1860- Ey bizi çekip götüren (Allah’ım), pek pervasızca (Çekinmeyi,
sakınmayı, korkuyu yok edip) çekip götürüyorsun;
Sen
bir Güneşsin, biz neme (Su buharına) benziyoruz,
bizi yücelere çekiyorsun.
Ölmüş
birkaç kemiğe bir kere daha can veriyorsun, gam gussa (Keder,
tasa, dert, elem, kaygı) zindanına hapsedilenleri seyre (Uzaktan bakıp karışmamaya), temaşaya (Hoşlanarak bakmaya, görülmeye değer olanı seyretmeye)
götürüyorsun.
Bundan
önce de canlar, gökte meleklerle şarap içmedeydi;
Can
onu gene oraya çekiyorsun diye iki elini çırpmada.
Ey
Güneş!
Ey
Ay!
Ey
aydınlık!
Dinlenecek
yer sensin, emniyet yurdu (Güven duyulan, inanılan yer)
sensin;
Yolumuzu
vur (Kendi kendimize yaşayışımıza son ver), ne
de hoş yol vuruyorsun;
Bizi,
ne de güzel çekiyorsun.
Ey
iyileri koruyan güneş (Şems Hazretleri), ey genç
baht, taze tali (İkinci derecede olan), bizi de
saka (Su) tulumu (Deriden
kap) gibi almışsın, o akan ırmağa (Rahmet
ırmağından doldurmaya) götürüyorsun.
Sağrağını
(Büyük kadehi) görünce sarığımı da rehine
verdim, gönlümü de, düşünceye hadi git dedim, sen git, çünkü sevdaya doğru
çekiyorsun beni.
Ey
akıl, beni var ediyorsun!
Ey
aşk beni sarhoş ediyorsun!
Her
ne kadar aşağılatıyorsan da yüceler yücesi Rabbe (Besleyene,
yetiştirene, terbiye edene, hak verene, her şeye hâkim olana) dek çekip
götürüyorsun beni.
Ey
aşk, acı buyruğunu ver, bizi senden başka herkesten kes ayır!
Ey
sel, çağlıyorsun, çağla, bizi denize götürüyorsun sen.
Ey
can, gel, ikrar et (Açıkça söyle)!
Ey
ten, git inkâra döşen (Yaptığını, söylediğini, tanık
olduğunu saklama)!
Ey
yokluk (Fakirlik, yoksulluk) beni darağacına as,
çünkü varlığa götürüyorsun beni.
İyi-kötü
herkes, ne çekerse kendisine çeker;
Hâlbuki
sen görülmemiş bir gönül çekicisin, bizi tutmuşsun da bize çektiriyorsun.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Bu
beyti güzelce anlamak için RAVLİ KUMLARIN ÖYKÜSÜ
HİKAYESİ yazarak Googleden okumalısın
Neler
öğrendik:
1.
Tanrı’nın bizi
yücelere götürmesi için önce katılıktan, soğukluktan, yer çekimine göre
akıcılıktan kurtulmamız, aşk ısısıyla buhar haline gelmemiz gerektiğini
öğrendik.
2.
Yücelere çıkanın güzellikleri
seyredebileceğini öğrendik.
3.
Canımızın dünyaya
gelmeden önce Meleklerle birlikte cennet şarabı içtiğini, dünya yaşamında
mahrum kaldığını, canımızı yücelere çekmek için gönlümüzün ve düşüncemizin
istekli ve yalvarış içinde olmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin yücelere çekiş yetkisi ve gücü olduğunu öğrendik.
5.
Şems Hazretlerine
veya Mevlana Hazretlerinin çekimine kendini bırakanların kişisel tüm
isteklerden, düşüncelerden vazgeçeceğini öğrendik.
6.
Akıl ve aşkın
birlikteliği sayesinde Allah’a yaklaşacağımızı öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Esas
varlığımızın yokluk âleminde olduğunu, dünya yaşamının uykunun içindeki uykuda
bir rüya olduğunu, esas varlığımıza özümüzü akılla va aşkla taşıyabileceğimizi,
Allah’ın ve Allah dostlarının çekiciliğine kendimizi bırakmamız gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ