11 Şubat 2015 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1910 İNCİ BEYİT

1910-  Sus!
Bülbülsen yürü, kanadını aç, gül bahçesine uç;
Bülbül de dikenliğe gelir amma nadirdir (Az rastlanılandır) bu, bazı-bazı ancak.

Gökyüzünden her an, şaşılacak bir sestir geliyor;
Fakat hal sahibi olandan başka kimsecikler o sesi duymuyor.

Ey eşek (Duygudan yoksun, kaba hayvan) gibi başını aşağıya salan, şu suyu az iç, şu çayırı az otla;
Bir ancağız da başını kaldır da yukarıya bak, belki bu alamet (İşaret) bir delil görürüsün, olur ya.

Sâki (Sunuş yapan), şu âhir (Sonraki) zamanda gök küpünün ağzını açtı, ruhlardan bir ordusu var, şaraptan da bayrağı.

Nerde dünyada o aslan yürekli ki (Çok yiğit, hiçbir şeyden korkmayan) ona lâyık bir bahadır (Gücü ve yılmazlığıyla üstünlük gösteren kazanan) olsun, aslanları avlayacak derecede yiğitlik gösterirsin?

Erle oturup şarap içenin de padişah olması, er (İşini iyi bilen, yetenekli) olması gerek.

Şirk koşan kulak, ne çaresiz kulaktır ki gökyüzünden gelen sesi duymaz;
Tanrı’dan bir rahata, bir huzura (Eminliğe) kavuşmamış can, çaresiz candır, tadı tuzu yoktur o canın.

Ne olur bir gececik canı, “Yarabbi” demekten halâs (Kurtuluş sebebi) etsen;
Beden kabrinden çekip çıkarsan da geniş bir alana götürsen!

Ayaktan ipi çözersen gökyüzüne dek uçarsın, gökyüzü gibi her çeşit kırılıp dökülmeden, her türlü âfetten (Felaketten), zarardan emin olursun.

Canın birliğine kavuşur da ecel kılıcından kurtulursun, öylesine bir bahçeye girersin ki orda güz (Sonbahar) mevsiminin yağması hiç mi hiç yoktur.

Susayım!
Susayım da aşk, kendisini kendisi anlatsın, canı besleyip geliştiren, ucu sonu olmayan bir anlatışa dalsın.
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Yapımızda bir güzellik varsa ona uygun yere ve kişilere doğru hareket etmemiz, gitmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Gökyüzünden gelen, Allah’tan gelen mesajlara dikkat kesilip dinlemek için can kulağını işler hale getirmemiz gerektiğini öğrendik.
3.    Hayvanlarda sadece hayvani akıl olduğundan ve bu ruhu beslenmek için yere doğru baktığını öğrendik.
4.    İnsanda hayvani akıldan başka insani aklın da olduğunu, insani aklı devreye sokarak gökyüzüne de bakması gerektiğini öğrendik.
5.    Gökyüzünden güzelliklerin indiğini bunu ancak özgür ve korkusuz olan yiğitlerin duyup görebileceğini, yararlanabileceğini öğrendik.
6.    Canımızın bedenimize geçici bir süre hayat vermek için geldiğini, bunu anlayanların canlarını canın geldiği yere götürerek bütün canların bir olduğu topluluğa katarak ebedi yaşamı şimdiden görüp sahip olabileceklerini öğrendik.
7.    Yeryüzüne bizi bağlayan sevgi bağlarından kurtulmamız gerektiğini, canımıza gökyüzünde emin bir yer bulmamız gerektiğini öğrendik.
                                  *                  
İşte böyle yaren,
Aşk yolculuğu ile göklere canımızı taşımamız, birlik içinde emin ve huzurlu ebedi yaşamı istememiz, dünya bağlarından kurtulup huzur ve eminlik içinde yaşamımıza kıyamete kadar devam etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                                 *                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar