak olursak, bize toplumun inşa ettiği benliği değersiz ve yok ederek Tanrı’nın yarattığı ve verdiği esas benliğe kavuşmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                                         *

RAVLİ

Popüler Yayınlar