1870- Ey baş:
Onun
(Allah’ın) lütfuyla (İyilik
etmesiyle) baş oldun;
El
ayak, onun keremiyle (Büyüklük göstermesiyle) ayak
kesildin de kılavuzluğa düştün (Yol gösteren oldun);
Kibirle
(Büyüklük taslayarak) nasıl oluyor da baş
kaldırıyorsun, tembellikle nasıl oluyor da ayak çekiyorsun?
Ey
baş:
Yere
baş koy eğer gökyüzü gerekse sana;
Ey
ayak, balçığa az saplan (Güçlük çıkarma) ovaya
gitmeyi diliyorsan.
Ey
göz, insanlara bakma (İki yüzlülüklerinden ve amaçlarını
gizlediklerinden anlayamazsın, kafan karışır);
Ey
kulak, hayrı-şerri (İyiliği-fenalığı) duyma;
Ey
akıl, eşek beyinli (Düşüncesiz, kaba) olma,
Mesihâ’ya (İsa peygamber gibi göklere) gidiyorsun
sen.
And
olsun Tanrı’ya, gerçekten de pekiyi, pek güzel (Kendine)
çekiyorsun;
Elsiz,
hançersiz çekip duruyor, neliksiz niteliksiz tapıya, cihetsizlik cihetine (Yönü tarif edilemeyen bir yöne doğru, Tanrı alemine)
götürüyorsun bizi.
Ey
dost, iyilik edersen, kendi devletini, kendi ikbalini yüz kat artırmış olursun,
hatta umulur ki yüzünü bu yana dönersin de bizimle de
uzlaşırsın.
Ben
yolu suladım, tozları yatıştırdım (Görüşündeki
engelleri temizledim), her bir yanı bezedim (Süsledim),
suçundan geçtim (Suçun ne diye bakmıyorum).
Belki bizimle uzlaşırsın artık.
Ben
yokluktan (Adresi belli olmayan yerden) meydana
getirdim de taht’a çıkardım seni;
Belki
bize çalışırsın, belki bizimle uzlaşırsın diye
eline (Kendi gerçekliğini görmen için) bir ayna verdim.
Ey
dileklerimin, temellerimin oğlu!
Ey
benden derman (Kurtuluş için ilaç) isteyen!
Artık
bir bak da ihsanımı (Sana bağışladıklarımı) gör,
belki uzlaşırsın bizimle.
Şarabıma
kadeh (Bilgilerimin kabı) ol, kendine yabancı
kesil (Ben ve ben merkezli düşünüş ve davranışlardan
vazgeç), derdime düş (Aynı düşünceye ve duyuşa
yaklaş), derdimle aynı evde otur da belki
bizimle uzlaşırsın.
Ey
şehzade (Padişahlığa aday), adalet göster,
kendini azat et (Hür ol) kendinden, ecel gününü
an, belki uzlaşırsın bizimle.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Olgunluğa ulaşıp
yol gösteren olmamızın Allah’ın iyiliğiyle meydana geldiğini, bunu kendi
benliğimize mal etmenin yanlış bir düşünüş olduğunu öğrendik.
2.
Allah’ın
iyiliklerine kavuşan kişinin iş görmekten ve çalışmaktan kaçmaması, çaba
göstererek sıkıntılara katlanması gerektiğini öğrendik.
3.
Doğru yolun nasıl
olduğunu, nasıl gidileceğini, neler yapılması gerektiğini Hazreti Mevlana’nın
net görebileceğimiz şekilde gösterdiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Kendi
akıl ve istek gücüyle gidiyoruz sandığımız yolun aslında Allah’ın gizli
çekiciliği ile gidiş olduğunu öğrendik, anladık.
Hazreti
Mevlana ile düşünce ayrılığını kaldırmamız, yönümüzü Hazreti Mevlana’ya
çevirmemiz gerektiğini, içimizde ve davranışlarımızda uyum sağlayarak
anlaşmamız gerektiğini, uzlaşma sağlayarak duyuş ve düşünüşümüzde Hazreti
Mevlana ile birlikte olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
Hazreti
Mevlana’nın derdiyle dertlenmemiz, aynı ruhsal bütünlük içinde olmaya dikkat
etmemiz gerektiğini öğrendik.
Aklımızdan
hiç çıkarmamamız bizi Allah’ın kendine çektiğini, Hazreti Mevlana’nın yardım
ettiğini, yol gösterdiğini unutmamak ve her zaman isimlerini anarak
teşekkürlerimizi bildirmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
İyilikleri
anmakla sevgi, iletişim ve anlayışın kuvvetlendiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ