23 Şubat 2015 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 2030 İNCİ BEYİT

2030-  (Allah’ım)
Gökteki güneş gibi (Bizi) döndür, mücevherler saç, şu gaddar âlemde susuzlara, şu toprak yurdunda oturanlara sun.

Ey büyüler yapan!
Ey hünerlere sahip olan!
Ey deliliğin elindeki, avucundaki varı-yoğu!
İş çağı gelip çattı, bizim hepimizin de o işin ehliyiz zaten!

(Aşktan) Bir kadeh içince hayâ (Utanma) elbisesini attım üstümden, gaddar (Acıması olmayan, başkalarına haksızlık eden, merhametsiz, katı yürekli, insafsız davranan, kıyıcı), mağrur (Kendini beğenmiş, kurumlu, gururlu, kibirli), oyunbaz (Hile yapan) bir güzelle (Şems Hazretleri ile) acayip aşk oyununa giriştim.

Göktekiler (Melekler) bile gökyüzünde o (Aşkın) şarabın (İnsanı kendinden geçiren) kokusuyla sarhoş olmuşlar, başları dönüyor;
Her ulu kişi benim ay yüzlü güzelime (Şems Hazretlerine) karşı secdeler ederek sarhoş bir halde kendinden geçmiş.

Şarap denizleri yer-yer akmada, her yeşillikte elli ırmak;
Artık kızan, öfkelenen adamların inadına vur şu testiyi taşa kır gitsin.
(Bunca zamandır değerli dediğin, yaşam için gerekli dediğin her ne varsa üzerinden at)

Aşağılığa rahmet gelmede (Niteliği düşük kişinin suçları bağışlanmada), yokluk iksiri gelip çatmada (Görünmeyen alemden sebebe bağlı olmadan bağışlar gelmede);
Sarhoşluk padişahı ağır bir orduyla ulaşmada (Allah melekler ordusuyla işler yapmak için gelmede).

Damın üstünden gelip geçenlere bir baksan, bir görsen onları, geçim çadırını sökersin de ateşlere yakarsın (Allah’tan gelen nimetleri gören yeme içme derdine kapılmaz).

Sarhoş dediğin, köpürmüş, coşmuş denizin dalgaları üstünde sağa, sola yuvarlana-yuvarlana, düşe-kalka, aşağı-yukarı, dala-çıka giden gemi gibi yürür, denize atılmış direk gibi eğri-büğrü gider. (Tanrı şarabıyla sarhoş olan devamlı istemsiz hareket halindedir)

Diyorum ki:
Ey iş güç sahibi!
Ey canı illetlerden (Hastalık derecesine varan alışkanlıklardan) kurtulmuş er, pencere yok, kapı perdesi yok!
Nasıl oldun da kurtuldun ecel hapsinden?

Nasıl kurtuldun şu acı, şu ekşi dünyadan, şu çocuğunu yiyen ihtiyar felekten, hem masallar söyleyen, hem söylediği halde susan, hem kul olan, hem buyruk buyuran dünyadan?
                              ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Allah’ın rahmet ve nimetlerini isteyip dilememiz gerektiğini öğrendik.
2.    Varlığımızı sevdiğimiz kişiye vermemiz gerektiğini, paylaşmayın yeterli olmadığını, ilişkimizde toplum ne der baskı ve durdurmasından kurtulmak için utanma duygusundan tamamen kurtulmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Şems Hazretleri ile Mevlana Hazretlerinin aşk ilişkisine gökteki meleklerin bile hayran olduklarını, bu görülmemiş sevginin güzelliğini karşısında kendinden geçecek kadar haz aldıklarını öğrendik.
4.    Aşk ile sevmenin verdiği zevkten sarhoş olmakla hastalıklardan kurtulacağımızı, canımızın beden hapsinden kurtulup sevdiği, hoşlandığı, beğendiği âlemlere gideceğini öğrendik.
                       *
İşte böyle yaren,
Dünya bizim hükmümüzde olduğu gibi gözükmekte olduğunu, aynı zamanda da bizi bağlayarak da hapsettiğini öğrendik, anladık.

Dünyanın bizi yetiştirdiği ve geliştirdiğini sonra da tüketip yok ettiğini öğrendik, anladık.

Bu dünyanın acılığından-tatlılığından, iyiliğinden-kötülüğünden, bağlayıcılığından canını kurtarana ne mutlu, çünkü yaşam sadece dünya ile sınırlı olmadığını, 17.999 âlemin daha olduğunu bilmemiz ve tanıyıp görmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                                 *                                           

RAVLİ

Popüler Yayınlar