31 Ekim 2024 Perşembe

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D268

Sen hiç yoksun;

Fakat bu hiçliğin, varlıktan iyidir.

Sen ziyanlara (Zarara) boğulmuşsun (Batıp yok olmuşsun);

Fakat ziyanın, tümden kardır (Kazançtır).

Elimde topraktan özge (Başka) bir şey yok diyorsun;

A kişi, elindeki toprağa bütün gökler, hased etmede (Kıskanmada).

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             ***

Neler öğrendik;

  1. Kendini yok sayan, hiçliği tercih edenin varlıklı olmaktan çok daha iyi bir durumda olduğunu öğrendik.

  2. Yokluğun, hiçliğin zarara uğramış gibi gözüktüğünü ancak ne kadar kazançlı olduğumuzun farkında olmadığımızı öğrendik.

  3. Yokluğun, hiçliğin kazancının Allah dostlarına giden yolu bulmak olduğunu, bu durumda olan insana göklerin bile kıskandığını öğrendik.

                                 *

RAVLİ

30 Ekim 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D267

Senin (Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerinin) gam meyhanenin (Üzüntü tekkesinin) pirleri (Karşılık gözetmeden tam inançla, gerçek sevgi ile bağlı olgun kişiler) çoktur;

Senin gözlerin gibi hem uyumuştur (Durgun gözükür) onlar, hem uyanıktır (Bilgisizlikten kurtulmuş, bilgili, yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olanlardır).

Arı-duru (Saf, tertemiz) şarabı (Helal Tanrı şarabını) gönder (Gam ve kederden eser bırakmayan Allah sevgisini), sun onlara;

Çünkü o aşıklar (Aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kişiler), ne gerçekle sarhoş olmuşlardır (Hoşa giden etki ile kendinden geçmemişlerdir), ne de ayıktırlar (Benliği etkisinde).

                                 ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerine sevgiyle bağlı çok Mevlevilerin olduğunu, Mevlana Hazretlerinin sevdiğine ve bağlandığına uyup sevgi ve saygı duyan kişilerin çok olduğunu öğrendik.

  2. Şems Hazretlerini sevip bağlanan kişilerin davranışlarının ölçülü, olgun, vakur, ciddi, durgun gösterişli olduklarını, yapacağı işi iyi bilen, bilgili, dikkatli ve tetikte olan kişiler olduğunu öğrendik.

  3. Şems Hazretleri kendisine sevgiyle bağlananlara insan eli değmeden oluşmuş, helal, tanrı şarabı sunduğunu, bu şarabın gam ve kederden eser bırakmayan Allah sevgisi verdiğini öğrendik.

  4. Aşıklar gerçeklerle karşılaşınca sarhoş da olmayacaklarını, ayık da olmayacaklarını, hakikati olduğu gibi kabul edip içselleştiren olduklarını öğrendik.

                                     *

RAVLİ

29 Ekim 2024 Salı

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D266

Bu kula (Aşırı sevgiyle bağlanmış, karşılıksız hizmet edene) bir gül (Sevimli, alımlı görün) de sevaba gir (Hayırlı bir davranışta bulun);

Ben de şekerler gibi güleyim de bu, bir cevap olsun sana.

Zârı-zârı (İçli, içli) kan ağlayayım (Büyük bir üzüntü içinde bulunarak) da (Çok ağlamaktan oluşan) kanlı göz yaşlarım, sana şarap (İçki) olsun, şu gönül yansın-kavrulsun (Aşırı derecede etkilensin, sarsılsın, kendinden geçsin) da kebap olsun sana.

                             ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri aşık olduğu Allah dostu Şems Hazretlerinin kendisini göstermesini, yüzüne gülmesini, özlemi sona erdirmesini, hayırlı bir davranışta bulunmasını istediğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini göremediği için büyük üzüntüler içinde ağladığını, kendisini Şems Hazretlerinin rahatı için feda etmek için hazır olduğunu öğrendik.

                        *

RAVLİ

28 Ekim 2024 Pazartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D265

Semâ'ımızda (Mevlevi ayinlerinde tarikat mensuplarının cezbe haliyle ayakta dönmesi, zikretmesinde) sufi (Gönlünü Allah sevgisine bağlayanlar) var, arif (Bilmezken sonradan öğrenenler, bilenler, bilgili, irfan sahipleri) var, bilgin (Bilimsel bir konuda çok bilgisi olan) var, sense görmüyorsun;

Başı boş (Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan) gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) gibi uzak yakınsın sen.

Ayaksız, ayak bağsız gönülden daha hızlı giden kimdir zati (Zaten)?

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

***

Neler öğrendik;

  1. Mevlevi törenine kendini geliştirmiş kişilerin katılmış olduklarını görmek gerektiğini öğrendik.

  2. Kalpte oluşan duyguların kaynağını sevgiyle bağlamamış kişilerin başı boş yaşadıklarını, vücutları yakın duygu bakımından uzak kişiler olduğunu öğrendik.

  3. Gönlümüzden daha hızlı gidecek kişinin olmadığını öğrendik.

  4. Doğru yere, doğru kişiye sevgiyle bağlanmamız, başıboşluktan kurtulmamız gerektiğini öğrendik.

                                    *

RAVLİ

27 Ekim 2024 Pazar

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D264

Bu gece sakiy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan) şarabı (Gam ve kederden eser bırakmayan Allah sevgisini) kırbayla (Sakaların içinde sıvı taşıdıkları ağzı dar, altı geniş, deriden yapılmış kabı) döndürüp sunmada;

Gönlü (Kalpte oluşan duyguların kaynağını) yağmaladı (Zor kullanarak ele geçirdikleri alıp kaçması), şimdi de iymana (İmana- Güçlü inanca) el attı (İşine karıştı müdahale etti).

O kadar şarap (Tanrı şarabı) sundu ki tufan kopardı (Şiddetli yağmur gibi) da birden aklın evini-barkını yıktı-gitti.

                         ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                        ***

Neler öğrendik;

  1. İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişinin gam ve kederden eser bırakmayan Allah sevgisini bol verdiğini öğrendik.

  2. Allah dostunun önce aşırı sevgi ve bağlılık duyanın kalbinde toplanmış duyguların tamamını aldığını sonra da imana müdahele ettiğini öğrendik.

  3. Allah dostunun aşırı sevgi ve bağlılık duyanda gam ve kederden eser bırakmayan Allah sevgisini şiddetli bir şekilde yerleştirdiğini, aklın sığındığı her bilgileri barınma yeri olmaktan çıkardığını öğrendik.

                                             *

RAVLİ

26 Ekim 2024 Cumartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D263

Bu gece o gece değil ki evden gitsinler;

Tek sevgiliyi bıraksınlar da yabancıya yüz tutsunlar (Yönelsinler).

Bu gece, öyle bir gece ki aziz canlar (Ermiş Mevleviler), özlem (Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerini görme, ona kavuşma isteğinin oluşturduğu) ateşine (Coşkunluğuna, sıcaklığına) dalarlar da sarhoşça (Çok fazla mutlu olarak) yürüyüp giderler.

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              ***

Neler öğrendik;

  1. Allah dostu, Şems Hazretlerini sevgili olarak görmeyenler evden gitmeleri, yabancılara yönelmeleri isteneceğini öğrendik.

  2. Olgunluğa ulaşmış Mevlevilerin özlemle Şems Hazretlerine kavuşma, görme isteğiyle, bu duygunun tesiriyle sıcaklığa, coşkunluğa kavuşup mutlu olarak yaşamlara devam edeceklerini öğrendik.

                           *

RAVLİ

24 Ekim 2024 Perşembe

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D262

Başlar, ayağının bastığı toprağa hayran (Çok beğenmişler);

Körlerin hepsi sarhoş, sağırlar bile şaşırıp kalmışlar.

Arılık denizine dalıp yok olanlar da bunu seyre dalıp gitmişler.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

  1. Allah dostu, sevgili Şems Hazretleri bir yere adım attığı, girdiği, uğradığı yerdeki topluluğu yöneten kişilerin hazrete hayran kaldıklarını öğrendik.

  2. Körlerin ve sağırların bile Şems Hazretlerinin olumlu etkilerinden etkilenip şaşırıp kalacaklarını öğrendik.

  3. Günahsızlık, temizlik içine girip yok olanların Şems Hazretlerinin güzelliğine ve etkilerine hayran kaldıklarını öğrendik.

                               *

RAVLİ

23 Ekim 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D261

(S.341) Mahlasın (Takma adın) Bahâüddin'dir (Dinin değerlisi, kıymetlisi, üstünü), veled'dir (Oğul, çocuk) amma canlara ecirler (Sevap, hayırlı davranış karşısında Tanrı tarafından verileceği düşünülen ödül) verensin, ebet (Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk) sultanısın sen.

Vefa sağrağının (Sevgiyi sürdürmede sevgi, dostluk bağlılığındaki Tanrı şarabı sunulan kadehin), kırılmasını hoş görme;

Yapma bunu;

Sırça kırıldı mı, sarhoşların (Mutluluk duyanların) ayakları yaralanır.

                                 ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                 ***

Neler öğrendik;

  1. Allah dostu Mevlana Hazretlerinin oğlu Sultan Veled Hazretlerinin dinin değerlisi ve üstün çocuğu olarak sonsuzluğa kadar Allah'tan ödül alacak öğretiyi öğretip yardım edeceğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri kendisine ve dostlarına gam ve kederden eser bırakmayan Allah sevgisini eksik etmememesini, isteyip beklediğini öğrendik.

22 Ekim 2024 Salı

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D260

Nefsin (Dünyaya ve ahirete insanı isteklerle bağlayan hoşlanma duygusu veren ihtiyaç bildirimini), bisoluk (Bir soluk alıp verme zamanında), buyruğunun (Egemenliğin) altına girse, bütün peygamberlerin bilgileri, malum olur (İçine doğar) sana.

O gayb âleminin güzeli var ya;

Hani bütün dünya onu (Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerini) aramada;

O da anlayış aynanda anlaşılır gider.

                      ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                      ***

Neler öğrendik;

  1. Hayelle birleşen isteklerin kişiyi zorlamasına nefs dendiğini, aşırı isteklerle kişiyi yanlışa yönlendirdiğini öğrendik.

  2. Bilgi ile sözü kontrol etmek, iş yaparken dikkatli davranmak, insan yüzüne bakarak farklılıkları değerlendirecek görüşe sahip olduğumuz zaman, yani hikmet sahibi olduğumuz zaman peygamberlerin bilgileri içine doğup aydınlatacağını öğrendik.

                      *                                                                                                                                 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D259

Seni (Şems Hazretleri) anarsam (Aklıma getirip sözünü edersem, düşünürsem, adını söylersem) yüreğim oynamaya başlar;

Gözlerimden kanlı yaşlar akmaya (Büyük üzüntüyle ağlamaya) koyulur (Girişir, başlar).

Nerede dostun (Sevdiğim, güvendiğim, yakın arkadaşım, gönüldaşım, iyi anlaştığım kişinin) gelmesine dair bir haber duyarsam zavallı gönlüm (Kalpte oluşan duygularım acınacak kadar kötü durumda), bedenimden uçmaya kalkışır.

                         ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin habersiz ortadan kaybolması üzerine Mevlana Hazretlerinin Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerini özlediğini, hatırladıkça gözlerinden kanlı yaşla ağlamaya başladığını öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinden gelmesine ait bir söz duyunca Mevlana Hazretlerinin heyecanlandığını, çok sevinç duyduğunu öğrendik.

                           *

RAVLİ

21 Ekim 2024 Pazartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D258

Dostlar (Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimselerin), dostlar birbirinizden ayrılmayın (Uzaklaşmayın);

Kaçmak (Görünmeden gidip saklanmak), hevesi (Gelip geçici isteği) bulunmasın başınızda.

Hepiniz de bir-siniz, iki havaya (Ayrılığın çekiciliğine) kapılmayın;

Vefa (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı) buyuruyor bunu;

Vefasızlık (Sevgisi çabuk geçen, yakınlığı ve bağlılığı sürekli olmamazlık) etmeyin.

                                ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretlerini sevip bağlananların görüş ve düşüncede bölünmüşlüğe, anlaşmazlığa düşerek birbirinden uzaklaşmaması gerektiğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretlerini seven ve bağlanan kişinin bu topluluktan birşeyler öğrenip kaçmak eğiliminde olmaması gerektiğini, çünkü aşk öğretisinin tüm yaşamı kaplaması gerektiğini öğrendik.

  3. Mevlana Hazretlerinin öğretisinde bir olmak, birliği sağlamak, sevgiyi sürürmek, sevgi ve dostluk bağlılığını devam ettirmek önemlidir, herkesin önemsemesi gerektiğini öğrendik.

  4. Sevgisi çabuk geçenin, yakınlığı ve bağlılığı sürekli olmayanın zaten ayakkabısının ucunu dışarı doğru çevirip topluluktan uzaklaştırırlar.

                              *

RAVLİ

20 Ekim 2024 Pazar

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D257

Bir sevgili (Sevgi ve bağlılık duyulan) istiyorum ki fitneler (Karışıklıklar, kargaşa) koparsın;

Ateşli bir gönlü (Kalbinde oluşan duygularının kaynağı) olsun, kanlar içsin (Öldürsün), kanlar döksün (Ölüme yol açsın, cana kıysın).

Gökyüzüyle, yıldızlarla inada, savaşa girişsin;

Denizlere dalsın da sönmesin, yakıcı bir ateş olsun.

                             ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

  1. Sevgi duyarak bağlandığımız kişinin pasif kişi olmaması, kendisine bağlananları öldürüp yeniden dirilten yetki ve yetenekte olması gerektiğini öğrendik.

  2. Sevgi duyarak bağlandığımız kişinin gökyüzü ve yıldızlarla savaşarak insanlar üzerinde etkilerini kırması, rahmete sokup öğrenme ve inançta ateşini devam ettiren ateşli bir kişi olmasını sağlaması, yakarak yok edip küllerinden yeniden doğmasını sağlayan olması gerektiğini öğrendik.

                             *

RAVLİ

19 Ekim 2024 Cumartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D256

O sizinledir” (Hadid suresi 4 ayet) ondan haber geliyor;

Bu haber yüzünden gönülden (Kalpte oluşan duyguların kaynağından) kıvılcımlar sıçramada.

Sen kendini tanımamışsın da o yüzden hoş bir halde değilsin;

Bir tanısan, başka kapının ne lüzumu var?

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                               ***

Neler öğrendik;

  1. Nerede olursak olalım Allah'ın bizimle beraber olduğunu, yaptıklarımızı gördüğünü, bu haberden sonra insanın içinin yanması gerektiğini öğrendik.

  2. Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren bir biçimde bir kişi olmak ve hoş yaşamak için öncelikle kendimizi tanımamız gerektiğini, başka bir alana gitmeye gerek kalmayacağını öğrendik.

                           *

RAVLİ

18 Ekim 2024 Cuma

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D255

Her feyiz (Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket) İllat-i Ulâ'nın (Birinci olarak bir şeyin olmasına veya belli bir halde bulunmasına yol açan, sebep olan şeyin) bir belirtisidir;

Görünen şekillerin hepsini de kabul eden Heyûlâ'dır (Korku verici, ürkütücü hayal, gösteriş ve iriliği olduğu halde hiçbir tesiri ve değeri olmayan şey).

Her parça-buçuk (Kısım-kısım, azar-azar, oradan-buradan parçalar), tümden-dir;

Fakat bütün tümün bulunduğu yerde parça buçukların meydana gelmesi de gerekmez.

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                        ***

Neler öğrendik;

  1. Görünen verimliliğin, gürlüğü, bereketin görünmeyen sebebin bir belirtisi olduğunu gösterdiğini, sebep-sonuç ilişkisi olduğunu öğrendik.

  2. Korkularımızın oluşturduğu hayallerdeki şekilleri gerçek kabul ederek tepki vermenin aklın hakikati olduğu gibi kabul edecek şekilde çalışmadığının göstergesi olduğunu öğrendik.

  3. Her çok az olarak duyularımızla algıladıklarımızın bir bütünün parçası olduğunu bilmemiz gerektiğini öğrendik.

  4. Her zaman küçük parçaların bir araya gelmesini beklememek gerektiğini, onun tümünden dağılmış parçalar olduğu gerçeğini kabul etmek gerektiğini öğrendik.

  5. Allah'ın kainatı zorunlu sebep-sonuç ilişkisi düzeninde yaratıp yönettiğini kabul ederek baktığımızda yaratılış ve yok oluş hakikatini anlama yoluna girileceğini öğrendik.

                               *  

RAVLİ

9 Ekim 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D254

Bir gönül (Kalpte oluşan duyguları birdenbire yakalayarak, çekerek alanın) kapana (Tuzağına) gitmeyen gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), vallahi (Tanrı'yı tanık tutarım, Tanrı hakkı için) yokluktan başka bir yere gitmez,

Ne mutludur (Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumuna ulaşan) aşka (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusuna) av olan (Bu yolla yakalanan) güvercin;

Ne kadar kovsan (Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylesen), sürsen (İleri doğru itsen) hiçbir yere gitmez o.

                                ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                ***

Neler öğrendik;

  1. Aşkın Allah'ın en büyük nimetlerinden biri olduğunu, Allah dostunu kendine sevgili yapan kişinin bu aşk tuzağına giderek dokuz kat göğün üstündeki yokluk makamına gideceğini, önemini anlatmak için Mevlana Hazretlerinin yeminle desteklediği önerisinden öğrendik.

  2. Mutluluk arayanın Allah dostunu kendine sevgili yaparak onun tuzağına bilerek ve isteyerek düşmesi gerektiğini öğrendik.

  3. Aşktan tat alan kişinin sevdiği kişiden başka bir yere gitmeyeceğini, başka bir arayışta olmayacağını öğrendik.

                            *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D253

(S.271) Saçlarının her telinde bir can var ki bizi, saçların gibi per-perişan (Dağıttı, düzenimizde karışıklık) etmede.

Biliyor musun, neden gamlarım (Üzüntüm) çok?

Şundan;

Onun nazı (İsteksiz gibi görünerek yalvartmak amacıyla yaptığı davranışlar)-edası (Gönül çelmek için hoş, aldatıcı tavrı) pek çok da.

                                     ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                    ***

Neler öğrendik;

  1. Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerinin saçlarının her telinin etkisinin Mevlana Hazretlerini çok etkilediğini, aklında, fikrinde, yaşamında karışıklıklar meydana getirdiğini öğrendik.

  2. Şems Hazretleri, Mevlana Hazretlerine kendisinde olan sırları kolayca bırakıp bağışlamadığını, onun duygusal hazırlığının tamam olmasını sağlamak için kendisine erişilmeyi güçleştirdiğini, bu duruma Mevlana Hazretlerinin çok üzüldüğünü öğrendik.

                              *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D252

A benim canım, senden gelen her cevir (Eziyet, cefa,üzgü), her cefa (Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, eziyet), güzellerden gelen vefalardan (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı) da hoştur;

Aşkında peydahlanan (Oluşan) her küfür, sonunda iymandan (İmandan-Güçlü inançtan, inandan) da daha iyi bir hale gelir.

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

  1. Allah dostunu sevgili bilip onun verdiği eziyetin, üzgünün, cefanın, güzel bir kişiye aşık olup ondan gelen sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığından daha hoş olduğunu öğrendik.

  2. Allah dostundan oluşup gelen her verinin inanç gibi gözükse de sonuçta güçlü imandan daha iyi bir elde ediş yoluna gireceğini, sağlanacağını öğrendik.

  3. Bazı kişilerin ters söz ve hareketle karşılaştıktan sonra doğru olanı bulacağını anlayacağını, kabul edip yaşamına katacağını öğrendik.

                                *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D251

Hangi gönülde (Kalpte oluşan duyguların kaynağında) senin (Allah'ın ve dostlarının) sevgin gizli değilse, kafirdir (Allah'ın varlığına inanmayan, dinsiz, inançsız) o gönül, Müslüman (İslam dininden) olamaz.

Bir şarda (Şehirde-Toplu yaşam yerinde) padişahın heybeti (Korku ve saygı uyandıran görünüş) yoksa, yıkılmamışsa bile yıkılmış (Gücenmiş, üzülmüş) say o gönülü.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

  1. Kalpte oluşan duygularının kaynağı Allah ve Allah dostları olmayanın, gizli sevgi duymayanın kafir olduğunu, Müslüman olamayacağını öğrendik.

  2. İnsanların toplu yaşam yerinde Allah dostunun korku ve saygı uyandıran görünüşü yoksa, Allah dostlarının o şehirde yaşayanları üzülmüş olanlardan saymamız gerektiğini öğrendik.

  3. Allah dostlarının canlı veya Mezarının bulunduğu yere saygı ve korku ile yaklaşılamıyorsa, saygı duyulup değer verilmiyorsa oradaki yaşayan halkın kalplerinde oluşan duygularının üzüntülü ve kırgın olacaklarını öğrendik.

                             *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D250

Hadi o yaralı gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) melhem (Merhem-Vücudun dış yüzeyinde sürülerek kullanılan birçok etkili maddenin karışımından yapılmış yumuşak ya da koyu kıvamda yağlı ya da yağsız ilaç) çağı geldi;

Hoş-hoş soluk (Nefes) al, o soluk geldi-çattı.

Dostların işini iş eden o sevgili (Şems Hazretleri), insan (Lokman Hekim) şekline büründü de dünyaya geldi.

                        ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                   ***

Neler öğrendik;

  1. Allah'a ve dostlarına aşık olan kişiye ilacın geldiğini, korku ve endişenin gittiğini öğrendik.

  2. Allah'ın iyileştirecek kuluna dostlarından uygun olanı gönderip insan şekline büründürerek iyileştirdiğini öğrendik.

  3. (Bu olayı bizzat yaşadım).

                                 *

RAVLİ

8 Ekim 2024 Salı

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D249

Usta (Bir zanatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse), kamışlıktan bir kamış kesti, dokuz delik açtı ona, adını Âdem koydu.

A ney (Kaval biçiminde, yanık sesli, kamıştan yapılmış üflemeli çalgı), sen şu dudaklardan feryada (Yüksek sesle haykırmaya) geldin;

Fakat bu dudaklara soluk veren dudakları gör.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

  1. Görünüşte duygulara hitap eden ney'den çıkan ses olsa da ona okuyüp üfleyen nefes veren, dudakları görmemiz gerektiğini öğrendik.

  2. Ortaya çıkmış bir eserin güzelliği, çekiciliği o eseri meydana getiren ustadan ve onun içinden gelen değerleri duyacak, görecek şekle getirmesiyle meydana çıkmış olduğunu öğrendik.

                                 *

RAVLİ

7 Ekim 2024 Pazartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D248

Sopayı (Kalın değneği) kavradım, ödağacı (Yanarken güzel koku veren, odunu ve kabuğu hoş kokulu bir ağaç) geldi avucuma, kötülük ettim, kötü işim kutlu oldu, iyilik kesildi.

Saferde (Ay'a dayanan Arap yılının ikinci ayı, Safer ayıdır. Bu ayda yolculuğun kutsuzluğu hakkında bir halk inancı vardır.

Hazreti Muhammed, bunun aslı olmadığını söyler) yolculuk iyi değildir derler;

Bense yolculuğa çıktım da böylesine kar (Kazanç elde) ettim, böylesine faydalandım.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

  1. Dünya işlerinin Mevlana Hazretlerine göre ters işler olduğunu, kötülük etmesine rağmen kötü işinin iyiliğe döndüğünü, iyi sonuç oluşturduğunu öğrendik.

  2. Savaş zamanı Mevlana Hazretlerinin yolculuk ettiğini, bu yolculuktan kazançlı çıktığını öğrendik.

  3. Allah dostu Mevlana Hazretlerinin halktan biri olmadığını, el attığı işlerin olumlu sonuçlara dönüştüğünü, tehlikeli durumlardan korunduğunu, zarar görmediğini, Allah korumasında olduğunu öğrendik.

                            *

RAVLİ

6 Ekim 2024 Pazar

SEGİLİYİ BULMAK VE NEFS

Hintli Sertapek    

Hindistan’da adamın birinin bir çocuğu vardı

Yaşı küçüktü ama aklı pek fazlaydı.


Bilgi tahsil etmiş, bu yüzden herkesten üstündü.

Her bilgide üstündü ama yıldız bilgisini severdi.


Çinlilerin padişahının kızının güzelliğinden o ülkede olan herkes bahsederdi.

Çocuk o güzele bu anlatımlardan etkilenerek âşık oldu.


Bu güzel kızın geldiği bilgi ve tıp ilimlerinde meşhur ihtiyar vardı.

Bu bilgin kimseyi yanına almaz, evinde hiç kimseyle düşüp kakmazdı.


Bilgisini kimse elde etmesin diye yalnız oturur öylece vakit geçirirdi.

Çocuk güzelin yüzüne görmek için bilginin yanına vermesi için babasını ikna etti.


Babası ile oğlan hile düzerek bilginin yanına gittiler.

Bilgine çocuğun hem sağır, hem dilsiz olduğunu, yoksulluktan dolayı yanına vermeye razı olduklarına ikna ettiler.


Bilgin sınadı, ilaç verdi, ilacın tesiri olmasın diye çocuk evin çevresinde koştu.

Zekâsıyla kendini kabul ettirdi.


 Bilgin evden çıkınca onun kitabını alır, baştan sona kadar ezberlerdi.

Bilgin evde birçok ilimlerden bahsederken can kulağından dinler öğrenirdi.


Dinlediklerini ezberler, bilgin evden gittiği zaman yazardı.

Padişahın şehzadesi hastalandı.


Bilgini saraya çağırdılar.

Çocuk bir çarşafa bürünüp ardına düştü.


 Bu suretle saraya girmeyi başardı.

Bilgin hasta ile uğraşırken bu gizlice seyretti.

Bilgin beceriksiz davranıp hastayı acı ile bağırtınca çocuk dayanamayarak bilgine ne yapması gerekeni söyleyince bilgin işi anlar anlamaz derdinden can verdi.

Şehzadeyi iyileştirdi, adını Sertapek koydular, bilgin kişinin yerini aldı ve birçok ödül verdiler.

Çocuk eve geldi.

Bilgilinin kimseyi yaklaştırmadığı sandığı açtı.

Sandığın içinde sevgilisinin resmini buldu.Görme arzusu iyice kuvvetlenince kendine bir daire çizip ortasına oturdu.

Okumaya koyuldu.

Tam kırk gün irade gücünün dışına çıkaran dualar okudu.

Kırk gün sonra gönüller parlatan peri kızı gözüktü.


Güzelliği gönlüne nakşoldu.

Can ve gönülden aşkına tutuldu.


Sevgilisine sordu:

Ey ay yüzlü, nasıl oldu da gönlüme girdin.


Gönülleri aydınlatan ay cevap verdi:

Ben daha ilk günden beri seninleyim.


Ben senin nefsinim, sen kendini arıyorsun.

Neden aklın bu görüşe sahip değil, neden kör bıraktın onu?

Nefsini görürsen bütün âlem sen kesilirsin.

Dışarıda da sıkı arkadaş olursun içeride de.

Sertabek güzele:

Nefis için yılandır, köpektir hınzırdır, uğursuzdur dediler.

Hâlbuki sen, yeryüzünün güzelisin, gökyüzünün de.

Bu güzellikle nefse benzemiyorsun sen.


Güzel yüzlü nefis dedi ki:

Emreden (Emmare)olursam hınzırdan (Domuz), köpekten yüz kere beterim.

Fakat gönlü kanmış(mutmaine)oldum mu artık kimse bana bir naz gülmesin.(Doymazlık yapmayan, verilene sevinçle kabul edip razı olan, başına gelenleri çabuk kabul edip sıkıntı oluşturmayan)

Nefsin kanmış olunca Allah’tan ‘geri dön, gel bana sesi gelir.

Bu âlemde birinin şeytanı Müslüman oldu mu işleri, burada düzene girer.  

O İSTEKLİ ER DE BUNCA ZAHMET ÇEKTİKTEN SONRA;

 RUHU, NEFSİNE ÜSTÜN OLDU.

Sevgiliden can sırrını dileyen, bu yolda çok zahmet çeker.

OĞUL!

ŞİMDİ BİR ŞEYLER ARIYORSUN YA, ARADIKLARININ HEPSİ SENDE.

HÂLBUKİ SEN TEMBELLİK EDİP DURMADASIN.


Allah işlerinde erce davranırsan her şey sen olur.

Sen kendinde değilsin, ansızın kendini kaybetmişsin, bu yolda kendini arıyorsun.

SEVGİLİN SENSİN, KENDİNE GEL.

OVADAN ÇIKMA, VATANINA GEL.

SEVGİLİ,

TEMİZ GÖNÜLDEDİR.

TEMİZDİR.

KATIŞIKSIZDIR.

HİLESİZDİR.

KUTSALDIR.

MÜBAREKTİR.

ONUN İÇİN VATAN SEVGİSİ, TEMİZ İMANDIR.

                         ***

İLAHİNAME FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.EB. YAY. 392

                                     ***

Nefs-i mütefekkir: Ego, ruh ve bedenden oluşan benlik.

Nefs-i emmare: (Çok zorlayan nefis):

 İnsanı kötülüğe sürükleyen nefis,(Öfke, hırs, şehvet ve benzeri haller).

Dünyaya ve ahrete insanı isteklerle bağlayan hoşlanma duygusunu veren, ihtiyaç bildirendir.

Nefs-i levvame:(Azap verici, kınayıcı nefis):

Kötülükten sonra içe huzursuzluk, rahatsızlık veren nefistir.(Lekeleyici nefistir.

Birinin aleyhinde bulunmak, aşağı görmek, öfke, hırs, şehvet ve benzerlerini yapmamak, fakat yapanları ayıplamak, onlardan nefret etmek)

Nefs-i marziye:

Başkaları tarafından beğenilme hali. (Kendinden razı olandan herkes de razı olur. Kimseyi incitmez, herkes ondan razı olur)

Nefs-i mutmaine: İyilikle kötülüğü ayırt eden, temizlenerek kişiyi Allah’a yaklaştıran kuvvet.

Nefs-i mülhime:

 İlham verici nefis.( Fakir, masum, perişan birine yardımda bulunmak)

Nefs-i natıka:

İnsan ruhu, insanın canlılar arasındaki yerini belli eden cevher.

 İnsanın maneviyatıdır. İnsan (Maneviyat+ idrak + marifetle) Allah’ı bulur.

                            *

RAVLİ



MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D247

Sevgili (Allah dostu, Şems Hazretleri), şeker gibi güle-güle gelmede;

Öylesine yüce ki güneşe de gülüyor, Ay'a da.

Dünyada bir görüş var ki yalnız odur, ona mahrem (Yakın) olan;

Oysa gizli-gizli bu görüşe (Gözle algılama yetisine) de gülüyor.

                             ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin kendisine söylenen Şems=Güneş ismi ile Ay'yüzlü denmesine sadece tatlı bir gülümsemeyle baktığını öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin kendisine yakın olan kişilerin dışındaki dünyadaki gizli-gizli görüşlere ve düşüncelere gülümsemeyle baktığını öğrendik.

  3. Allah'ın perdesini açmadığı kişilerin hakikati olduğu gibi göremeyeceğini, algılamalarının ve yorumlarının gülünecek düzeyde olacağını öğrendik.

                           *

RAVLİ

Popüler Yayınlar