1840- (Yarabbi!)
Murdar
bir kuzguna benzeyen bedeni (Bedel ödemeden, uğraşı
vermeden kazanım sağlamak isteyen vücudu), leşe rağbet (Sevdiriyor, istek, arzu, ilgi) ettiriyor, dudu kuşuna
(Söz söyleme yeteneği olan kuşa söz öğretilir ve kuş bu
sözleri söyler) benzeyen tertemiz canıysa sarhoş şekerler çiğner bir
halde yücelere çekiyorsun.
Dertli,
yorgun halinde, sebepsiz bahanesiz, Meryem’e kuru meyvesiz hurma dalından yaş
hurmalar veriyorsun (Meryem suresi 25. ayet).
Yusuf,
topraklara, kanlara bulanmış bir halde kuyunun ta dibinde, zebunken her an
gizli bir yoldan onu tutuyor, yücelere çıkarıyorsun ey canım benim!
Yunus
amansız denizde, bir balığın karnında mahpusken tutuyorsun inci gibi ta denizin
dibinden kendi yanına alıyorsun onu.
Gönül
sarhoşlarının meclisinde melekler sofrasını yayıyor, Mesihâ (İsa peygambere gökten gelen)
yemekleri sunuyorsun gönül sarhoşlarına.
Başka
bir terci’ (Konunun başına dönmek) de şudur:
Bugün
sofra (Hazırlanmış gıdaların sunulduğu zemine) çekmedesin,
can cennetini kerem (Büyüklük) etmede lütfetmede
(Bağışlamada), konuğun önüne getirmedesiniz.
Âşıkların
gönül derdini ne de hoş, dermanın bulunduğu yere çekiyorsun;
İştiyak
(Özlem) çeken her susuzu, ta abıhayat kaynağına
kadar götürüyorsun.
Fakat
padişah olmayandan başkasını anlar, duyar bir gönle sahip bulunmayandan
gayrisini nasıl olur da çekersin?
İnsan
olan herkesi tutuyor, böylece çekiyorsun.
Padişahlar
padişahı sensin, sonu bulunmaz ihsan sensin;
Şu
âhır zaman kıtlığında kerem, lütuf sofrasını yayan ancak sensin işte.
İki
üç aşağılık yoksula karşı öylesine gönül alçaklığı gösteriyorsun ki;
Sanki
edna (Pek aşağıda, en alçakta olan) bir kulsun
da padişaha sofra götürmedesin.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN+
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Bedenimizin
dünyaya ait olan istek ve bu yönde beklentilerinin olduğunu öğrendik.
2.
Canımızın temiz
olarak yücelere çıkmak yeteneğinde olduğunu,
mıknatısın demiri çektiği gibi Allah’ın çektiğini öğrendik.
3.
Allah’ın
sebeplere bağlayıp verdiği gibi sebebe bağlamadan da iyiliklerde bulunacağını
öğrendik.
4.
Allah’ın temiz
cana her türlü sunuş yaptığını öğrendik.
5.
Yaratılan her
insanın yüce sofrada payı olduğunu ve çekim halinde olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Allah’ın
her kulunu yüceler çıkabilmesi için olanak sunduğunu, bunu sebepli veya
sebepsiz yaptığını fakat herkesin bunu anlayamadığı, göremediğini, duysa bile
inanmadığını öğrendik, anladık.
Dünyaya,
vücuduna sıkı sıkıya bağlı olanların ve önemseyenlerin canlarını hapsettiğini, gönlüne
gelen “Yaklaş, buyur” sesini duymadıklarını
öğrendik, anladık.
“Yaklaş, buyur” Davetini duyanların dünya ve vücuduna bağlı
kalmaktan kendini kurtaranların olduklarını, canlarının bu davete uyup
yücelerde Allah’ın kurduğu sofraya doğru gittiklerini öğrendik, anladık.
Allah’ımızın
çok alçak gönüllülükle bize hizmet ettiğini, ağırladığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ