(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
5830. Aşk sayvanı (Koruma perdesini) açtı, yarışarak koşun, gelin.,
Değil mi ki hem teslim olmuşsun, hem sana uyulmuş;
Yürü, can aleminin gül bahçesine var.
Var da orada mahmurluklar (Yaratıklar), neşeler (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinçleri), sevinçler (İstenen veya hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşkuları)gör.,
Öylesine bir zevk (Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu), bir neşem (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinçler) ki, doğduğumdan (Ortaya çıktığından) beri öylesini (Onun gibi olanı, ona benzerini) görmemişsindir.
Sözümü kısa kestim, kalanını sen söyle.,
Düşmanların inadına sevgiyi aç (Kapalı durumdan açık duruma getir), yay (Sınırını genişlet), anlat (Konu üzerinde açıklama yaparak bilgi ver).
Şehrine ulaştım, benden kaçtın, bir bucağa sığındın..
Şehrinden gittim, vedalaşmak için beni görmeye bile gelmedin.
İster lütufta (İyilikte, yardımda) bulun, ister kin güt (Gizli düşmanlık et);
Tümden canımızın sağlığı-esenliği (Afiyeti, sıhhati, selameti) sensin;
Tümden bayramımızın (Önemli olan günümüzün) süsü, bezentisi (Süsü) sensin.
Gizli oluşun, kıskançlığın dandır;
Yoksa tümden apaçık güneşsin (Güçlü ısı ve ışık verensin);
Her zerreden (Çok küçük parçacıktan) görünür-durursun sen.
Bir bucağa sığınsan da ciğerimizin köşesisin (Çok sevdiğimiz), beyimizsin (Saygı duyduğumuz kişisin);
Perde ardına da girsen herkesin perdesini yırtan sensin.
Kafirliğin gönlü (Kalpte oluşan duyguların kaynağında inançlığın etkisi), senin yüzünden dağınık, işkilli (Yanlış ve yersiz düşüncelere yönelmiş)..
İnancın başı, senin şarabımla (Tanrı şarabıyla) sarhoş.,
Herkesin aklını (Düşünme, anlama ve kavrama gücünü)-fikrini (Düşüncesini) kaptın, herkesin kulağını çektin (Uyarmak için hafif bir ceza verdin), burdun (Tutup bükerek çektin).
Bütün güller, kışa rehin (Geri alınmak şartıyla borçlunun alacaklıya verdiği değerli şey);
Bütün başlar şaraba rehin.,
Sense hem bunu ölümün (Sona ermeden, yok olmadan, ortadan kalkmadan) elinden satın alıp kurtardın;
Hem onu.
Gülün ve fesi (Başlığı) yoksa, tüme yol bulunmazsa bir uğurdan sana dayanırız;
Sen Hem dayancımızsın (Bir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan şeyin, kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temelimizsin), hem güvencimiz (Şüpheleri dağıtmak için inandırıcı söz söyleyenimizsin).
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Aşk dünyasının koruma alanına koşarak, birbirimizle yarışarak gitmemiz gerektiğini, hem teslim olunan hem de bize uyulmuş Mevlevilerin güzelliklerine gitmemiz gerektiğini öğrendik.
Aşk alanında yaşanmamış güzelliklerin görüleceğini, mutlulukta doyuma ulaşılacak olanakların olduğunu öğrendik.
Mevlana Hazretlerine ziyaretine gitmek gerektiğini, canlı olarak bilip kaçmamamız, ayrılırken de veda etmemiz gerektiğini öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin kendisine yönelmiş kişilere çok önem verdiğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin sayılan ve sevilen kişi olduğunu, gizli bir güneş olduğunu, kıskançlıktan zarar görmemek için kendi adını açık etmediğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin ölümsüz olmayı öğrettiğini, Mevlana Hazretlerinin tüm inceliklerini anlattığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Neler öğrendik;
Şems
Hazretleri, Mevlana Hazretlerine ve ona gönül bağıyla
bağlananların dayancı ve güvencesi olduğunu öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ
