(S.274) Cevher (Bir şeyin özü) yokluktur (Öze, yaratana, var edene ulaşmaktır);
Yokluktan başkasıysa arazdır (Özün, yaratanın, var edenin anlaşılmasına yardım eden işaretlerdir);
Yokluktur şifa (Bedensel veya ruhsal bir hastalığın son bulması, hastalıktan kurtulmadır);
Yokluktan başka ne varsa hastalıktır (Sağlığın bozulmasıdır), illettir (Bozukluktur).
Dünya, tümden başağrısıdır (Sürekli sıkıntı yaratan durumdur), aldanıştır (Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmaktır);
Yokluksa dünyaya definedir (Saklanmamış çok değerli varlıktır);
Maksad (Elde edilmesi gereken, ulaşılmak istenen sonuç) odur.
*
ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI
Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982
*
Neler öğrendik;
Önce RAVLİ YOKLUK yazarak Googleden daha önce yayınladığımızı okumalısın ki daha iyi anlaşılsın.
Mevlana Hazretleri ve öğretisini yayan dostlarının her bu yolda olana öncelikle bu günkü hayattan geçmişe geri dönerek geldiği yere, yokluk âlemine yoktan var olduğu yere doğru yolculuk etmesini önerdiğini ve bu yolu gösterdiklerini öğrendik.
Geldiği yeri ve yolu bilmeyenin gerçek hayatı anlayamayacağını, sarhoşça, bilinçsizce dünyadaki hayatı harcayacağını öğrendik.
Geldiği yeri ve yolu bilen ve bu bilinçle yaşayan kişinin bedensel ve ruhsal sağlıklı dünya hayatını yaşayacağını, hastalıkların verdiği zarardan kurtulacaklarını öğrendik.
Yaratılan her şeyin bir şekilde bozularak şekil değişikliğine uğratılarak değiştirildiğini öğrendik.
Dünyanın sürekli sıkıntı oluşturan aldanış yeri olduğunu, yanlış yargılarla, aldanışlarla dolu olduğunu öğrendik.
Yokluk âleminin dokuz kat göğün üstünde bir yer olduğunu, burada dünyada var olması sağlanan her şeyin düşünülüp planlandığı ve dünyaya indirilerek görünür ve kullanılır hale gelmesinin başlangıcı olan yer olduğunu öğrendik.
Mevlana Hazretleri bir mühendisin araziye bakıp şuraya ev, şuraya ahır, şuraya havuz yapayım diye tasarladığı, sonra da meydana ve kullanılacak duruma getirdiği düşünce ve çalışmayı anlaşılsın diye örnek gösterdiğini öğrendik.
Yokluk alemine önce aklımızın, fikrimizin, gönlümüzün, gitmesi sonra zaten bedenimizin de oraya gideceğini öğrendik.
*RAVLİ
