29 Ekim 2011 Cumartesi

MEVLANA VE AKREP İLE KAPLUMBAĞA

Mevlana bir gün, bu yaratılışı kötü kişiler hakkında manalar saçıyordu.
Bu sırada şu hikâyeyi anlattı:

Bir gün bir akrep bir ırmağın kenarında dolaşıyordu.
Birdenbire bir kaplumbağa ile karşılaştı.

Kaplumbağa akrebin yanına gelip ona “ Burada ne yapıyorsun?” dedi.

Akrep “ Ben ırmağın öte yanına geçmek için bir çare arıyorum;
Çünkü benim bütün kavim ve çocuklarım ırmağın öte yanındadır “ diye cevap verdi.

Kaplumbağa da bir şefkat (Acıyarak, esirgeyerek sevme) göstermek ve garibin gönlünü okşamak için onu en yakın bir akrabası imiş gibi sırtına alıp su üzerinde yüzmeğe başladı.

Irmağın ortasına gelince akrebin sokmak arzusu uyandı.
Kaplumbağanın sırtına iğnesini şöyle bir dokundurdu.

Kaplumbağa “ Ne yapıyorsun?” diye sordu.

Akrep “ Hünerimi gösteriyorum.
Sen bana iyilik edip yarama merhem koydun.
Ben de sana iğnemi sokuyorum.
Benim göstereceğim şefkat de ancak budur “ dedi.

Bunun üzerine kaplumbağa hemen suya daldı ve bu uğursuz akrep Cehennem yılanının yanına gitti.

Mevlana, bu hikâyeyi anlattıktan sonra şu beyit-i okudu.

ŞİİR:
“ Haydi!
Kötü nefsi öldürün.
Bu hususta ihmal (Kendi haline bırakmak, önemsememe, boş verme) göstermeyin.
Onu diri bırakmayın,
Çünkü o akreptir.

Cahil yakınlık gösterse de sonunda cahilliğinden ötürü seni incitir.

Ahmağın sevgisi, ayının sevgisine benzer.
Onun kini sevgi, sevgisi kindir”

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:

Cahil ve ahmağa iyilik yapmalıyız ama incinmemek ve zarar görmemek için mesafeyi de korumamızın gerektiğini öğrendik.
Hatta iyiliğin senden geldiğini bilmemesinin daha iyi olacağını öğrendik.

İyilik yap ama dostların arasına hemen katma.
Olgunlaşmamış her insanın hayvani bir davranışa sahip olduğunu, vahşi hayvana yaklaşır gibi dikkatli olmamız gerektiğini öğrendik.

   AKIL VE KULLANILIŞI

Akıl, din, ilim, yumuşaklık, cömertlik, iyilik etmek, akrabaya yardım, sabır, şükür, halka yumuşak Muamele nasıl olmalı ve ne yapmam gerektiğini bilmeliyim.

İnsan tek düzelikten bıkacağı için, kalbimi büyüklerin hikmetli sözleriyle güçlendirerek tek düze yaşamaktan kurtulmalıyım.

İnsanın tabiatı gezinti yapmakla canlılık, neşe kazanacağından fikri gezintiler gerekli olduğuna inanıyorum.

Aklım en kıymetli varlığındır.
Aklı doğru kullanmazsam, ahlakta şaşkınlaşacağını biliyorum.

 Bir beladan kendimi kurtarırken ahmaklığın yüzünden sayısız belalara girmek istemiyorum.

Aklımı aşırı istekle meşgul etmem.

Aklını doğru kullanmayı öğrenmediysem, her an belaya hazır olurum.

Akıl ile geçim sağladığımın farkındayım.

Aklımı az kullandığım zaman veya sakat fikirleri aklımdan ayıklamadığım zaman ayıplandım.

Aklımla doğru ile yanlışı ayırt ederim.

Esas akıl doğuştan verilen akıl olduğunu biliyorum ve temiz olduğum müddetçe uzun vadeli iyi sonuçlara ulaşacağımı bilirim.

Toplumun baskı ve tesirlerinden aklını korumaya çalışırım.

Ruh sağlığımı korumak için yaşamımı kolaylaştıracak bilgi toplarım.
Akla bilgi toplarım, deneyimlerimden ders alırım, yaşantıma işlerlik ve verimlilik kazandırırım.

Ömür uzadıkça beden gücü azaldığını, fakat aklımı doğru kullanırsam aklımın gücü yaşamımı güçlendireceğinin farkındayım.

Başkalarının deneyimlerinden ders alırsam aklıma faydası olacağını biliyorum.

 Aklımı zinde ve dinç tutmak zorundayım, bunun için taraf olmam, zamanın dedikodularına kıymet vermem.

Akıl danışacak sam genç ve eğitimli olanı ararım, ihtiyarların fikirlerinin pas tuttuğunu biliyorum.

Akıllı insanın sorduğu sorudan anlarım, verdiği cevaptan
da anlarım.

Akıllı insanı bilmediğini sorduğumda, bu konuyu bilmiyorum diye cevap verdiğinden anlarım.
Arkadaş seçerken birinci öncelikle akıllı olduğuna, sonra ahlaklı olduğuna bakarım.

Yaptığım işi aşırı yaparsan ayıp olur, eksik yaparsan acizlik ve beceriksizlik olur.

Akıllıların orta yolu bulduklarını bilirim.

Aklımı fazla zorlarsam bedenime zarar vereceğimi bilirim.

Aklım sayesinde doğru sözlü, örnek hal ve hareket sahibi, darda kalmışlara derman olmaya çalışan ve herkes tarafından sevgi ve takdir hislerine mazhar olan olmak istiyorum.

Akıllı olursam hile yapmam, gerek de duymam.
Doymazlık yapmam, hile yapmadığımdan hilekârların yalan ve hile tuzağına düşmem.

Geçimini sağlayacak aklım yoksa kardeş ve dostlarıma dayanmanın doğru seçim olduğunu, yardım etmezlerse susup ve sabırla beklemenin doğru olacağını, yoksa ölümü beklemenin doğru seçim olacağını bilirim.

Aklı az olanların yanlışlarından öğretici, uyarıcı ders alırım.
Herkesi aklı miktarınca sorumlu tutmak gerekir.

Aklın olgunluk ve doğru yolu gösterdiğini bilirim. Aklın heva ile heveslerden ve hırstan ve şehvetten koruduğunun farkındayım. Akıllı olanın baştan yanlışa yönelmeyeceğini bilirim.

Kolay veya zor diye düşünmem, doğru veya yanlış diye düşünürüm.
İşimi ucuz diye beceriksizlere ısmarlamam.

Değersiz insanlara iyilik yapmam, sadaka veririm.
Kötülük yapmaya heves etmem.

Emri altındakileri korurum, başkasına verdiğim öğüdü kendim tutarım.
Dinin isteğine göre hareket eder, kendi isteklerimi ön plana almam.

Sabırlı adamlarla dostluk kurarım.
Ne yapabilirim diye daima düşünür, hemen yaparım.

Aklın kötülüklerden ve çirkinlikten tek başına ala koyamayacağını biliyorum ve ilahi hükümlerle beraber düşünerek iyiliği ararım.

Mevcut imkânlar ne kadar çok olursa olsun aklımı kullanmayı beceremiyorsam yoksulluk çekeceğim-in farkındayım.

Eşyanın adı ve anlamını bir arada düşünürüm.
Örnek(soba ısıtmaya yarar, TV. Tek taraflı sesli ve görsel araçtır, elma ağacı elma verir gibi)

İki cihanda mutlu olmak istiyorum.
Önce doğru dini bilgiye ulaşmalıyım.

 Allah’ın emirlerine yerine getirerek kendimi üst düzeyde disipline etmeliyim.
Disiplinin verdiği sakinliğe ulaşmalıyım.

Böylece aklımı doğru kullanmayı sağlamalıyım.
Sonuçta sevinç kazanmalıyım.

Sıkıntı çeksen bile gayretimi bırakmamalıyım.
Hayatta en büyük işlerimden biri şüphesiz bu olmalıdır.

İhtiyaçlarımı önemserim, arzu ve isteklerimi imkânlar ölçüsüne göre düşünürüm.
Arzu ve isteklerime imkânlar yeterli olmazsa çevremin onay vermeyeceğini ve sıkıntıya düşeceğimi biliyorum.

Arzu ve isteklerimi gerçekçi olarak düşünürüm.                                          
Bunalıma girmişsem gerçekçilikten uzaklaşmış olduğumun farkına varırım.                                 
Bulanıklıktan çıkmak için dostlarımın yardımını isterim.

Toplumun verdiği imkân ve hizmetlerden yaralanırken, topluma kendi imkân ve hizmetlerimi sunarım.

Sebebini bilmediğim içimde bir huzursuzluk var ise maddi manevi borçlu olduğum kimselerin bana ve imkânlarıma ihtiyaç duyduklarını anlarım.

Aklı artıranın iş ve meşguliyet çokluğu olduğunu bilirim.
Akıllı kimse sorusunda bile açılımlara sebep olduğunu bilirim.

Akıllı kişinin ALLAH’IN emirlerini yaptığını bilirim.

Bahsettiğimiz konu cüzi (parça) akıldır.
Benim bu kadar akıllı ve doğru olduğumu zannetmeyin.

 Ben-sen hitabı itici olduğundan kendi üzerimden ifade etmeye çalıştım.
Esas akıl olan külli (bütün) akıldan ileride bahsedeceğim.

Şimdilik dünya işlerinde neredeyim?
Sorusuna bir ışık tutmaya çalışıyorum.
                                                                    
               AHMAHLIK VE ÇARESİ

Yaşamımızda yaptıklarımızı ve söylediklerimizi ölçü almadığımızda doğru, haklı ve akıllıca yaptığımızı zannederiz.

Ölçü aldığımızda ahmakça davrandığımızı fark ederiz.                                                

Kanuni ölçüler, ahlaki ölçüler, vicdani ölçüler, dini ölçüler söz ve davranışlarımızı doğrulamadıkça zan perdesi içinde kalırız.

Ahmak:

1. Eksiğini, hatasını, öğrenip düzeltilmeyi kabul etmez.

 2. Dostluğunun sonu, zararla, ziyanla, kinle biter.

 3. Dost olarak yaklaşırsan kendini büyük görür.

 4. Uzaklaştığın zaman tasalanır, kederlenir.

 5. Konuşmaya gittiğin zaman konuyu kendi istikametine çeker.

 6. Kendi haline bırakıldığın zaman problem çıkararak konunun içine çeker.

 7. Uyarı yaparsan, türlü sıkıntılara sokar, arkandan laflar gelir.

 8. Kötülük eder de iyilik yaptım diye teşekkür bekler.

  9. İyilik eder de kötülük ettim diye özür diler.

10. Bayağı ve aşağılık hareketleri bitmek tükenmek bilmez.

11. Biraz fazla para verirsen her şeyi yapar.

12. Tedavisi başkası tarafından tedavi yapılamayan bir hastalıktır, doktorları bile aciz bırakır.

13. Kendine vaaz ve nasihat etmez, başkalarına eder.
       Kendi kusurunu görmeyip başkalarının kusurlarını görür.

14. Huyu daima huysuzluk etmektir.

15. Pintidir, cimridir, ancak herkesten cömertlik bekler.

16. Fakirlikten ve yoksulluktan çok korkar.

17. Sağdan soldan öğrendiği bir iki konuyu bilginler ayarındaymış gibi konuşurlar.

18. Ben ne yapabilirim diye düşünmez.
Kim bana ne yapar diye hep bekler ve çevresini kendisine bir şeyler yapsın diye zorlar, edepsizliği silah olarak kullanır.

19. Aklını arzularına ve isteklerine göre kullanır.

20. Uygun yer, zaman, kişi, söz, davranış seçemez.

21. Sözü ile yaptıkları birbirine uymaz.
Yarın ne yapacağını tahmin edemezsin.

22. Dostunun kanını döker de kolum yoruldu diye mirasçısından para talep eder.

23. Kendisinde olanı başkasından ister, bekler.

24. Sır saklayamaz, duymaması gereken kişiye sözü ulaştırır. 

25. Aklını ortak yararlılık için kullanamaz.

26. Yanlış olduğunu söylediği halde aynı yanlışı yapar.

27. Aklını doğru kullanamayana deli denir.

28. Bulaşıcıdır. Bulunduğun yer de bir ahmak varsa bile kaç.

29. Eleştirildiği zaman tüm gizli utançları ortaya döker.

30. Hayal âlemindedirler, gerçeklerle yüzleşmekten kaçarlar.

Kendinde ve yakın çevrende bu verilere uygun davranışlar göreceksin. 
Sen ancak kendini düzeltebilirsin.

O kişi istemediği takdirde asla düzeltemezsin.
Yapacağın ancak ölçüleri hatırlatmak olmalı.

Yapılacaklar:

Beğenilen ve sevilen ilim adamlarının kitaplarını oku.
İlim adamlarının toplantılarına katılmaya çalış.

Radyo ve televizyonda bilgili insanları izle, dinle ve not al.
Şüphe, vesvese ve unutkanlık bilgili, insanın hastalığıdır, ahmaklıkla karıştırma.

Topladığın notları kolay bulabileceğin konularda ayrıştır.
Bulunacağın ortama yukarıdaki verileri ölçü alarak orada kalma süreni ayarla.

Yanlış kişilerle beraberlikten ve onların farkında olmadan verdiği zararlardan kurtulmak için yalnızlığı tercih et.

Uzun hedefler koyarak ve bunlara ulaşmak için hayal âlemine dalma.
Kısa ve sonuçlarını alabileceğin kısa vadeli hedefler koy.
                                                                                    
           HEVA ve HEVES  (ZEVK VE ŞEHVETLER)
Hoşlanma duygusu ile heveslenmek, istek duymak, sevgi beslemektir.
İçi boş, aslı olmayana bağlanmaktır.

İman ve ibadetin tersidir.
Düşkünlüktür.

Tiryakiliktir.
Boş ve kuru hedeflerdir.

Neticesiz arzulara her türlü ahlaksızlığa sebeptir, kirlenmene nedenidir, mertlik ve yiğitlikten uzaklaştırır, kötülük yollarını öğretir ve yapmanı sağlar.

Akıl yoğun baskı altına alınır, zorlanır, kumanda edilir hale düşürülür.

Şehvete yol açar, bir anlık şehvet uzun üzüntüler getirir.
Hesap vermeyi unutturur.

Boyun eğdiren durumuna düşürür.
İstediğini kolayca alamazsa vazgeçer.
 Avcı değildir.

Kolay veya zor seçeneğinden hareket ettirir, doğru veya yanlış düşünceden uzaklaştırır.
Hileli tarafı gizler, çirkini güzel gösterir, zararı kar gibi gösterir.

Çirkin şeyleri sevdirerek gözünü kör, kulağını sağır eder.
Arzuların hep uyanıktır, akıl uyur o uyumaz.

Hak ve doğru olanı çekilmez derecede ağır, sonu kötülükleri ise hafif ve gönül okşayıcı olarak gösterir.
Bakışların çoğu şehvet tohumu eker.

Bir anlık şehvet ise uzun üzüntüler getirir.
Kendi nefsimiz istek olarak hayale taşır, toplum cesaret vererek zorunlu istek haline getirir.

Gevezeliği ile sebepsiz düşman çoğaltır.
                                                                                     
                           İLİM
Allah bilgili kimseleri sever.
İlim; mal, itibar ve güzellik kazandırır.

Diğer insanlardan üstün olursunuz.
Âlim cahili bilir. Cahil âlimi bilemez.

Şüpheyi ortadan kaldırır.
Doyulmaz, kanılmaz bir nimettir.

İlmin fazileti (iyilik yapmaya, fenalıktan çekinmeyi sağlayan yetenek, güzel huy), ibadetin faziletinden daha hayırlıdır.

Allah kuluna iyilik dilerse dini ilimlerde âlim kılar.
Kur' an öğrenen değerli, itibarlı, şerefli, meziyetli ve onur sahibi olur.

Hadis öğrenenin delilleri kuvvetli olur.
Matematik bilenin görüşü keskin olur.

Arap dili öğrenenler ince ve duygulu olurlar.
Kendini kontrol etmeyenin işleri karışır ve zarara doğru gider.

Âlim bir hata yaptı mı, o ilmi de hataya düşürür.
Âlimler bilgi ile ders veren düşünceye sevk eden hikmetli söz söylerler.

İlim seni korur.
Âlim olamıyorsan bile âlimlerle oturmaya çalış.

İlim yolunda olanlara hoşnutluklarından dolayı melekler kanatlarını sererler.
Hz. Ali "ya bilen, ya öğrenen, ya dinleyen ya da bunları seven ol. Beşinciden olursan mavf olursun" demiştir.

Fakirlikten ve yoksulluktan korkmazlar.

Allah sevmediği kulunu ilimden mahrum eder, mal verir oyun oynayan çocuk gibi oynatır.

İlim münakaşa etmek için öğrenilmez.
Uygun ortamda ilmi münakaşa yapabilirsin.

İlim ve ihtisas sahibi olanlar sorulmazsa susarlar.

İlim öğrenen, utanmayı, kibri, gururu, utanmayı, gamı, tasayı, elemi, gelecek menfaati, ezberlemeyi, hatıralarını bir torbaya doldurup ağzını sıkıca bağlar.

Her şeyin güzelini ara ve al.

İlim fayda sağlar.
İlimde boş ve lüzumsuz yoktur.

İlim av gibidir kaçar, gizlenir.
Avcı isen izi iyi sür, aklayıncaya kadar zahmet çekeceksin bil.

İlim, bilgileri tekrar gerektirir.
İlme soran dil, düşünen kalp ile ulaşılır.

Bilmediği şeylerden bilenler gibi konuşmayanlar ilim sahibidir.
Allah’tan âlim kullar korkar.

İlmi kendin için yaşayarak öğren, başkasına öğretmek için öğrenirsen vebali sana nuru başkasına olur.
İlim sözden önce gelir, yapmaktan da önce gelir.

Âlim, az söyler maksadını gizlemez.
İlim gibi dost ve sırdaş bulunmaz, yumuşaklık gibi yardımcı yoldaş bulunmaz.

İlim öğretene hürmet edersen, saygı gösterirsen, el pençe divan durursan sütünü sana zahmetsizce verir.
İlim öğreteni hedef alırsan cahillerden olursun.

İlimi anlatan, ilmi dinleyen, ilmi yaşayan ayrı-ayrı güzelliklere kavuşur.
Düşünen kalp ile iyi niyetle sorulan soruların cevabından ilme kavuşursun.

İlimde ilk basamağa varan her şeyi biliyorum diye zanneder. İlimde ikinci basamağa varan diğer âlimlere bakarak kendini alçakta görür. İlimde üçüncü basamağa varanlar kimse ilim sahibi olamaz ve olamamıştır der.
                                                                                                         
                              CAHİL
Âlimi, İlmin şeref ve fazilet (iyilik etmeye, fenalıktan çekinmeyi sağlayan huy)verdiğini bilmezler, anlayamazlar, bilemezler.

Anlamadığı bir şeyden fikir yürütür, yanlış ve esassız açıklamalar yaparlar.
Kötülüğü şöhretlendirir.

Çirkine, güzelden daha fazla şöhret verirler.
İlim sahibinin hatasını yakaladı mı yayar ve şamata eder.

Canları ve başları pahasına üzerine düşüp uğraşıp didindikleri mal peşindedirler.
Malı korurlar.

Çocukken verilen oyuncakla oynar, büyüyünce kendi edindiği eşya ile oynar.

Kördür göremez, sağırdır işitemez.
Fakirlikten ve yoksulluktan çok korkar.

Cahil cahiller içinde şöhret olur.
Cahili okutur öğretirsen sonunda kendini senden daha âlim görmeye başlar.

Bilmez, bilmediğini de bilmez, bu cahildir.
Eğitilmez kendi haline bırakmak gerekir.

Yapılanın maksadını doğru değerlendiremez, tepkileri anlamazlıktan gelir.

KİŞİ KENDİNİ İYİ YOLDA DEĞİŞTİRMEK İSTERSE, TÜM KAPILAR ONA AÇILIR.
                                 *

RAVLİ









Popüler Yayınlar