30 Ekim 2011 Pazar

MEVLANA VE RUHUN DÜNYADA VÜCUT KAFESİNDE OLMASI


Gizli veli ve mekânsızlık denizinin cevheri Mevlana İhtiyareddin İmam Hazretleri (Tanrı ondan razı olsun) anlatmıştır:

Bir gün Mevlana hazretleri, Çelebi Hüsameddin’in bağına gidiyordu.
Ben de, o din sultanının arkasından yavaş-yavaş gidiyordum.

Celal ve ikram sahibi Tanrı’nın adına büyük yeminler ederim ki, iki gözümle, Mevlana Hazretlerinin önde yerden bir gez ( 60 cm.) yükseklikte havada yürüdüğünü gördüm.

Bu durum karşısında aklım başımdan gidip düştüm.
Ayağa kalkınca Mevlana’nın eskisi gibi yürüdüğünü gördüm.

Mevlana bir gün halvette bulunduğumuz sırada kulağıma “ Bir kuştan daha aşağı olunamaz.
Hususiyle sen Arş kuşlarındansın “ dedi ve şu şiiri okudu:

“ Ben toprak âleminin değil, Melekût âleminin kuşuyum.
İki üç gün için bana, bedenimden bir kafes yaptılar.

                                         ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
  1. Mevlana Hazretlerinin Melekût âleminden olduğunu öğrendik.

Melekût Âlemi:

Ey aziz bil ki, tefsir ve hadis ehlinin ittifakla bildirdiklerine göre;
Cenab-ı Hak, BİRLİK mertebesinde bir kenz-i mahfi (gizli hazine) iken bilinmesini istemiş ve sevmiş olduğundan ruhlar ve cisimler âlemini yaratıp kendi merhametinin cemalini, kudretinin kemalini, büyüklüğünün celalini, nimetlerinin bolluğunu, sanat eserlerinin çeşitlerini, hikmetlerinin sırlarını göstermeyi diledi.

Bütün yaratıklardan evvel yokluktan, çok nurlu, yeşil bir cevher yarattı.
Buna ilk cevher, NUR-I MUHAMMED, LEVH-İ HAHFUZ, AKL-I KÜL, izafi ruh adını verirler ki, bütün bunlar ruhların ve cisimlerin başlangıcı ve kaynağı bu cevherdir.

Cenab-ı Hak, muhabbetiyle (sevgisiyle) o cevhere bir bakmıştır ve bu cevher, utancından o anda eriyip su gibi akmıştır ve onun köpüğü, özü, suyun yüzüne çıkınca ondan evvela KÜLLİ NEFS’ i yaratmıştır.

Sonra sırasıyla
Meleklerin,
Peygamberlerin,
Velilerin,
Ariflerin,
Abidlerin,
Müminlerin,
Kâfirlerin,
Cinlerin,
Şeytanların,
Hayvanların,
Bitkilerin her birisi için, mertebelerine göre belli makamlar göstermiş ve her sınıf kendi makamına gitmiştir.

Her ruh kendi cismini bulmuş ve her toplum kendi makamında kalmıştır.

Melekût âlemi, bu 14 çeşit ruhlarla tamamlanmıştır.
Bu âlemin en yükseğine, en latifine GAYB ÂLEMİ; LÂHUT ÂLEMİ veya CEBERUT ÂLEMİ denir.

Bu âlemin ortancasına RUHLAR ÂLEMİ, MANA ÂLEMİ veya EMİR ÂLEMİ adı verilir.

Bu âlemin aşağısına, yoğun ve cisimlere yakın olanına MÜCERRET ÂLEM, BERZAH ÂLEMİ veya MİSAL ÂLEMİ denir.

Bunlardan iki bin yıl sonra Cenab-ı Hak ezeli iradesiyle, adını ve şanını belirtmek için CİSİMLER ÂLEMİNİ yaratmıştır.
Sonra yine o ilk cevhere sevgi ile bakmış ve o cevher utancından eriyip akmıştır.
Bunun özünden de ARŞ-I AZAM’ yaratmıştır.

Altındaki yağlardan da KÜRSİ, CENNET ve CEHENNEM ve 7 kat Gök ve 4 UNSUR (su, ateş, toprak, hava) yaratılmıştır.

Arş-ı aladan esfel-i-safiline (aşağıların aşağısına) kadar bu âlem, bu tertip ve sıra üzerine düzenlenmiş ve bu 15 çeşitle MÜLK ÂLEMİ’ nin yaradılışı tamamlanmıştır. 

Bu âlemin de yüksekliğine ULVİ ÂLEM, BAKA ÂLEMİ denir.

Ortancasına YILDIZLAR ÂLEMİ, FELEKLER ÂLEMİ veya GÖKLER ÂLEMİ denir.

Aşağısına SÜFLİ ÂLEM, CİSİMLER ÂLEMİ, UNSURLAR ÂLEMİ, KEVN ve FESAD ÂLEMİ ve DÜNYA ÂLEMİ denir.

İşte MELEKÛT ÂLEMİ’NİN müfredatıyla MÜLK ÂLEMİ’NİN toplamı yani çeşitli ruhlarla basit cisimlerin sınıflarının hepsi 29 olarak tamamlanmıştır.

Her iki âlemin sayıları kısımlarında üç çeşit birleşim, cisim var olmuştur ki bunlar, HAYVAN, BİTKİ ve MADENLERDİR.

Nasıl harflerin birleşiminden heceler, isim ve fillerle çeşitli kelimelerden kurulu bir lisan meydana gelmiş ve bunlardan cihan kitabı sonsuz manalar kazanmıştır.

Ders alan gözlerle bu âleme bakan Arifler, her birinde nice hikmetler seyrederler.
Böylece ellullah, Cenabı-ı Hakk’ın sanat sırlarını anlar ve içindeki derin manaya vararak onun yüksek huzurunu bulurlar.

(Marifet name, İbrahim Hakkı Hazretleri, 1.cilt bölüm1, madde2) 
                             *
RAVLİ





Popüler Yayınlar