23 Ağustos 2022 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5930 İNCİ BEYİT

 (Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

 5930. Hepsi (Aşıklar) de ışık içinde gizlenmiş, hepsi de senin lütfuna (İyiliğine, bağışına) dalmış, uyumuş.,

Hepsi de yanılmış da a Tanrım demiş;

Nerdesin?

 

Hepsi de rahmetle (Bağışlama, yarlıgama, merhamet etme) bir yatakta yatmış;

Hepsi de nazla (İlgiyle, sevgiyle) -nimetle (Yaşamak için gerekli her şey) gelişip yetişmiş hepsinde yoksulluk (Sadece Allah'a muhtaç olanların giydiği hırka) elbisesine bürünmüş devlet şehzadesi (Padişahlığa hazırlanan çocuk) kesilmiş.

 

Bu kavuşmayı, bu buluşmayı görünce her yana koştum;

Aradım-aktardım;

Ayrılık nedir, adını diye duyamadım.

 

Hani o değil de onun yerine geçen diye bir addır, söyleniyor ya;

Olsa-olsa engellik kıskançlığından (Sevilen birinin, başkası ile ilgilendiği kanısına vararak,  bu ilişkiyi engellemeyi sebep olarak görmeden) meydana gelen birşey..

Yoksa yerine geçiş de ne, engellik (Buluşmayı engelleyen sebep olan) de kim?

Hepsi de düzen (Kıskandırarak hareketlenmeyi sağlamak oyunudur).

 

Ölümsüzlüğün canından, o güzel yüzlüyle buluşmadan başka birşey yok., Bilgisizliğinden başka türlü tanık olma da herze yeme (Yersiz söz söyleme, gereksiz davranışta bulunma) .

 

A dost, o Tanrısal şarabı sun, o Tanrısal şarabı.,

Onda ne mahmurluk (Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik) zahmeti var, ne ayrılık korkusu.

 

Onun yeri ağız değildir;

Bütün parçaları (Her zerresinin sözü olan) ağızdır onun.,

Bitkisi yerden bitmez;

Gökten biter o, gökten.

 

O şaraptan (Tanrı şarabından), kutsal can kesilen (Canını Tanrıya adamış kişi) koku alır, haber duyar.,

Öylesine kişi ölü değildir ki tutsun da akbaba kapsın onu.

 

İmran oğlu Musa, "Bana görün" der de sakıylik (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi Tanrı şarabı ikram) ederse Turdağı'nın gönlüne girer de taştan bile ışık doğar.

 

Ramazan ayının la'l (Kırmızı) şarabı, gizli kadehlerle her yerde sunulur-durur sana.,

Nerdesin, bilmezsin, haberin bile olmaz.

                       ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                ***

Neler öğrendik;

1.    Aşıkların hepsi de Allah'a kavuşma ümidinde ışık içinde yol aldıklarını, Allah'ın iyiliklerine bağışlarınakavuşmalarına rağmen Allah'ı aramaya, tanımaya devam ettiklerini, Allah'ım nerdesin sözünü hep söylediklerini öğrendik.

2.    Aşıkların hepsi de ölünce yok olmadıklarını, bağışlanmanın, yargılanmanın, merhamete kavuşmanın huzuruyla uzanıp mezarlarında yattıklarını, sadece Allah'a muhtaç olmanın yoksulluğunda padişahlığa hazırlanan şehzade gibi ilgi ve sevgi ile süslendiklerini öğrendik.

3.    Allah'tan ayrı olmayacağımızı, ayrı düşmüş gibi düşünmekle tekrar arayışa geçtiğimizi öğrendik.

4.    Kişi beraberlik içindeyden sahip olduklarının kıymetini kaybettiğini, dışa çıkıp içe baktığında sevgilisinin başkasıyla ilgileniyor kıskançlığına girerek oyun oynamaya kalktığını öğrendik.

5.     Ölümsüzlük seviyesiyle Allah dostlarıyla buluşmanın değerli olduğunu bilmemiz, onların sunduğu mahmurluk veren, zahmetsiz, ayrılık korkusunu  yok eden Tanrısal şarabı içmemiz gerektiğini öğrendik.

6.    Tanrı şarabını ağız değil vücudun bütün parçalarının içtiğini, Tanrı şarabının gökten bittiğini, gökten yeryüzüne indiğini öğrendik.

7.    Tannrı şarabı içen kutsal can olacağını, Allah'tan koku alacağını, haber duyacağını öğrendik. 

                 *

İşte böyle yaren;

Ramazan ayında her yerde gökten gelen Tanrı şarabı gizli kadehlerle sunulduğunu, farkında olup bundan içen kişinin bu sarhoşluk içine bu ayda ışık haline geleceğini öğrendik, anladık.

                           *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar