19 Şubat 2015 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1990 İNCİ BEYİT

1990-  Bir yerde padişah o (İyileştiren, terbiye eden, düzelten, kusurları gideren) olursa bütün padişahlar kul (Sevgiyle bağlanıp hizmet eden) olurlar.

Sevgilimin hayali, gönülde salına-salına yürümede, sonsuz yüceliğe sahip, güzel mi güzel bir Ay (Karanlığa ışık yansıtan), lütuf  (İyilik) ve ihsan (Bağış) sahibi, debdebeli (Gösterişli) bir padişah sanki.

Bundan önce sözlerime müşteri (Dinleyici) arardım, sözlerimi alacak adam isterdim;
Şimdi şu sözlerimi benden almanı istiyorum senden.

Herkesi aldatmak için nice putlar yontum (Saygı duyulan sözler söyledim, işler yaptım), Âzerliğe (Hz. İbrahim’in babası veya amcası olup put yaparak geçimini sağlayan kişiliğe) doydum, Halil’in sarhoşuyum.
(Aklımda, hayalimde oluşturduğum tanrı yerine hakiki tanrı olan Allah’ı aramaya başladım, kendimden geçercesine zevk duydum.)

Öylesine bir put gelip çattı ki ne rengi var, ne kokusu;
Ona daldım da işten güçten kaldım;
Artık putçu dükkânına başka bir usta ara.

Dükkânı elden çıkardım, o işlerden vazgeçtim, deliliğin kadrini (Değerini, itibarını, kıymetini) tanıdım, öğrendim, düşüncelerden geçtim gitti.

Gönlüme bir suret gelse git ey yol azdıran derim, çık dışarı;
Ağır davranırsa vurur, paramparça eder, yere yıkarım onu.

Onun mecnunu (Sevdadan dolayı kendini kaybetmişliği), onun deli divanesi kesilen kişi, Leyla’ya (Gizlediği güzelliklerine) lâyık olur mu hiç?
Canı, oradan (Yüksek âleme ait olan), o yandan olan kişidir ki yeri bayrağın dibidir (En yakınında bulunandır).

Şu iki kıbleye (Kâbe ve gönül’e) dönüş, bir an olsa da akıldan, candan uzaklaşsaydı aklımız Âdem kesilirdi (İnsanlığın babası), nefsimiz de Havva (İnsanlığın annesi) olurdu.

(Aklımızın Kâbe’ye ve gönüle yönelişiyleğ cana yaklaşacağı, cana ulaşan aklın insanlığın ilkleri olacağı)

Âdem, gönül sayvanından inip de şu (Cennette yasağa uymayıp kovulmayıp cennette kalsaydı) balçığa (Dünya bataklığına) gelmeseydi kutlu ders verişi esmadan ( Tanrı isimlerden) da üstün olurdu elbet.
                              ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Sevgiyle birisine bağlanmayan kişinin sözlere düşkün olacağını, sözlerine değer veren, bu sözleri isteyen, dinleyen insanlar arayışında olacaklarını öğrendik.
2.    Seven kişinin sevdiğinin hayaliyle birlikte güzellikleri yaşadığını, başka hayalleri kovduğunu öğrendik.
3.    Gönlümüzdeki tek sevgilinin Allah olacağını, Allah’ın sevdiği kulları görünümünde aşık kişilerin hayallerine girebileceğini, zevk ve hoşluk oluşturacağını öğrendik.
4.    İyi örneğin, Allah’ın emirlerini yapmakla ve yasakladıklarından uzak durmakla olacağını öğrendik.
5.    İkinci derece de iyi örneğin de yanlışını kabul edip kendini düzeltmekle olacağını öğrendik.
                                   *
İşte böyle yaren,
Âdem Aleyhisselamın gönüle gerektiği gibi değer verseydi insanlığın çok daha iyi bir yaşamı olacağını öğrendik, anladık.

Canımızın, aklımızın, nefsimizin, kalbimizin, gönlümüzün işbirliği içinde bir olarak aklın hükmüne girmesinin gerektiğini öğrendik, anladık.

Gönlümüzü dünyalık isteklerden temizleyerek arındırmamız, sevgiye lâyık olanın tek Allah ve onun sevdiği kişiler olması gerektiğini öğrendik, anladık.
                                 *                                          
RAVLİ


Popüler Yayınlar