26 Şubat 2015 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 2060 İNCİ BEYİT

2060-  O yana ait akıldır (Görünmeyeni, gizleneni, bütünü görmek isteyen, düşünen akıl “Allah bilgisini kullanan”) güzel akıl, sonucu görmede çeviktir, hırstan (Sonu gelmeyen, iradeleri ve yargıları aşan tutkulardan) şehvetten (Aşırı istekten) arınmıştır, âşıklığa hazırdır o çeşit akıl.

Sus ki söz kuşum (Söylediğim sözler) hızlı-hızlı yeşilliğe doğru uçuyor, bir odacığa konmuş deftere rehin olmaz o (Kafeste beslenmeyen hür kuştur, hür sözdür).

Eteğimi tutmuş, beni put haneye çekiyor bir düzenbaz, yankesici;
Etek gibi peşinden gitmedeyim bir kan içicinin.

Bir an var eder beni, bir an alçaltır, bir an sarhoş eder o yalnız kendisini, yalnız kendi dileğini düşünen sarhoş.

Mühre gibi (Kâğıtları cilalamak için kullanılan ve billurdan yapılmış olan yuvarlak, yumurtaya benzer alet. Bu alet yumurta akına bulanan kâğıdın üstünde yuvarlanarak kâğıt cilalanır) elindeyim onun, balık gibi ağındayım, büyücü bakışlarının yüzünden Babil kuyusuna eğilmişim (Suçlarımın cezasını dünyada çekmekteyim).

Lâhûtum (Mutlak varlık olan Tanrı’nın zat âlemiyim) da Nâsûhum  (Gördüğümüz şu âlemim) da.
Hârut’um da o, Mârut’um (Tanrıdan şehvet isteyen iki melek olup Tanrı da bunlara şehvet verip Babil’e indirmiş, burada bir kadına âşık olmuşlar da cezaya çarptırılmışlar. Tanrı cezanızı nerde çekmek istersiniz diye sorunca dünyada cezalarını çekmeyi istemişler. Babil’de bir kuyuda baş aşağı sarkıtılarak cezalarını çekmekte oldukları, imanını verenlere büyü öğrettikleri hikâye edilmektedir) da.

Kötü işlere girişen herkesin inadına mercanım da o benim, yakutum da.

Güzelim bir su gibi görünmedesin, ateş burcunda bir aysın sanki fakat sevgilinin göğsünde mermerden yapılma bir gönülsün bir kayasın adeta.

O dünya hazinesinin sırlarını gizlice söyleyeyim sana, fakat mühlet ver, mühlet ver de bir parçacık kendime geleyim.

Bir gün, yüzünün hayaliyle ta ırmağına kadar götürdüm testiyi;
Işığın aksini (Yansımasını) bir yıldız gibi suda gördüm.

Gökte aradığımı dedim, yeryüzünde buldum, Tanrı’nın lütfu (Büyüklüğünden gelen iyiliğin), umulmadık bir anda çaresizlere çare oldu.
                              ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
Aklın üç çeşit etkenliği vardır:
1.    Hak bilgisini ile meydana çıkan aklın olduğunu öğrendik.
2.    Nefsin bilgisi ile meydana çıkan aklın olduğunu öğrendik.
3.    İhtiyaç bilgisinden meydana gelmiş aklın olduğunu öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren,
Allah’a aşık olmuş kişi Allah’ın elinde şekilden şekle girdiğini, halden hale döndüğünü öğrendik.

Allah’ı bir sevgili olarak bilen kişinin arayış yolunda Allah’ın kendisini gösterdiğini öğrendik, anladık.
                                 *                                           
RAVLİ


Popüler Yayınlar