2060- O yana ait akıldır (Görünmeyeni,
gizleneni, bütünü görmek isteyen, düşünen akıl “Allah bilgisini kullanan”)
güzel akıl, sonucu görmede çeviktir, hırstan (Sonu
gelmeyen, iradeleri ve yargıları aşan tutkulardan) şehvetten (Aşırı istekten) arınmıştır, âşıklığa hazırdır o çeşit
akıl.
Sus
ki söz kuşum (Söylediğim sözler) hızlı-hızlı
yeşilliğe doğru uçuyor, bir odacığa konmuş deftere rehin olmaz o (Kafeste beslenmeyen hür kuştur, hür sözdür).
Eteğimi
tutmuş, beni put haneye çekiyor bir düzenbaz, yankesici;
Etek
gibi peşinden gitmedeyim bir kan içicinin.
Bir
an var eder beni, bir an alçaltır, bir an sarhoş eder o yalnız kendisini,
yalnız kendi dileğini düşünen sarhoş.
Mühre
gibi (Kâğıtları cilalamak için kullanılan ve billurdan
yapılmış olan yuvarlak, yumurtaya benzer alet. Bu alet yumurta akına bulanan
kâğıdın üstünde yuvarlanarak kâğıt cilalanır) elindeyim onun, balık gibi
ağındayım, büyücü bakışlarının yüzünden Babil kuyusuna eğilmişim (Suçlarımın cezasını dünyada çekmekteyim).
Lâhûtum
(Mutlak varlık olan Tanrı’nın zat âlemiyim) da
Nâsûhum (Gördüğümüz
şu âlemim) da.
Hârut’um
da o, Mârut’um (Tanrıdan şehvet isteyen iki melek olup Tanrı
da bunlara şehvet verip Babil’e indirmiş, burada bir kadına âşık olmuşlar da cezaya
çarptırılmışlar. Tanrı cezanızı nerde çekmek istersiniz diye sorunca dünyada
cezalarını çekmeyi istemişler. Babil’de bir kuyuda baş aşağı sarkıtılarak
cezalarını çekmekte oldukları, imanını verenlere büyü öğrettikleri hikâye
edilmektedir) da.
Kötü
işlere girişen herkesin inadına mercanım da o benim, yakutum da.
Güzelim
bir su gibi görünmedesin, ateş burcunda bir aysın sanki fakat sevgilinin
göğsünde mermerden yapılma bir gönülsün bir kayasın adeta.
O
dünya hazinesinin sırlarını gizlice söyleyeyim sana, fakat mühlet ver, mühlet
ver de bir parçacık kendime geleyim.
Bir
gün, yüzünün hayaliyle ta ırmağına kadar götürdüm testiyi;
Işığın
aksini (Yansımasını) bir yıldız gibi suda
gördüm.
Gökte
aradığımı dedim, yeryüzünde buldum, Tanrı’nın lütfu (Büyüklüğünden
gelen iyiliğin), umulmadık bir anda çaresizlere çare oldu.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
Aklın
üç çeşit etkenliği vardır:
1.
Hak bilgisini ile
meydana çıkan aklın olduğunu öğrendik.
2.
Nefsin bilgisi
ile meydana çıkan aklın olduğunu öğrendik.
3.
İhtiyaç
bilgisinden meydana gelmiş aklın olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Allah’a
aşık olmuş kişi Allah’ın elinde şekilden şekle girdiğini, halden hale döndüğünü
öğrendik.
Allah’ı
bir sevgili olarak bilen kişinin arayış yolunda Allah’ın kendisini gösterdiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ